Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
El bir süre arayıp yoklayarak gezinir sağda solda, hayata açılan kapıyı ha deyince bulamayız. Sonra, bir tehlikedir bu hayat aynı zamanda. Anlayacağınız bir tepedir, bir uçurumdur, bir ada, öte yandan bir dalgadır, her şey, her şeydir kısaca. Bu ne demektir, biliyor musunuz? Söyleyeyim size. Noel gecesidir. Noel hediyeleridir. Oh, tüm hediyeleri tutabilmek için eller, tüm hediyeleri hayran hayran seyredebilmek için gözler yetmez. Kısacası o kadar zenginlik karşısında insan adeta yoksul hisseder kendini.
Kendini mutlu olduğuna ikna edebilirsin. Canın gülümsemek istemediğinde… inadına gülümse. O zaman ne olacak biliyor musun? Mutlu hissetmeye başlayacaksın!
Reklam
Hey! İnsan kendini yakınca ne oluyor biliyor musunuz? Yanıyor, işte o kadar! Ve yanma denen şey bir acı veriyor, işte o kadar?”
Sayfa 273Kitabı okudu
Kendini mutlu olduğuna ikna edebilirsin . Canın gülümsemek istemediğinde … inadına gülümse . O zaman ne olacak biliyor musun? Mutlu hissetmeye başlayacaksın !
“Korku nedendir, biliyor musun? Bir ceset düşün, kötü bir şekilde öldürülmüş, etrafta kan var. İnsan kendini o cesedin yerine koyar, bu yüzden korkar. Parçalanmış bir ceset gördüğünde ister istemez, "Ya o ben olsaydım" diye düşünürsün. Ben korkmuyorum. Çünkü kendimi cesedin yerine koymuyorum.”
Reklam
Marslı yerine Satürnlü olarak düşündüm ve bu daha kolay kabul edilebilir :)
"Kendinin bir Marslı olduğunu hiç düşündün mü? Tabi ki, bir gün başka bir gezegenden gelen bir yaratıkla karşılaşmak o kadar kolay değil... Ama kendi kendinle karşılaşmış olduğunu düşünebilirsin. Belki güzel bir günde birdenbire durup kendini yeni bir gözle görebilirsin... Ben ilginç bir yaratığım diye düşünürsün, sır dolu bir hayvanım
"Sen akıllı bir adamsın, dostum John; iyi mantık yürütürsün ve nekān gözüpektir, ama çok fazla önyargılısın. Gözlerinin görmesine ya da kulaklarının duymasına izin vermiyorsun ve günlük yaşamınin dışında olan şeylerin senin için değeri yok. Anlayamayacağın, ama yine de var olan şeyler olduğunu düşünmüyor musun; bazı insanların görebildiği,
Sayfa 217 - Dr. Seward'ın Günlüğü - 26 EylülKitabı okuyor
Julia, "Evet." dedi inleyerek. Güzel, çünkü ben de hepsini alacağım. Hepsini is- tivorum. Clay elini tekrar havaya kaldırdığında, Julia bir şaplağın daha yolda olduğunu anlamıştı. Bu acı ve zevk arasında hissettiği duygu, ona kendini çok iyi hissettiriyordu. Bu şaplağın peşinden Clay, ona tam da dokunmasını istediği yerden dokunmak için
Sayfa 278
Renklerden Moru alıntılar
(1) Güldü. Sen kendini ne sanıyorsun, dedi. Kimseyi lanetleyemezsin. Baksana şu haline. Siyahsın, fakirsin, çirkinsin, kadınsın. Kahrolası dedi sen bir hiçsin. (...) Bir ses, dinleyen her şeye dedi ki, fakirim, siyahım, çirkin olabilirim, yemekte pişiremem belki. Ama buradayım. (2) Çok mutluyum. Aşkı buldum, işim var, param var, arkadaşlarım ve
Sayfa 1 - Doğan Kitap - Renklerden Moru
Reklam
Hâlid b. Velîd
Terekesinin (geriye bıraktığı malların) ne olduğunu biliyor musunuz? Atı ve silahı... Evet... Evet, sadece atı ve silahı... Zira bu ikisi dışında sahip olduğu başka bir malı yoktu. Zira o, yaşadığı sürece dünya malı ile ilgilenmemiş, ömrünü Allah yolunda cihadla geçirmişti... Dünya malına hiç tamah etmemişti, sadece Yermük savaşında kaybettiği "sarık" için üzülmüştü... Bunun için kendini kınayanlara da şöyle dedi: "O başlığın içerisinde Resûlullah'ın bir miktar saçı vardı, onu uğurlu sayar ve onunla zafer talep ederdim..."
Kahraman kimdir?
"Peki, kahraman nedir?" "Bilmiyorum," dedi. "Kendini kahraman sanan ve bunun hakkını veren birinin ya da erdemin içgüdüsüne ve cesaretine sahip olup bundan ötürü hiç hata yapmayan, en azından hata yapılmaması gereken o biricik anda yapmayan birinin kahraman olmaması mümkün değildir. Ya da Allende gibi, kahramanlığın
Sayfa 144Kitabı okudu
Clay aralarındaki binlerce kilometrenin, onu Julia'nın yalanlarına ve canını yakma ihtimaline kar- şı koruyacağını düşünüyordu. Aralarındaki kilometre farkını kapatmadığı sürece sorun olmazdı. Bu yüzden de telefonu çalıp da ekranda Julia'nın adını görünce hemen cevapladı. "Merhaba." "Selam," dedi Julia uykulu ve
Sayfa 55
Tanıştığı erkeğin "o" olmadığını anlar anlamaz ayrılacağını söylerdi. B'nin bir yanı, Erhan'ın aradığı "o" olmadığını biliyor, ama zorluyordu kendini.
Dostoyevski’nin ne yapar biliyor musunuz, karanlığı yığar yığar karşımıza, bir karanlık duvarı örer önümüze, onun işi, hüneri bu, sonra o kurşun geçirmez karanlığın arkasından ışığı daha belirli, daha açık görürüz.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.