Okumak
Okumak Ve Tüketmek-1
Hangi kitabı, neden, nasıl, ne sürede okumalıyız soruları, her birimizin zaman zaman zihninde gezinen sorulardır. Çoğumuz tam anlamıyla aç kurtlarız. Hem o kadar açız ki, elimizden gelse, sürahiden süt döker gibi, kafatasımızı açıp içine kitapları aktaracağız. Ama bu mümkün olmadığı için, biz de bari gözümüzü doyuralım diye
Stefan Zweig sitemizde en çok okunan yazar olması... Nasıl oldu?
İstatistikleri severim ben siteye ilk girdiğimde de gözüme ilk çarpan https://1000kitap.com/yazarlar?s=en-cok-okunanlar listesi oldu. O zaman en çok okunan yazar Elif Şafak'tı, 2 yıldır da listenin başında Sabahattin Ali vardı ve sonunda beklenen oldu ve geçen hafta Stefan Zweig en çok okunan yazarlar listesinde ilk sıraya oturdu, uzun süre
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun.
_İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir.
_Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur.
_İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz.
_Yanlış anlayanlar tarafından
Turfanda mı Yoksa Turfa mı ?Mizancı Mehmed Murad · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,685 okunma
Haremlik Selamlık Meselesi
171 Nebî (s.a.v.)'den ve Ashâb (r.a.e.)'dan bazı rivâyetler yapılarak kadınla erkeğin birlikte oturup görüşmesinin, zarûret olmadan konuşmasının câiz olduğu şeklindeki yanlış inanışa verilecek cevap nedir?
İslam'da haremlik-selamlık meselesi Kur'ân ayetiyle ve Peygamber (s.a.v.)'in bu ayetler indikten sonraki uygulamalarıyla sabittir.
Her Yaşayan Ölür
Mecburiyet
Stefan Zweig tarafından yazılmış olan Mecburiyet savaşa ve savaşmaya karşı çıkan ressam Ferdinand'ın hikayesi. Vicdanının sesini dinleyerek savaşa katılmamak için eşi Paula ile birlikte ülkesini terk eden ve İsviçre'ye yerleşen Ferdinand ın dünyası bir sabah postacınin getirdiği konsolosluk daveti ile alt üst olur. Bu davet askerliğe elverişli olup olnadığinın tespit edilmesi için yapılan bir çağrıdır. Postacının eline tutuşturduğu celp Ferdinand ve eşi için kabus dolu günlerin başlangıcı olur. Bir tarafta vatana karşı duyduğu sevgi ve sorumluluk duygusu , diğer tarafta ise karısına duyduğu sevgi arasında sıkışan ve bir seçim yapmak zorunda kalan Ferdinand'ın yaşadıkları okurken bir taraftan düşündürüp bir taraftan da bazı şeyleri sorgulatıyor.
Vatanından uzakta kendini kaçak hisseden bir insan ne kadar özgür olabilir? Savaşmak zorunda kalanların başka bir şansı olsa yine savaşmayı mı tercih ederler?
Güvende olmak ve hayatta kalabilmek için vatanlarını terk etmek zorunda kalan insanlar gittikleri yerlerde neler yaşarlar?
Vicdani ret kararı kişisel bir hak mıdir?
Savaşın yarattığı yıkımlar sadece savaş alanlarında değil geride kalan insanlar üzerinde de büyük travmalara neden olan sonuçlar doğruyor.
Bütün bunların kitaplarda ve filmlerde kaldığı tüm dünya halklarının barış içinde yaşayacağı aydınlık yarınlar temennisi ile keyifli okumalar.
Mecburiyet 
Stefan Zweig
Bir aşk macerasının başında insan kendine "Neye dalıyorum?" ya da "Nereden çıkıyorum?" diye sorabilir: Bu onun nasıl biri olduğuna, geçmişi mi geleceği mi tercih ettiğine bağlı. Her girişin aynı zamanda bir çıkış olduğunu söyleyen sağduyudur.
Kendini tekeşliliğe mecbur hisseden kişi, asla bu sorunları sormak durumunda kalmaz. Mecburiyet hissi tam da bunun içindir: Kendisini geleceğin geçmişle aynı şey olduğuna inandırmaya yarar. Zamanı ve değişimi atlatarak, çokeşliliğin harabeleri arasında bir süreklilik abidesi diker. Bir ilişkiye yalnızca sürekli olduğu için değer verdiğinden, sanki zaman bir şey kanıtlıyormuş gibi yaşar.
Sayfa 28Kitabı okudu
