Gençliğe Hitabe
Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. Istikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmiyeceksin. Bu imkân ve şerait çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, İktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hiyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
Millet olarak neden nostalji seviyoruz, hiç düşündünüz mü? hani hep o yetmişlerin müziklerini, binalarını, artistlerini, filmlerini, eski bayramlarını falan neden özlüyoruz? Çünkü hiçbir şey korunamıyor ülkemde... Müthiş bir erozyon var. Kültür erozyonu. Hafıza erozyonu...
Sayfa 14Kitabı okudu
Bu gün millet olarak sürünüyorsak, büyük bir sürü olduğumuz içindir.
Sayfa 21 - Profil YayıncılıkKitabı okudu
"Bazı sözleri gereksiz yerlerde kullanmayı yasak etmeli... Bunların başına da ‘vatan’ ve ‘millet’ kelimelerini yazmalı... Hayatını memleket için vermeyi kararlaştıranlar, bu uğurda şereflerini tehlikeye atamazlarsa acayip olmaz mı?"
Sayfa 132 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Her sayfa çok güzel, ama bu kısım çok harika yaaaaaa <3 :)
___
Bir de çocuğun biri vardır, onu çıktığı yere geri sokmak istersiniz zira o deniz gözlü çocuğun omuzlara yükselttiği halkı ayaklara düşürür, iliklerine kadar sömürür, "din, bayrak , ezan, millet, vatan" diye diye ülkeyi babasının malı gibi peşkeş çeker; ülkede satmadık, malına katmadık bir şey bırakmaz. Bu yüzden birkaç dakikalık zevkinizin nelere sebep olacağını bir düşünün, çocuk yapmaya öyle karar verin. Siz sırf birkaç dakikalık haz yaşayacaksınız diye dünya yüzlerce yıl acı çekmesin.
___
Sayfa 36 - Lora YayıncılıkKitabı okudu
Millet ruhu ile bağları kopartılan bugünkü okul, millete insan yetiştirmek için değil, fabrikaya usta yetiştirmek için çalışıyor.
Sayfa 45 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
160 syf.
10/10 puan verdi
"Biz bize benzeriz !" ölçüsünü koyduktan sonra üç katlı millet evinin her katındaki nesiller arasında uçurumlar açmış ve kimseyle kimse arasında en ufak benzerliğe yer bırakmamış bir tarihçeye bağlı bir memleket vardır ve orası Türkiyedir !
Sayfa 454
Müslümanlık nerede(Ey sıkılmaz, ağlamazsın bari gülmekten utan)
Müslümanlık Nerde
Müslümanlik nerde! Bizden geçmis insanlik bile...
Adem aldatmaksa maksad, aldanan yok, nafile!
Kaç hakiki müslüman gördümse, hep makberdedir;
Müslümanlik, bilmem amma, galiba göklerdedir;
Istemem, dursun o payansiz mefahir bir yana...
Gösterin ecdada az çok benziyen kan bana!
Isterim sizlerde görmek irkinizdan
Net!...
İlk olarak Kur’an-ı Kerim , bir millet için her türlü değişimin ve düzelmenin ön şartının , iç değişimin olduğunu ifade eder.
‘’ … Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez. ‘’ Ra’d ; 11
Sayfa 72 - Fide
"Kızlarını okutmayan millet oğullarını manevî öksüzlüğe mahkum etmiş demektir; hüsranına ağlasın!"
Sayfa 457Kitabı okudu
Benim hayatım roman be. Filme alsalar hayatımı, namussuzum bütün millet ağlar.
Kropp ise bir filozoftur, teklifi şu: “Harb dediğin, halk şenliklerine benzemeli bir nevi. Boğa güreşlerindeki gibi çalgılı, biletli olmalı. İki memleketin bakanları, generalleri banyo donlarıyla, ellerinde sopalar, sahaya çıkıp birbirlerine saldırmalılar. Sağ kalan hangi memlekettense, o millet garip sayılmalı. Bu, hem daha basit, hem de daha iyi. Burada onların yerine bizler dövüşüyoruz.”
