Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Merve Sargın

“Yaşamın bir yerinde meydana gelen yozlaşma diğer yerleri de mutlaka etkilermiş. Savurganlık ve sefalet, yozlaşma ve gerileme ayrılmaz biçimde birbirine bağlıymış”
Sayfa 188Kitabı okudu
Reklam
“Bence kitap okumak gibi zevk yoktur, inan olsun. İnsan kitaptan başka her şeyden ne de çabuk usanç getiriyor. Kendi evim olduğu zaman çok zengin bir kitaplığa sahip olamazsam hiç içime sinmez, doğrusu.”
Sayfa 75 - CanKitabı okudu
“Çünkü benim gerçekten sevdiğim insanlar azdır, beğendiklerim ise büsbütün az. Dünyayı görüp tanıdıkça hoşnutsuzluğum artıyor. İnsanların iç yüzünün nasıl hiç göründüğü gibi çıkmadığını; iyi ya da akıllı gibi görünenlere bile nasıl hiç güven olmadığını her gün daha açıkça anlıyorum.”
Sayfa 171 - CanKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Başımıza sırça köşk kurmaya kalkışanlar bir yerlerden tanıdık geldi mi?
“Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız. Ama günün birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter.”
Sayfa 161 - İş Bankası Türk Edebiyatı Klasikleri-35Kitabı okudu
„Yalnız doğar, yalnız ölürüz. Buna bir an evvel alışmak lazım. Yalnızlık yapının temeli. Yani taşıyıcı kolonun ta kendisi. İnsan başkalarıyla bir arada yaşayabilir, ancak ‘bir arada” demek, kural gereği yan yana olmak anlamına gelir.“
Reklam
Bizler akıntıya karşı kürek çekip sularla boğuşurken aslında durmaksızın geriye, yani geçmişe doğru gitmiyor mutuz zaten.
“Bir kitap bizi alıp diğer kitapların üzerine çıkarmıyorsa o kitabın neresi iyidir?”
Yaşamayı kimse bağışlamaz bize  Biz onu ölümün ana rahminden  Aşka dönmüş bir beden arzusuyla  Harf harf yaratarak çeker alırız.
Bu derece delik deşik vücutların üzerinde, hayatın hergünkü seyrine devam eden insan çehreleri bulunabileceğini akıl almıyor. Hem sonra, bu yalnız bir hastane, yalnız bir kısım. Almanya'da yüz binlerce, Fransa'da yüz binlerce, Rusya'da yüz binlerce. Bu böyle olunca, şimdiye kadar yazılmış, yapılmış, düşünülmüş şeyler ne kadar saçma! Binlerce senenin medeniyeti, bu kan sellerinin akmasına bile mani olamadıktan, bu yüz binlerce işkence zindanını kapatamadıktan sonra, bütün o yazılanlar, hepsi boş, hepsi yalan olsa gerek. Harbin ne olduğunu önce hastane gösterir.
“Ama ne yazık ki,” dedi, “günde kaç saatimi okumaya ayırabilirim ki? Toplam dört, bilemedin beş saat. Görüyorsunuz işte. Sabah sekizden akşam beşe kadar çalışıyorum. Buraya geleceğim anı bekliyorum çaresizce. ‘İn’ diyelim buraya, siz de uygun görürseniz; inime girmeyi ve akşam yemeği saati olan ona kadar keyifli bir zaman geçirmeyi iple çekiyorum.”
Reklam
“Biz bugün gençliğimizin ülkelerine seyyahlar gibi gidebiliriz. Biz gerçeklerde kavrulduk; farkları tüccarlar, mecburiyetleri de kasaplar gibi biliyoruz. Biz artık o eski tasasızlar değiliz; biz şimdi müthiş vurdumduymaz olduk. Ölmeyeceğiz ama yaşayacak mıyız? Kimsesiz çocuklar gibi bırakılmış, yaşlı insanlar gibi görmüş geçirmişiz; kabayız, üzgünüz, satıhtayız.. Galiba mahvolmuşuz.
Yapıştırsam da parçalarını hayatımın Su sızdırıyordu çatlaklarından.
Simli ojeler sürdüm yalnızlıktan sıkıldığımdan. Müsveddesi gibi şimdi tırnaklarım Yıldızlı bir gecenin.
Şimdi mucizevî bir yerdeyim Zaman bir salyangozun vücudunda yaşıyor burada Ve çok ağır ilerliyor. Yüzümdeki çillerden başka İsyan eden biri yok hayatımda.
Bir zamanlar kendimi Bulunmaz Hint kumaşı sanmıştım. Kaç metredir benim yokluğum? Benden daha çok var sanmıştım. Benim yokluğumdan dünyaya Bir elbise çıkar sanmıştım. Dünyanın çıplaklığına bakmaya utanmadan Sonunda ben de alıştım. Ah.. dedim sonra, Ah!
“Ah, harika bu! Ne hoş yaratıklar bunlar böyle! İnsanoğlu ne de sevimliymiş! Hey güzelim yeni dünya, Şu insanlarına bak!”
Reklam
“İnsan eğer sorgulamaksızın kabullenmeye şartlandırılmamışsa, mutluluk, gerçekten çok daha zor bir uğraş.”
Sayfa 226Kitabı okudu
İnsanlar senden şüphelenince sen de onlardan şüphe duymaya başlıyorsun.
Sayfa 88 - İthaki Bilim Kurgu Klasikleri-4Kitabı okudu
Sözcüklerin iyi olması yetmiyor; onları iyi bir amaç uğruna kullanmak gerekiyor. ..... Çok daha önemli şeyler yapabileceğimi hissediyorum. Evet, çok daha derin ve çok daha şiddetli. Ama ne? Söylenecek daha önemli ne olabilir? İnsan, yazması beklenen bir konuda nasıl daha şiddetli olabilir? Eğer doğru kullanırsan sözcükler X ışınlarına dönüşebilirler, her şeyi delip geçerler. Okursun ve delinirsin. Öğrencilerime öğretmeye çalıştığım şeylerden biri de bu: Delici biçimde yazmak.
Sayfa 88 - İthaki Bilim Kurgu Klasikleri-4Kitabı okudu
Fiziksel bir eksiklik, zihinsel bir aşırılık yaratabilirdi. Sanki süreç, tersine de işleyebiliyordu. Zihinsel aşırılık, kendi amaçları doğrultusunda, kasti bir yalnızlığın gönüllü körlük ve sağırlığını, yapay bir zevklerden el çekme iktidarsızlığını doğurabiliyordu.
Sayfa 87 - İthaki Bilim Kurgu Klasikleri-4Kitabı okudu
“you must want to spend the rest of your life with yourself first”
Sayfa 192 - Andrews McMeel PublishingKitabı okudu
Reklam
O büyük insanlar, o muazzam kadın ve erkekler nerede? Çağrısına uyup küçük odasına gelen bu savruk ve özensiz, kaba ve inceliksiz, ahmak ve beyinsiz zihinlere ait görümler arasında bulamazdı aradığını. Kirke’nin domuzlara karşı hissetmiş olabileceği gibi bir tiksinti duyuyordu onlara karşı.
Sayfa 302 - İş Bankası Modern Klasikler-38Kitabı okudu
“İlk gençliğin önyargılarını bilirsin. Bu tür şeyler o zaman kafama girmişti, ondan beri de öğrendiğim her şeyi ucuzlaştırıyorlar. Benim dolabımdaki iskeletler de onlardır.”
Sayfa 327 - İş Bankası Modern Klasikler-38Kitabı okudu
Kendini çok yaşlı hissetti, öyle ki eski günlerinin aklı bir karış havadaki vurdumduymaz arkadaşlarından yüzlerce yıl yaşlı bir ihtiyardı sanki. Uzaklara gitmiş, geri dönemeyecek kadar çok yol almıştı. Bir zamanlar kendisinin de mensup bulunduğu çete hayatı, artık nahoş geliyordu. Her şeyde hayal kırıklığına uğramıştı. Her şeye yabancılaşmıştı. Ucuz bira nasıl hiç tat vermiyorsa, çete yoldaşlığı da tatsız geliyordu artık. Çok uzaklaşmıştı onlardan. Onunla bu gençler arasında, devasa bir uçurumun ağzı gibi açılmış binlerce kitap vardı artık. Kendini bu çocuklardan sürgün etmişti. Bilginin o engin dünyasında, artık evine dönemeyecek kadar ilerilere uzanmıştı. Öte yandan o da bir insandı, başkalarıyla beraber olmaktan hoşlanıyor ancak bu ihtiyacını tatmin edemiyordu.
Sayfa 424 - İş Bankası Modern Klasikler-38Kitabı okudu