Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kişi eski alışkanlıklarını yeni fırsatlara tercih ediyorsa yaşlanıyor demektir. Bence yaşlanmanın zihinsel etkileri, alışkanlıklar ve tercihler arasında bir yere sıkışıp kalmada kendini gösterir. Mesela bunun yansımalarını yaşlanan insanların yeni şeylere yüz çevirmelerinden ya da geleneklerine daha sıkı tutunmalarından görebiliriz. Tabii bu
Sayfa 62
Ah benim elleri kitap kokan sevgili dostum…
Sevgili dostum... Bugün yokluğunun yüzüncü günü. Geçen yüz gün boyunca seni aramadığım yer kalmadı. Sen kitapları çok severdin ve ben de bu yüzden ilk olarak seni kitaplarda aramaya başladım. Belki yemyeşil kırlardan koparılmış ve kitabın arasında kurutulmuş masum bir papatya gibi sen de bir kitabın sayfaları arasında kalmışsındır. Belki de çok
Sayfa 47
Reklam
''Bir yerde okumuştum,'' dedim yutkunarak. ''Şöyle diyordu satırlarda: Farz et ki öldün ama o kadar hazırlıksız öldün ki ağlayarak yalvardın, sana tek bir gün vermeleri için yakardın yaradana. Sonra sana bugünü hediye ettiler. Sadece yirmi dört saat. İşte bugün kalan son gününmüş gibi yaşa.''
-Farzet ki bugün son günün. Azrail canını almaya gelmiş. Sende yalvar yakar bir gun daha istemişsin . Azrail kabul etmiş ve sana o günü vermiş. Ne yaparsın o gün oğlum. - Ağlarım. Yapamadıklarım için, yapamayacaklarım için ağlarım.
Kitabın son cümleleri ise daha da çarpıcı: "Bir gün gerçeklerin ortaya çıkacağından eminiz. Sahtekar ihbarcıların, sahte delil ve belge üretenlerin, ayrım yapmadan yargı karşısında hesap vermeleri için savaşacağımıza kimsenin şüphesi olmasın. Bugün bizden esirgenen adalete, o gün onların ihtiyacı olacaktır. Umarım bizim için işlemeyen adalet onlar için işler. Biz iki yıldır adalet arıyoruz ama bulamıyoruz..."
Ey insan evladı… Sana biçilmiş bir ölüm, hep var. İçinde sürdüğün yaşam gibi… Bugün, yarın belki daha sonra ama bir gün… Yaşama tutunmak tüm benliğinin en derin, en haklı arzusu… Lakin o kaçınılmaz son, bir gün senin için orada olacak ve o gün geldiğinde diyebilmelisin ki… Sonuna kadar yaşadım…
Sayfa 211Kitabı okudu
Reklam
Bitmesine rağmen etkisi hâlâ üzerimde...
Biliyor musun, bir gün, bir dostum bana: 'bir ölüye göre fazla nefes alıyorsun.' demişti. Başta yadırgamış, ama sonradan ona hak vermiştim. Yaşamaya büyük bir yeteneğim olduğunu düşünüyorum. Yani nasıl yaşanması gerektiğini çok iyi biliyorum. İyi hayat nasıl geçirilir,çok iyi biliyorum. Ama ilgimi çekmiyor. Yani yaşamaya büyük bir
İşte benim eylülüm!”
Eylül! Birkaç gün hava ne kadar güzel olsa bu kadarcık geçici bir güzelliğe bile minnettar olmak gereken bir ay. Eylül, esef ve özlem ayıdır. İçine birkaç günlük kış saldırısından acı düştüğü için, o güzel havaların, devamlı yazın, artık nasıl geçtiğini bir mazi olduğunu hissettiren bir ay... Onun hayatı da öyle değil miydi? Son günlerin güzelliği ile beraber, şimdi yine imkânsızlığa, yine hüzün ve sıkıntıya düşmemiş miydi? Tıpkı şimdi ki gibi, nasıl yaz günleri elindeki mutluluktan habersiz geçip ilk kış hücumuyla kederlenirse, o da biraz önce anlayıp eski günlerin hasretini çekmemiş miydi? Tekrar hayatına başlamak arzusu, bugün tekrar yaz olmasını istemek gibi değil miydi? Bir senedir onu hırpalayan endişelerin, hüzünlerin ne olduğunu artık iyice görüyor, “İşte benim eylülüm!” diyordu.
William Shakespeare 23 Nisan 1564’te Stratford-Upon-Avon’da doğan Shakespeare’in yaşamı hakkında bildiklerimiz kilise, mahkeme ve tapu kayıtları gibi resmi belgelerle çağdaşlarının onun kişiliği ve eserleri hakkında yazdıklarına dayanır. Hali vakti yerinde bir esnaf olan, aynı zamanda yerel yönetimde sulh hakimliği ve belediye başkanlığı gibi
bazen, hayat
Bazen hiçbir şey göründüğü gibi değil. Bazen, ömür dedikleri öyle upuzun saatler, günler, aylar, yıllar, yaşlar, bir sürü suratlar, şehirler, bitmez yollar değil. Seneler bir yolunu bulup geçirilir. Bu şehirden o şehre kaçıp gidilir. Mevsimler değişir. Yağmurlar yağar. Birkaç yabancı gelir ve gider. En sonunda akılda, yürekte, hatırda kalansa
Sayfa 26 - BAZEN, HAYAT / Aysu AltaşKitabı okudu
Reklam
Ve İnsanlık Öldü D:
Nihayet insanlık da öldü. Haber aldığımıza göre, uzun zamandır amansız bir hastalıkla pençeleşen insanlık, dün hayata gözlerini yummuştur. Bazı arkadaşlarımız önce bu habere inanmak istememişler ve uzun süre, ‘Yahu insanlık öldü mü?’ diye mırıldanmaktan kendilerini alamamışlardır. Bu nedenle gazetelerinde, ‘İnsanlık öldü mü?’ ya da ‘İnsanlık ölür
Teknolojiye bayılıyorum. Bir sürü yeni icat çıkıyor, yeni âlet çıkıyor. Telefon çıktı, televizyon çıktı, bilgisayar çıktı, şu çıktı, bu çıktı, biz bayılıyoruz bunlara. Bunların her biri bütün insanlığın son derece ileri gitmesi, kültürünün gelişmesi, eğitiminin çok gelişmesi için kullanılabilecek âletler. Ama ne için kullanılıyorlar? Televizyondan tut da müzik çalıcılarına, bugün bilgisayarına kadar, ne için kullanılıyor? Yamyam gibi çıkıp, yüzlerini mor boyalarla boyamış, sarı saçlarına kireç sürüp dimdik havaya kaldırmış 2000 sene evvelki dedelerin aynı torunları İngiliz, Amerikan, bunlar vahşice birtakım hareketlerle, bağırtılarla müzik diye bütün dünyaya satıyorlar ve gençlik bunun peşinde. Her gün medeniyet biraz daha geriliyor. “Pop Top medeniyeti, teneke medeniyeti” hâline geliyor. Yâni bunlar için mi icat edildi o teknoloji hârikaları?
"Bugünü kendine ayır. Yarım kalan kitaplarını oku.En sevdiğin şarkıyı bir kez daha dinle, o hep gitmek istediğin yerlere git, artık yarına erteleme. Bugünü kendine sakla. Telefonu masanda bırak, çıkıp dolaş. Üzüntüleri boş ver, onlar zaten hep vardır, var olacaktır. Tadını çıkar hayatın, nasılsa her masal bir gün son bulacak.Artık sadece kendim için yaşayacağım diye bugün söz ver kendine.Sadece mutluluğun için savaş. Ve gülümsemek için bir nedene ihtiyaç duyuyorsan eğer,hayatta olduğuna sevin, gülümse.Daha farklı yaşamaya çalış hayatı, mesela yağmurda durmadan dans et.Delilik diyenlere aldırma, sen diğerlerinden farklı ol. Çünkü farklılık her zaman iyidir."
Sayfa 226Kitabı okudu
Ey gece! Ey serinlik getiren karanlık! Benim için bir iç bayramın belirtisisin sen, sen bir bunaltıdan kurtuluşsun! .
insanlık ...
Nihayet insanlık da öldü. Haber aldığımıza göre, uzun zamandır amansız bir hastalıkla pençeleşen insanlık, dün hayata gözlerini yummuştur. Bazı arkadaşlarımız önce bu habere inanmak istememişler ve uzun süre, ‘Yahu insanlık öldü mü..?’ diye mırıldanmaktan kendilerini alamamışlardır. Bu nedenle gazetelerinde, ‘İnsanlık öldü mü?’ ya da ‘İnsanlık
Sayfa 255Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.