Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Hayatımda ne kadar zamanı boşa harcadığıma inanamı­ yorum" DE B'li yetişkin tarafından dile getirilen öz yargılar ara￾sında sıklıkla duyulan bir nakarattır. "Burada 40'lı yaşlarımda,ergenlik dönemimde öğrenmiş olmam gereken şeyleri öğreni￾yorum." Ben de on, yirmi, otuz yıl önce, o zamandan bugüne - özellikle de nispeten yakın zamanda- öğrendiklerimi biliyor ol￾mayı dilerdim. Ama yapmadım. Eğer yapabilseydim, yapardım. Bu kadar basit. Kendimi bir kurban olarak görmek için bir ne￾denim yok, bu nörofızyolojimi veya kişiliğimi şekillendiren ko­ şulları seçmedim, ki bunlar aynı şey. Kişi ancak farkında oldu­ ğunda ve uyandığında seçim yapabilir, daha önce değil. Uyanış ani değildir. Kademelidir ve aşamalar halinde ger­ çekleşir. Birisi yan yollardan aşağı inmiş, birçok çıkmaz koridor￾da uyurgezerlik yapmış olabilir. Her hatanın bedelini o ödüyor ve ne yazık ki diğerleri de. Bunların hiçbiri önlenemezdi, hep￾si sadece doğru yönü bulması için değil, aynı zamanda buldu­ ğunu bilmesi için de olmak zorundaydı. Yolculuk o zaman bile bitmedi ve kendini bir kez daha kaybolmuştu bulabilir. Nietzsc￾he'yi başka sözcüklerle ifade etmek gerekirse, yanlış dönüşlerin ve yan yolların bile bir anlamı ve amacı vardır, sadece bize ken￾di yolumuzun hangi şekilde yalan söylemediğini öğretmek için bile olsa.
İlhan Berk / Bir Yeryüzü Tanığı 1919 - 11 Yanmış ve yakılmış şehrimize bir akşamüzeri askerlerimiz girdi Kursaklarında bir parça ekmekle insanlar ayaktaydı O gün dünyayı ve insanları tanıdım O gün ayağımın dibindeki şehirden ağlamayı öğrendim. Dünyada En Güzel Şehirler Uyanır - 12 Sevdiği adamla uyuyan kadının rüyaları büyük bir dünyada
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Niye kimseyle yapamadığını biliyor musun? Kararsızlık yüzünden. Bir umman, koca bir kararsızlık ummanı. Her seferinde başka bir neden. Myrna'da, sana aşık olur da kalıcı bir şekilde incinir diye korktun. Geçen ayki falanca kızda, sadece o koca memeleriyle ilgilendiğini anlar da kendini kullanılmış hisseder diye korktun. Marcie'dez bir kerelik yatak faslıyla kadının evliliği yıkılır diye korktun.
Sayfa 121Kitabı okudu
Ağaçları kesmeden, kökünden sökmeden, yakmadan öldürmenin bir başka yolu vardır biliyor musunuz? Hain, pislik bir yol. Ancak insanın bulup yapabileceği, ancak insan denen o yüreği haset, kıskançlık, fitne, bencillik ve kendini unutuşla dopdolu canavarın bir an bile tereddüt etmeden becerebileceği bir yol. İnsan ağaçları soyarak öldürür. Evet, capcanlı, güçlü bir ağacı düpedüz kabuklarını soyarak öldürürüz biz.
Kendimi bir yalana o kadar güzel ikna ederim ki onun gerçekten de doğru olduğunu düşünebilirim. Buna ne dendiğini biliyor musun? Kendini kandırmak. Yalanlar, onları yalan olarak görmezsen çok daha kolay söylenir. Babam, benim doğru olmayan bir şeye yürekten inanma yeteneğime sahip olmayı dilediğini söylerdi çünkü eğer herhangi bir şeye inanabiliyorsan, o zaman mutlu olacağına da inanabilirsin. İşte bu yüzden ben hayattayım ve babam değil.
Arada bir kendinden isteneni yapmayan bir adam çıkar, o zaman ne olur biliyor musun? Bütün çark soğukkanlılıkla adamın farklılığını yok etmeye adar kendini. Ruhunu, sinirlerini, bedenini ve zihnini tehlikeli farklılık yok oluncaya kadar demir çubuklarla döverler.
Reklam
Ve o pişmanlık duymadan terk ediyor dünyanın sislerini, bataklıklarım ve ırmakları, kendini çekinmeden ölümün kollarına bırakıyor, bir tek onunla huzur bulacağını biliyor çünkü.
Sayfa 483Kitabı okudu
Evet, inanıyorum. İnanıyorum, evet. Tembellikten, zayıflıktan ötürü kendini tanrıların kucağına atıp, 'Elimden bir şey gelmezdi,yol önceden çizilmişti' demek kolay. Oysa tercihin ihtişamını düşünsenize! İnsanı insan yapan şey. Kedinin tercih hakkı yoktur, arı bal yapmaya mecburdur. Orada ilahi bir durum yok. Hem biliyor musunuz? Usulca ölüme doğru kaymakta olan o yaşlı beyefendiler artık ölemeyecek kadar ilgililer.
Sayfa 335Kitabı okudu
Eskiden, hatta Napolyon devrinde bile, savaşın bir zevki varmış. İki ordu karşı karşıya gelir, bir tokuşur, ayrılırlarmış. Ne cephe, ne siper. Ama sıkıysa şimdi olup bitenleri anlamaya çalış — şeytanın kendisi bile anlayamaz. Tarihçiler öteki savaşlar hakkında bir sürü martaval uydurmuş olabilirler, ama bu seferki için söyleyeceklerinin yanında o martavallar solda sıfır kalacaktır. Savaş mavaş değil bu, can sıkıcı, kahredici bir kargaşalık. Tadı tuzu yok! Çamur ve kargaşalık, o kadar. Biliyor musun, ben olsam ne derdim, yukarıdaki heriflere? (Buyurun, Bay Lenin) derdim, (işte bir başçavuş, alın da, tüfek nasıl tutulur öğretsin hepinize. Size gelince Bay Krasnov, sizin bunu zaten bilmeniz lazım.) Ondan sonra bırakırdım onları, Davut’la Calut gibi dövüşsünler; galip gelen alırdı hükümeti eline. Halk kendini kimin idare ettiğine aldırmaz.
Ne yapıyorsun Gazâ? Hayatımı kurtarmaya çalışıyorum, amına koyayım! Böyle mi kurtaracaksın hayatını? Sana ne! İyi düşün, böyle mi kurtaracaksın kendini? Gel, sen kurtar o zaman! Beni öldürmeseydin, gelirdim tabii. Kesin seni de sorarlar! Ne diyeceğim o zaman? Nereden bilsinler beni? Peki ya bulurlarsa? Cesedimi mi? Saçmalama. Babanın beni nasıl
Reklam
"Genç Werther'den bahsettin" diye sözlerine devam etti Nietzsche, "o zaman sana Goethe'nin sözlerini hatırlatayım - 'Adam ol ve beni takip etme... kendini takip et! Kendini!' Pek çok genç erkek Werther'i kendine örnek alıp intihar ettiği için o cümleyi kitabın ikinci baskısına eklediğini biliyor muydun? Hayır Josef, buradaki esas mesele sana benim gittiğim yolu anlatmam değil, senin bunalımdan kurtulmak için kendi yolunu bulmana yardım etmemdir.
Sayfa 284 - Nietzsche
Şeytan, insana önce günah yönünden yaklaşır. Eğer kul günahtan kaçınırsa bu defa ona nasihat yönünden gelerek onu bidatlere atmaya çalışır. Eğer kul bundan da yüz çevirirse haram olmayan şeyleri haram göstermek suretiyle ona güçlük ve zorlukları emreder. Eğer kul bundan da tuz çevirirse onu bilgi dairesinden çıkartmak için bubdefa abdest ve namazında onu şüpheye düşürecek vesveseler verir. Şayet kul bundan da yüz çevirirse bu defa şeytan ona iyi amelleri basit gösterir ki o kişi insanların gözünde sabırlı, iffetli görünsün ve böylece insanların kalbini kazansın. Böylece şeytan o kulu kendini beğenme hissine sokar ve knu helak eder. Şeytan bu hususta çok ısrarcı davranır. Zira bu, şeytanın oynayabileceği son kozdur. Çünkü şeytan biliyor ki Eğer kul bu noktayı da geçerse artık kendi elinden kurtularak cennete yoo almış demektir.
Sayfa 178Kitabı okudu
"Kendimi bir yalanım o kadar güzel ikna ederim ki onun gerçekten de doğru olduğunu düşünebilirim. Buna ne dendiğini biliyor musun? Kendini kandırmak. Yalanlar, onları yalan olarak görmezsen çok daha kolay söylenir. Babam, benim doğru olmayan bir şeye yürekten inanma yeteneğine sahip olmayı dilediğini söylerdi çünkü eğer herhangi bir şeye inanabiliyorsan, o zaman mutlu olacağına da inanabilirsin. İşte bu yüzden ben hayattayım ve babam değil."
Sayfa 143Kitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.