Bir Lider Öngörüsü: Ne kadar şanslı olduğumuzun farkında mısınız kızlar?
~~~
M. Kemal Paşa:
"... Yarınki Kongreye birkaç kadın öğretmen de katılacak.." dedi, " bunu duyan bazı milletvekilleri karşı çıktılar. Şu zavallı kafaya bak! Bu çağ dışı, dünyaya kapalı, alaturka, ilkel kafalar yüzünden bugün bu haldeyiz. Başka yolu yok, kendimizi yenilemek, ilerlemek, günümüz uygarlığına ayak uydurmak, onlarla eşit duruma gelmek, bunu sağlamak için de bu donmuş, durmuş, uyuşmuş kafaları değiştirmek zorundayız. Yoksa bugün kurtulsak bile yarın yine ayak altında kalırız, kurbanlık koça döneriz, yem oluruz, yine rahat rahat sömürürler, bugün yaptıramadıklarını ilerde yine yaptırmaya çalışırlar, yine bir sürü işbirlikçi bulurlar. Uğrunda birçok çocuğumuz gibi Nâzım'ın da canını verdiği bu mücadele, boşa gitmiş bir gayret olur."
~~~
Sayfa 180 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Kastamonu'da Lise: Komünistlerle İlk Mücadele
Kastamonu'da lisedeyken pul merakım vardı, İstanbul'dan pul getirtmeye başladım, arkadaşım vasıtasıyla ve iyi paraya Kastamonu'da esnafa satmaya başladım. O paradan annemin "Oğlum babana şuradan acele para ver" deyip de para verdirttiğini hatırlıyorum. "Sonra alırsın
Kastamonu'da Lise: Komünistlerle İlk Mücadele
Kastamonu'da lisedeyken pul merakım vardı, İstanbul'dan pul getirtmeye başladım, arkadaşım vasıtasıyla ve iyi paraya Kastamonu'da esnafa satmaya başladım. O paradan annemin "Oğlum babana şuradan acele para ver" deyip de para verdirttiğini hatırlıyorum. "Sonra alırsın
Yıl 1931, Mustafa Kemal, bir İngiliz gazeteciye “60 yıl sonra Sovyetler Birliği, 60 cumhuriyete bölünecek” der. Kaç yılında yıkıldı Berlin Duvarı hatırlar mısınız? 1991.
1936’da Amerikalı General McArthur’la görüşmesinde, II. Dünya Savaşı çıkacağını, Almanya ve İtalya’nın aynı tarafta olacağını söyler.
Hiçbiri tutmayabilirdi ama bir tarafta geleceği düşünen bir lider, diğer tarafta bu ülkenin son 40 yılını yöneten üç lider. Sadece geleceği okuyabilseler bile çok farklı yerlerde olurduk. Şirketiniz de olur, siz de olursunuz.
Stratejide geleceği siz belirlersiniz.
Suçlular ve Güçlüler ..
Kim milliyetçi? 31 martın kanlı kaldırımlarını sırtlarında taşıyanlar mı?. Kim Atatürkçü?. Yabancı sermaye şirketlerinin ücretli temsilcileri mi? Kim Cumhuriyetçi? Her köyde Kur'an kursu açıp, Abdülhamid övgüleri yapanlar mı?. Kim demokrasici? Hitler özentileri mi?. Parti kongrelerinde:
— Rehberimiz Kur'an, hedefimiz turan... Tek Meclis, tek lider... diye
karşılananlar mı... Ve bütün bunların eylemlerine destek olan, alkış tutan ve ses çıkartmaktan korkanlar mı. Evet, evet, kim Atatürkçü? Kim? Söyler misiniz kim?.
Ülkenin bağımsızlığını mı istiyor? Komünisttir deyip atın cezaevine, emekçi sınıfların hakkını mı savunuyor?. Bozguncudur deyip, kesin sesini, özgürlük mü istiyor, Anayasa'dan yana mı yoksa devrim mi istiyor? Vurun boynunu.
«Nizam-ı âlem» böyle istiyor...
Sayfa 264 - Tekin Yayınevi 14. Baskı 1993Kitabı okudu
_Işık bekliyor, fakat karanlığa sığınıyoruz. İncil
_Karanlığa lanet etmektense, bir mum yakmalıyız.
_Neyin doğru olduğu umurumuzda mı? Fark ediyor mu?
_Gerçek bilgelik, sınırlarımızı bilmekte yatar
_Can sıkıcı ve sevimsiz görünse de bilimsel yöntemin önemi, bilimsel bulgulardan çok daha büyüktür.
_Edilgen taraf, baskın tarafın yanılsamalarına
Tamaru, karşı taraftakinin sözlerini duymazdan gelerek konuşmasını sürdürdü: “Uşikava Bey bu adreste ve maalesef artık soluk almıyor. Göründüğü kadarıyla doğal ölüm değil. Cüzdanında Yeni Japonya Bilim ve Sanatı Geliştirme Cemiyeti, Sorumlu Müdür yazan kartvizitler var. Polis, o tipi bulacak olursa sizinle bağını er ya da geç anlayacaktır. Sizin
Sayfa 456Kitabı okudu
Karışıklık sırasında birkaç siyahi lider Başkan Woodrow Wilson’la görüşmeye çabalarken, siyahi bir üniversite profesörü ona, “Siyahlar bu kriz anında sizin ve ülkenin yanında duracak. Peki, siz ve ülke onların yanında duracak mısınız?” diye yazdı. Başkan mektubu yanıtsız bıraktı.
Sayfa 281Kitabı okudu
The Secret ve benzeri kitaplar üzerinden Yahudiler ne yapıyorlar farkında mısınız?
“The Secret” kitabı satış listelerinin üst sıralarındaki yerini koruyor… Bu kitabın gerçek sırrı göründüğü gibi “iyi düşün iyi hisset mi?” Sadece bu olsa televizyon programlarının da içinde bulunduğu bu denli büyük bir projeyi kim finanse ederdi, bu kadar reklamını
Amerikan Ordusunda Irk Meselesi
ABD'nin 1917'de savaşa katılmasıyla birlikte pek çok Afro-Amerikalı ülkesine hizmet edebilmek için silahlı kuvvetlere akın etti. Birçoğu askerlik hizmetinin beyaz nüfusun onlara daha eşit bakmasını sağlayacağını umduysa da böyle olmayacaktı. ABD ordusu siyahileri başlarında beyaz subaylar bulunan ayrı birliklere yerleştirmeyi tercih etti. Ancak ırkların ayrıştırılmasından yana olan kimileri için silahlı siyahlar tahammül edilemez bir görüntüydü. Houston, Teksas'ta bulunan ve bütünüyle siyahlardan oluşan bir birlik, 1917 Ağustos'unda şehrin katı ırk kanunlarını alenen göz ardı etti. Yerel beyaz nüfus siyahların onlarla birlikte toplu taşımayı kullanmaları ve sinemada bulunmalarından dehşete düşmüştü. Houston polisi siyahi askerlere ibreti alem olması için 23 Ağustos'ta içlerinden birini tutukladı ve darp etti. Yoldaşlarına yapılan muameleden ötürü hiddetlenen siyahi askerlerin karşılık vermesi, bölge halkından 17 kişi ve iki askerin ölümüyle sonuçlanan büyük bir silahlı çatışmayla sonuçlandı. Bu olayı isyan kapsamında değerlendiren ABD ordusu, birliğin tamamını silahsızlandırıp 100'den fazla mensubunu askeri mahkemeye çıkardı. Bunlardan 13'ü temyize gitmelerine bile firsat verilmeden idam edildi. Karışıklık sırasında birkaç siyahi lider Başkan Woodrow Wilson'la görüşmeye çabalarken, siyahi bir üniversite profesörü ona, "Siyahlar bu kriz anında sizin ve ülkenin yanında duracak. Peki, siz ve ülke onların yanında duracak mısınız?" diye yazdı. Başkan mektubu yanıtsız bıraktı.
Sayfa 281 - Kronik Kitap 1.BaskıKitabı okudu
“Eğer aldığınız sonuçları üst düzey bir yönetici grubuna sunma fikri gözünüzü korkutuyorsa, birleşik bir analiz yapabilmeniz ya da bilgisayarınızın başında oturup harika bir regresyon analizinden heyecan duymanız yeterli olmaz. Düşüncenizi aktarabilmek, sesinizi yükseltip duyurabilmek, kendinizle barışık olabilmek; hayati bir fark yaratan yeti türleri işte bunlardır.”
Kodak’ta mükemmellik için gereken diğer öğeler, Worden’ın ifadesiyle şunlardır: “Savınızı ne kadar iyi sunabiliyorsunuz? Güdü önemlidir; sabahın sekizinden akşam saat beşe kadar orada öyle oturup, hep dürtülmeye mi ihtiyaç duyuyorsunuz, yoksa bazı kişisel fedakârlıklarda bulunabilen, yüksek enerjili biri misiniz? Birlikte çalışılması zor bir insan mısınız, yoksa doğal bir lider olarak mı görülüyorsunuz? Diplomasi de önemlidir; kişisel ve kurumsal duyarlılıkları seziyor musunuz? Yaratıcı risklere girebiliyor ve uyum sağlayabiliyor musunuz? Başkalarının özgüvenini sarsan, kavgacı biri misiniz, yoksa diğer insanlara ilham verip onlara yol mu gösteriyorsunuz? Ve son olarak, proaktivite var: İşinizde bir etki yapacak şekilde takipçi, eyleme yönelik biri misiniz?”
Varlık Yayınları ⸻ MOBIKitabı okudu
Kendinize sorun: Sizin organizasyonunuzla ilgili başarı beklenti seviyeniz nedir? Kendinizi 'Oyun'u kazanmaya ne kadar adadınız? Savaştığınız köşede 'Zafer Yasası'nı uygulayacak mısınız yoksa zor dönemlerle karşılaştığınızda havlu mu atacaksınız? Bu sorulara vereceğiniz yanıtlar lider olup olamayacağınızı belirleyecektir.
Sayfa 170 - Beyaz yayınlarıKitabı okudu
“Eğer aldığınız sonuçları üst düzey bir yönetici grubuna sunma fikri gözünüzü korkutuyorsa, birleşik bir analiz yapabilmeniz ya da bilgisayarınızın başında oturup harika bir regresyon analizinden heyecan duymanız yeterli olmaz. Düşüncenizi aktarabilmek, sesinizi yükseltip duyurabilmek, kendinizle barışık olabilmek; hayati bir fark yaratan yeti türleri işte bunlardır.”
Kodak’ta mükemmellik için gereken diğer öğeler, Worden’ın ifadesiyle şunlardır: “Savınızı ne kadar iyi sunabiliyorsunuz? Güdü önemlidir; sabahın sekizinden akşam saat beşe kadar orada öyle oturup, hep dürtülmeye mi ihtiyaç duyuyorsunuz, yoksa bazı kişisel fedakârlıklarda bulunabilen, yüksek enerjili biri misiniz? Birlikte çalışılması zor bir insan mısınız, yoksa doğal bir lider olarak mı görülüyorsunuz? Diplomasi de önemlidir; kişisel ve kurumsal duyarlılıkları seziyor musunuz? Yaratıcı risklere girebiliyor ve uyum sağlayabiliyor musunuz? Başkalarının özgüvenini sarsan, kavgacı biri misiniz, yoksa diğer insanlara ilham verip onlara yol mu gösteriyorsunuz? Ve son olarak, proaktivite var: İşinizde bir etki yapacak şekilde takipçi, eyleme yönelik biri misiniz?”
Varlık Yayınları ⸻ MOBIKitabı okudu