Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Korkuyorum Olric. Kendimi elevermekten korkuyorum. Majesteleri bana güvenebilirler. Ne zamandan beri majeste olduk Olric? Geçen gün konuşmuştuk efendimiz: yeni bir krallığın hüküm sürmeye başladığından söz etmiştik. Demek yeni saltanatımız başlıyor. Öyle oluyor efendimiz. İçimi bir soğukluk kapladı Olric. Uzaktaki ülkemin, buzlar ülkesinin bir özlemi olacak bu Olric. Bu sahte sıcaklık beni hiç ısıtmadı; şimdi anlıyorum bunu.
Sayfa 562Kitabı okudu
İşte sa majeste İzmir şehri 54-55 kışında kralımız Gebersek yıldızları dağıtsak Kaygısız kılı kıpırdamıyor.
Reklam
1856 Paris Kongresi'nde“Avrupa Ailesi”içine daha ciddi olarak ithal edilmiş gibi davranılır.Padişah'a artık“şevketlü, azametlü” (Sa hautesse)denmeyecektir,daha şatafatlı bir unvan kullanılacaktır:“Haşmetmeab hazretleri” (Votre majeste)
Sayfa 122
" Majeste, siz sıradan bir adama bakıyorsunuz; oysa ben , büyük bir adama bakıyorum. Bundan ikimiz de yararlanabiliriz ."
Saat 12.15'te Tophane Rıhtımı'na ayak basmıştı kral. Atatürk konuğunu rıhtımda karşılamış, Fransızca "Hoş geldiniz majeste" demişti. Kuvvetli bir hava vardı, deniz dalgalıydı. Kral, bindiği motor sallandığı için kıyıya tutunarak çıkmış, sonra da bir mendille elini silmek istemişti. Atatürk o anda "Vatanımın toprağı temizdir. O elinizi kirletmez!” demiş ve kralı silmeye çalıştığı elinden tutuvermişti..
Sayfa 361 - Destek YayınlarıKitabı okudu
İngiltere Kralı VIII. Edward, İstanbul'a yaptığı ziyarette Atatürk'ün çok sigara içmesine dikkati çekerek şöyle konuşur: "Paşam, sigarayı çok içiyorsunuz. Siz bu ulusa çok lazım olduğunuz için hiç içmemelisiniz". Atatürk hafif bir tebessümle; "Zararı yok, gerekirse bu ulus benim gibi binlercesini yetiştirir" der. Sohbetleri sırasında Atatürk, Kral Sekizinci Edward'a sigara takdim eder. Hariciye Vekili, hemen kibriti yakar ve alışkanlık haline gelmiş bir hareketle önce Atatürk'e sonra Kral'a uzatır. Atatürk bu protokol hatasını şu sözlerle düzeltir. "Majeste, bilirsiniz ki kibritler ilk yandığı esnada zehirli bir gaz neşrederler. Türk misafirperverliği bu zehirli gazı misafirin teneffüs etmesine manidir. Biz misafirimizin sigarasını saf alevle yakarız."
Sayfa 94 - Güven KitabeviKitabı okudu
Reklam
Dük de Windsor veliahtlığı zamanında, ilk defa olarak, 1922 yılının sonlarına doğru İngiliz İmparatorluğunun bu (Hindistan) en büyük sömürgesini ziyarete gidiyor ve halk tarafından son derece soğuk bir surette karşılanıyor. Uğradığı şehirlerde, gerçi hükümet erkânı lâzımgelen istikbal merasimini tertip etmiştir ama, hiç bir yerde halk bu merasime, seyirci olarak dahi, katılmamıştır. Evlerin pencereleri, dükkân ve mağazaların kapıları, dövantürleri sımsıkı kapalıdır. Bu hal genç Veliahtte acı bir hayret uyandırıyor ve majeste babasına gönderdiği bir mektupta bunun sebebi acaba ne olsa gerek?» diye soruyor. Aldığı cevabın özeti şudur: «Bunda anlamayacak ne var! Türk Generali Mustafa Kemal açtığı İstiklâl Savaşında büyük bir zafer kazanmıştır ve bu zafer Hintlilerin bize karşı zaten beslemekte bulundukları direnme hissini arttırmış olabilir» (Dük de Windsor'un neşrettiği hatıra kitabında bu haddisenin tafsilâtını ve bu mektubun metnini okuyabilirsiniz)
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Atatürk'ün kişiliği, Çeşitli Cepheleriyle Atatürk, op. cit., S. 6Kitabı okudu
İngilizler, Arap meselesini sadece kendileriyle halledilecek bir mesele farz ediyorlardı, onun için Türk barışının ele alınacağı Londra Konferansı'na (21 Şubat-12 Mart 1921) Hüseyin'i davet etmediler. Hicaz Kralı ise, Ankara'nın sağladığı ortamdan kendi davası için yararlanmayı tasarlıyordu. Davet edilmesi için "Savaş
Sayfa 166 - Boyut YayınlarıKitabı okudu
Profesör Tamara Loos
Günümüzde pek çok Tayland vatandaşı, Lése majeste (krala ihanet) yasalarını çiğnediği için kovuşturmaya maruz kalmamak ve statükoya karşı gelmekten kaçınmak için görünmez bir otosansür uygulamakta. Prisdang'ın deneyimi, Taylandlı vatandaşlar üzerimdeki baskı ve kontrolün sadece yasalar ya da devlet tarafından verilen resmi cezalarla değil, sosyal disiplin yoluyla da sağlanabileceğini ortaya koyuyor. ... Bu duyusal kontrol yöntemleri Siyam'ın mevcut sosyal ve siyasi hiyerarşisinin sınırlarını ihlal edenlerin dışlanmasını sağlayarak,söz konusu hiyerarşiyi daha da pekiştirdi.
- Köpek herif, seni kim çağırdı! Bir kralın karşısına çağrılmadan girilir mi?.. Sersem ayı! Malkoçoğlu dudaklarında aynı alaylı gülümseme, eğildi: - Biz çağrılmadan gelen misafirlerdeniz Majeste!.. Bu bakımdan ayıya da benzeriz, kurda da.
Reklam
Korkuyorum Olric. Kendimi elevermekten korkuyorum. Majesteleri bana güvenebilirler. Ne zamandan beri majeste olduk Olric?
Sayfa 561 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
327 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.