Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
56 syf.
9/10 puan verdi
·
29 günde okudu
Çok kişi bilmese de, gizli başyapıtlarından bence bu eser. Olayı anlatırken bizde bıraktığı hissiyat bu kısa hikayede de gerilim olarak tırmanıp birden çözülüyor. Sevdim.
O muydu?
O muydu?Stefan Zweig · Can Yayınları · 20195,2bin okunma
OKUMUŞ BİR İŞÇİ SORUYOR Yedi kapılı Teb şehrini kuran kim? Kitaplar yalnız kralların adını yazar. Yoksa kayaları taşıyan krallar mı? Bir de Babil varmış, boyuna yıkılan, kim yapmış Babil'i her seferinde? Yapı işçileri hangi evinde oturmuşlar altınlar içinde yüzen Lima'nın? Ne oldular dersin duvarcılar Çin Seddi bitince? Yüce
Reklam
Leyla'yı aşmak mümkün müydü? Havaydı Leyla yahut su, barınak, aş! Zaruriydi. Nefes aldığım her gün damarlarımda süzülür, öldüğümde benimle birlikte gömülür, toprağı eşeleyip tekrardan yeşerirdi o.
Bir gün, aynada hayalini tetkik ederken birdenbire kendisini, bu kadar zayıf­lamış görmekten titredi. Ve o zamana kadar hissedilmemiş bir hayat endişesiyle, "Yoksa verem mi oldum?" dedi. Ve işte bunlar, hep onun yiizündendi. Fakat bu bili­niyor muydu? ihtimal, artık düşünülmeye bile ihtiyaç görülmüyordu.
224 syf.
10/10 puan verdi
·
34 saatte okudu
Müşfik Baba’dan mıdır yoksa bulunduğumuz mekandan mıdır bilinmez müthiş huzurlu başladı bu kitap benim için. Mis gibi kahve ve kitap kokusu arasında bir sahaf dükkanındayız. Müşfik Baba kapının önündeki delikanlıya hayranlıkla bakarken biz de daha kim olduğunu bile bilmeden sahipleniyoruz onu. Yazarımız Güven Kemerkaya‘nın
Güven Kemerkaya
Güven Kemerkaya
okurunu hemen
Tripoliçe'nin Külleri
Tripoliçe'nin KülleriGüven Kemerkaya · Çınaraltı Yayınları · 038 okunma
Tanrı’nın Elçisi, bir hadisinde, “Köpeklerin ve figüratif resimlerin bulunduğu yere melekler girmez” demişti. Luther de Hristiyanlığın bir inananlar topluluğu olduğunu, kilisedeki hiyerarşik düzenin Hristiyanlığın yüksek amaçlarını küçülttüğünü söylemiyor muydu? Kutsal Kitabın inancın tek temeli olduğunu belirtmiyor muydu? Rahiplerin evlenmeme andını gülünç bulmuyor muydu? O da, kimsenin Tanrı’nın kendisi için belirlediği yazgıdan kaçamayacağını söylemiyor muydu?
Sayfa 309Kitabı okudu
Reklam
ve bütün gemileri yakıp yollara düşerdi o hep aynı ıshkla mutlu muydu, hiç düşünmedi böyle şeyleri umutlardansa nefret etti daima
O gece düğüne giren Sarraf Baba padişahın yaşlı yorgun ve kırık kalbine teselli vermişti anlamadığı şey ise yaşlı adamın genç şehzadeye gülümseyerek aldırma para kazanmak zor bir şey değildir yine kazanırız demesiydi iyi ama Sarraf ölmüştü öbür dünyada mı kazanacaklardı parayı şimdi böyle konuşması acaba kendi ölümünün de yaklaştığını belirten bir işaret miydi ölecek miydi yoksa ölüyor muydun ölüyor muydu Nihayet gelmiş miydi kelime-i şehadet getirmeye başladı odanın karanlığından Azrail'in gölgesini görür gibi oldu o iptali Doktor iyi bakmıyordu ona kim bilir ne yanlış şeyler yaptırıyor ne hatalı ilaçlar veriyordu dinle de olsa düşmandı çocukluğundan beri Saltanat düşmanlığıyla yıkanmıştı
Öylesine tutsak hissettiriyor ki sözlerin Öylesine yargılanmış ve kucağında ki itilmişliğin Çekip gitmeden önce mutlaka bilmeliyim, Gerçekten bu muydu söylemek istediğin Savunmaya başlamadan sana kendimi Dile gelmeden, acıyla ürküntüyle Sözcüklerle bir duvar örmeden aramıza Doğru mu duyduğum, bir daha söyle Bir söz bazen bir penceredir bazen bir duvar Tutsak da eder kişiyi özgür de... Konuşur ve dinlerken ben, aydınlatılsın sözcükler Bırak aksın sevgi ışığım içimde Pek çok şey var ama söylemem gereken Ve onlar öyle önemli ki benim için Anlatamazsan sözcüklerle derdimi eğer Özgürleşmeme yardım edebilir misin Seni kırdığımı hissediyorsam eğer Umursamadığımı düşünüyorsan Sözlerimin arasında duymaya çalış Paylaştığımız o duyguları ikimizin
Demek ara sıra beni düşündüğü oluyordu, teşekküre değerdi bu. Demek yaşadığımı, acı çektiğimi, ağır yavaş ölmekte olduğumu o bile hatırlıyordu. Teşekküre değerdi bu. Fakat bilmek isterdim, kendisi için öldüğümü biliyor muydu? Bilse mutlu rahat ölürdüm, dünyanın en mutlu insanı ben olurdum.
Sayfa 118 - YKY Yayınları
Reklam
Elinde çiçeklerle geldin de ben mi kabul etmedim seni? Hevesli değil miydim almaya onca duygunu? Yaşamaya istekli değil miydim seni iliklerine kadar? Esirgediysen bu aşkı, yaşattıramadıysan o tutkuyu; söyle bana nasıl sakin kalayım? Bu kadar zor muydu alnıma düşen saçı kulaklarımın arkasına ellerinle almak? Zor mu geldi sana sevgimin ağırlığı? Tek mi taşı dedim sana? Yardım edecektim oysaki ben. El ele dize getirecektik beni sonra usulca sevecektik seni. Ezildin bence bana kalırsa. Kaldıramadın sevginin onca ağırlığını. Gücün de yetmedi beni ehlileştirmeye. Hırçınım ben, dalgalı bir deniz. Dalgasız denizde herkes kaptan. Sense kıyıma vuran herhangi bir şeyden farksızsın.
Üzgün müydüm? Bunu uzun zamandır ilk kez düşünüyordum. Özlemiş miydim onu? Onu ara sıra herkesten gizli özlediğimi biliyordum. Ama özlediğim o muydu, onun yanındaki kendim miydi, yoksa o eski güzel günler miydi, karar vermesi zordu.
Acaba onu sahiden hiç düşünen yok muydu ve o hiç kimseyi düşünmemekte, kendini yalnız bulmakta bu kadar haklı mıydı?
İran, Pakistan, Çin ve Orta Asya Sovyet cumhuriyetleri arasında kalan bu dağlık ülkede komünist eğilimli, etkin ve hırslı hareketler vardı ama toplumsal bakımdan muhafazakâr ve her türlü vabancı müdahalesine son derece düşman Müslüman nüfusun içinde çok azınlıktaydılar. Bu militanların tek başlarına bırakıldıkları takdirde iktidarın dizginlerini
Sayfa 113 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Clay aralarındaki binlerce kilometrenin, onu Julia'nın yalanlarına ve canını yakma ihtimaline kar- şı koruyacağını düşünüyordu. Aralarındaki kilometre farkını kapatmadığı sürece sorun olmazdı. Bu yüzden de telefonu çalıp da ekranda Julia'nın adını görünce hemen cevapladı. "Merhaba." "Selam," dedi Julia uykulu ve
Sayfa 55
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.