Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir insanın ne olduğu ile ne olması gerektiği konusundaki tutarsızlığı değersizlik duygularının doğal bir sonucudur. Bu nedenle kendisine yabancılaşma pahasına önemli başarılar kazanmış bazı insanlar, zaman zaman boşluk ve anlamsızlık duyguları yaşarlar. Kimi, o güne değin kendisini aldattığını ve gerçekten ilgilenmediği şeylerle ilgilenir görünmüş olduğunu fark edebilir. Bunu göremeyenler ise kazandıkları başarılara karşın yine de kendilerini yetersiz görürler. Böyle bir durum değersizlik duygularının daha da pekiştirilmesine neden olur.
Mustafa Kemal Atatürk'ün Söylediği 75 Söz | Atatürk Sözleri ve Anlamları Cumhuriyetimizin kurucusu, başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk, yaşam şekli ve üstlendiği görevleri gereği çok yönlü bir liderdi. Verdiği demeçler, söylediği sözler, aktardıkları ve daha nicesi hayatın her alanında önemli tavsiye, fikirler ve sözleri içeriyor. Spor,
Reklam
Birden düşümde koltuğa oturmuş durumda tabancayı elime aldığımı ve kalbime, başıma değil kalbime dayadığımı gördüm; oysa önceden kesinlikle tam şakağıma ateş etmeyi düşünmüştüm. Göğsüme tabancayı dayadıktan sonra bir iki saniye bekledim; mum, masa karşımdaki duvar birden hareket etmeye, dalgalanmaya başladı Hemen tetiğe dokundum. Bazen düşünüzde
Sayfa 777 - 778, 779, 780, 781, 782 Yapı Kredi Yayınları
Ne tuhaf ilk kez ben kendimi anlatmadan birinin beni anladığına şahit oldum bugün. Bu beni çok mutlu etti. O insana iki elimle tutunmak istedim. Baba gibi sarılmak fakat kısa sürdü. Öğrenmemle gitmesi bir oldu. İçimde kocaman bir hüzün bıraktı. Ben hayatımda hiç bu hissi yaşamamışım bunu fark ettim. Niye az olur ki böyle insanlar. Neden hemen yok olurlar. Toprağına bakmak bile nasip olmayan babam gibi. Hiç konuşmazlar fakat hep tanırlar seni. Ben bugün yorgun değildim. Çünkü daha zor işlerinde altından kalkmistim. Ben bugün üzgündüm...çok üzgün.
yüzlercesini görüp de bakmadan geçtiğimiz insanlar
"Ne zaman kendimle baş başa kalsam, Raif Efendi'nin saf yüzü, biraz dünyadan uzak, buna rağmen bir insana tesadüf ettikleri zaman tebessüm etmek isteyen bakışları gözlerimin önünde canlanıyor. Halbuki o hiç de fevkalade bir adam değildi. Hatta pek alelade, hiçbir hususiyeti olmayan, her gün etrafımızda yüzlercesini görüp de bakmadan geçtiğimiz insanlardan biriydi. Hayatımızın bildiğimiz ve bilmediğimiz taraflarında insana merak verecek bir cihet olmadığı muhakkaktı. Böyle kimseleri gördüğümüz zaman çok kere kendimize sorarız: " Acaba bunlar neden yaşıyorlar? Yaşamakta ne buluyorlar? Hangi mantık, hangi hikmet bunların yeryüzünde dolaşıp nefes almalarını emrediyor?" Fakat bunu düşünürken yalnız o adamların dışlarına bakarız; onların da birer kafaları, bunun için de, isteseler de istemeseler de işlemeye mahkum birer dimağları bulunduğunu, bunun neticesi olarak kendilerine göre bir iç alemleri olacağını hiç aklımıza getirmeyiz. Bu alemin tezahürlerini dışarı vermediklerine bakıp onların manen yaşamadıklarına hükmedecek yerde, en basit bir beşer tecessüsü ile, bu meçhul alemi merak etsek, belki hiç ummadığımız şeyler görmemiz, beklemediğimiz zenginliklerle karşılaşmamız mümkün olur. ... Dibinde bir ejderhanın yaşadığı bilinen bir kuyuya inecek bir kahraman bulmak, muhakkak ki dibinde ne olduğu hiç bilinmeyen bir kuyuya inmek cesaretini gösterecek bir insan bulmaktan daha kolaydır. "
Arapçayı bilmeden hafız olmak
Bence bahis mevzusu olacak şey, ayrı ayrı okul de- ğildir. Millete dinini, imanını, bütün insanlık ihtiyaçları- nı vermek için bir yer vardır ki, ona okul derler. İsterse- niz medrese diyelim. Fakat ona başka, ötekine başka bir şey demeyelim. Başka bir şey olamaz. Bir tane olur ve o hakiki bir millet yetiştirecektir ve İslam yetiştirecektir. Bu
Reklam
144 syf.
·
Puan vermedi
karamsar bir yol gösterici
Schopenhauer kitaplarını afilli aforizmaları bulup çıkarmak için okuyor birçok kişi. Eminim ki onu okuyan çoğu kişi felsefesinden habersiz. Bu yüzden ‘karamsar felsefeci’ olarak anılıyor. Oysa karamsarlığının içindeki güzelliği görebilmek ve kitaplarını doğru yorumlamak için onun felsefe sistemini bilmek gerekir. Ben de biraz bu felsefe sistemini
Hayatın Anlamı
Hayatın AnlamıArthur Schopenhauer · Say Yayınları · 20102,852 okunma
"Belki kendine acımayı bırakırsan İmtihan'ı geçmek için ihtiyacın olan her şeye sahip olduğunu görürsün," diye seslendi arkamdan; sesi koridorda yankılandı. "Kendime ne?" Ağzım bir karış açık, arkama döndüm. "İnsanlar ölür," dedi yavaşça, çenesi seğirdi ve derin bir nefes aldı. "Bu tekrar tekrar olacak. Buranın doğası böyle. Seni binici yapan şey, insanlar öldükten sonra yaptıklarındır. Neden hâlâ hayatta olduğunu bilmek ister misin? Çünkü sen şu anda, her gece kendimi tarttığım kantarsın. Yaşamana izin verdiğim her gün, kendimi hâlâ bir parçamın iyi bir insan olduğuna ikna edebiliyorum. Yani bırakmak istiyorsan lütfen benim şeytana uymama sebep olma ve bırak. Ama bir şey yapmak istiyorsan, o zaman yap." "Kenarlara tutunup çıkamayacak kadar kısayım!" diye sertçe fısıldadım, kimse bizi duyar mı diye umursamadan. "Sadece tek bir doğru yol yoktur. Başka bir yol bul." Sonra döndü ve uzaklaştı.
Sayfa 183Kitabı okudu
384 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
İnsanların dertlerini dinlemeyi seven biri olarak bir psikiyatristin yazdıklarını okumak çok keyifli olur diye düşünüyorum. Hele bu psikiyatristin edebiyata ilgisi varsa. Psikolojinin ve edebiyatın harmanlandığını düşünün. Ortaya şahane bir eser çıkmaz mı? Tabii ki çıkar. İşte o eser bu eser. Ayrıca yazarımız okurlarına çok değer verdiğinden yılların birikimini süzgeçten geçirerek bizim anlayabileceğimiz dilde uygulamaya çevirip yazmış. Öyle derin cümleler vardı ki defalarca okudum. Her bir satırı tek tek alıntılamamak için çok zor tuttum kendimi [Gerçi pek başarılı olamadım bu konuda. Pişman değilim:)] Kitap çok anlamlı ve bu yüzden kitap ile ilgili duygularımı ifade etmekte çok zorlanıyorum. Karakterlerle kendinizi o kadar özdeşleştiriyorsunuz ki dönüp hayatınızı gözden geçirme gereği duyuyorsunuz. Çok bencil olan insanlar yaptıklarıyla gerçekliklerinden uzaklaşır. Bu insanları bilinçdışı yönetir. Geçmişte yaşadıklarını kendileri unutur ama bilinçdışı unutmaz. Freud bu konuda çok haklı. Kader dediğimiz şey de bilinçdışının ürünü. Başlarına bir şey geldiğinde de neden böyle oldu diye düşünür bu insanlar. Ama iş işten geçmiştir. Böyle kitapları okudukça insan bir başkasını anlamanın, bir başkasının duygularına ortak olmanın kişiyi kendi gerçekleriyle yüzleştirdiğini ve ruhuna ışık tuttuğunu fark edecektir. Kitabın arka kapağında “Okuduğunuz kitaplar ruhunuzda bir iz bırakabiliyorsa, gözlerinizi yorduğunuza değmiş demektir.” diyor. Evet. Çok haklı. Kesinlikle değdi. Uzun süre terapi almış gibi oldum. Herkese tavsiye ederim. İyi okumalar
Gülseren Budayıcıoğlu
Gülseren Budayıcıoğlu
Kral Kaybederse
Kral Kaybederse
Kral Kaybederse
Kral KaybederseGülseren Budayıcıoğlu · Remzi Kitabevi · 201516,8bin okunma
Bazı hayvan türleri evcilleştirilebilirken bazıları neden yabani kaldı?
1)Büyüme Hızı. Sahip olmaya değmesi için evcil hayvanın çabuk büyümesi gerekir. Goriller ve filler otobur olmalarına, yiyecek seçmek gibi kötü huyları olmamasına, çok fazla et vermelerine karşın bu kural gereği elenmektedir. 2)Bir Yere Kapatarak Yetiştirmenin Zorlukları. Biz insanlar başkalarının gözü önünde sevişmekten hoşlanmayız; değerli ol-
Reklam
90 syf.
·
Puan vermedi
Gölge! Sahip olduğunuz en önemli şeyler listesinde gölgeniz kaçıncı sırayı alır? Hayati bir önemi var mıdır? Varlık emaresi ne zaman önemlidir? Ne işe yarar? Düşünün biri sizden sınırsız altın üretimine sahip bir ceket karşılığında gölgenizi istiyor. (Bu aklıma Şalvar Bank filmini getirmedi değil. Uyarlama olup olmadığını düşündüğüm ilginç bir
Peter Schlemihl'in Garip Hikâyesi
Peter Schlemihl'in Garip HikâyesiAdelbert Von Chamisso · Aylak Adam Yayınları · 20141,383 okunma
Giyotin
25 Nisan 1 792'de giyotin uygulamasına geçilir. Makine, idamı ve bedene uygulanan cezai işlemleri kökünden değiştirir. Giyotin hekimi idam edilen beden teknisyenine dönüştüren, ölüm cezasına da teşrihe giriş niteliği kazandıran o çok eski geleneğin içinde yer alır. Seri halinde öldürebilmesiyle, kıyımın önüne geçilmesini sağlar. Halkı "yamyam" olmaktan kurtarır. Öte yandan, idamın gelişimiyle ona yönelen bakış arasında yeni bir ilişki kurar. Bundan böyle, ölüm göz açıp kapayıncaya kadar gerçekleşir. Bu yüzden, giyotin idam edilen kişinin rolünü ortadan kaldırır ve onu kişiliksizleştirir. Mahkum, can çekişmesi insanlar tarafından izlenen ve ölmekte olan kişi figürünü yansıtmaz olur artık. Birdenbire cesede dönüşen bir canlıdan başka bir şey değildir o. Giyotin yaşanılan ana değer kazandırır. İzleyicilerin son derece dikkatli olmasını ister. Dolayısıyla, celladın becerisinin önemsizleşmesine neden olur.
Sayfa 297Kitabı okudu
Seni de vururlar bir gün ey Acı Uçuşup durduğun kanatlarından Sazın, sözün, türkülerin tükenir Ellerin koynunda kalakalırsın Şakaklarına kar yağıyor bilesin ey Acı Gül açan yüzlerimizde Göğeriyor rengin senin de
Değersizlik Duygusu
Bir insanın ne olduğu ile ne olması gerektiği konusundaki tutarsızlığı değersizlik duygularının doğal bir sonucudur. Bu nedenle kendisine yabancılaşma pahasına önemli başarılar kazanmış bazı insanlar, zaman zaman boşluk ve anlamsızlık duyguları yaşarlar. Kimi, o güne değin kendisini aldattığını ve gerçekten ilgilenmediği şeylerle ilgilenir görünmüş olduğunu fark edebilir. Bunu göremeyenler ise kazandıkları başarılara karşın yine de kendilerini yetersiz görürler. Böyle bir durum değersizlik duygularının daha da pekiştirilmesine neden olur.
BİR ŞEYLER EKSİK Ya sevgiye, ya da arzuya ,nesne olmak istiyoruz. ...arzuladığımıza ulaşmak, arzulandığımızda da ulaşılmak istemiyoruz. ''Sevmeyi becerecek kadar kendi benliğimizden feragat etmeyi bilmiyor, arzulamayı becerecek kadar da bilinmeyene ve tehlikeli olana yelken açmaya cesaret edemiyoruz.''
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.