Araları yeşil yosun bağlamış, iki bin yıldır gelip geçen bütün yıldızları seyretmiş, üstünden binlerce kertenkele geçmiş surun en kara taşı beni çağırıyordu, gel, gel hele otur, soluklan diyordu, bu öfke, bu çatık kaş, bu soluk çehre niçin diye soruyordu. Geri çevirmedim davetini. Bağdaş kurup oturdum kara yüzüne. Aşağılardan homurtu-inilti