Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Daha önce yaşamadığım hisler taşıyorum.Program başlayalı ne kadar oldu? İşin kötüsü şimdiye kadar ne söylediğimi de bilmiyorum.Garip bir duygu,ne oluyor? Onunla bu kadar çekiştiğimi hatırlamıyorum.Bu kez çok yoruldum.Başka şeyler peşinde olabilir mi? Daha önce bu kadar çok şeyi yüzüme vurduğu olmamıştı.Acaba şu an onun hakkında düşünüyor olduğumu biliyor mu? Gücünün ne kadar olduğunu tahmin edemiyorum.Henüz düşmanım olduğundan bile emin değilim.Söyledikleri çoğu zaman son derece doğru.Bazen kaçamıyorum ve o bundan müthiş zevk alıyor.Sürekli kendisinin haklılığını söylememi bekliyor.Bu nasıl şeytan?
O sıralarda Maria'nın da birtakım tezatı hisler içinde bulunduğunu anlıyordum. Bazen aşırı derecede durgun, hatta soğuk oluyor, bazen de birdenbire coşuyor, bana, nefsime men ettiğim cesareti verecek kadar müfrit bir alaka gösteriyor, adeta beni açıkça tahrik ediyordu. Fakat bu halleri pek çabuk geçiyor. aramızda tekrar eski arkadaşlık havası peyda oluyordu. Onun da benim gibi, dostluğumuzun, olduğu yerde kalmak suretiyle, bir çıkmaza girdiğini fark ettiği muhakkaktı. Yalnız o, asıl aradığını bulamamakla beraber, bendeki diğer birçok tarafların kendisi için feda edilemeyecek kadar kıymetli olduğunu görüyor, bunun için, kendisinden uzaklaşmama sebep olacağını zannettiği şeyleri yapmaktan çekiniyordu. Bütün bu karışık hisler, ışığa çıkmaktan korkar gibi, ruhlarımızın en saklı köşelerinde durmaktaydı; ve biz, hakikatte hep eskisi gibi birbirini arayan, isteyen, birbirinin huzurundan her zaman daha memnun ve zengin olarak dönen iki candan arkadaştık. Fakat birdenbire her şey değişiverdi.
Sayfa 105
Reklam
İnsanın bilinçaltında öyle acayip şeyler gömülüdür ki . Kudret hırsı... Zalimlik arzusu... Parçalamak... Yıkmak için duyulan vahşice bir istek... Bütün bunlar insanlara geçmişlerinden miras kalmıştır... Bütün bunlar bilinçaltımızda gizli , Miss King . Zalimlik , vahşet ve hainlik . Onları bilinçaltımıza kapatıyor ve bunların ortaya çıkmasına engel oluyoruz. Ama bazen bu hisler yenilemeyecek kadar güçlü oluyor.
En sevdiğim
Sevgili Bilge, Bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanmadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı.
Sayfa 387 - İletişimKitabı okudu
Edebiyat Bir Tür Tablo ve Ayna
"Edebiyat da çok iyi bir şey, Varenka, çok iyi bir şey; bunu onlarda geçen üçüncü günümde anladım. Derin bir şey! İnsanların kalplerini güçlendiren, eğiten bir şey ve onların elindeki kitapta da bu konuda birçok şey yazılmış. Çok güzel yazılmış! Edebiyat bir tablo, yani bir tür tablo ve ayna; ifade tutkusu, ince bir eleştiri, edebe yönelik bir eğitim ve bir belge. Onlarda bütün bunları gördüm." Burayı okurken "Çok güzel yazılmış!" dedirtmişti cidden. :) Kitap Dünyası'na girerken bedenin kapıda kalıyor ve orada ruhunla dolaşıyorsun. Hisler ve düşüncelerle ruhunu hep yeniliyorsun ve çıkarken yine aynı beden içindesin ama umursamıyorsun. Hep aynı şeyler -bu kendi görünüşüm olsa bile- sıkıcı gelir. Bir takı veya saç modeli ya da kıyafetler vs. ile bedenimizin ara ara görünüşünü değiştirsekte ruhumuzun da bu değişikliklere ihtiyacı oluyor. Bazen ruhuma siyah kurdele takıyorum, bazen çiçekli bir taç, bazen ışıl ışıl görünmesini sağlıyorum, bazen ise siyah bir sis olarak kalıyor,arada ışıl ışıl ve rengarenk bir görünüm alıyor vs. Ruhumu değiştiren, besleyen, büyüten bir nevi ruh annesi görevi gören kitaplara bu yüzden aşığım. Çünkü benim ruhumla ilgilenmek biraz(!) zor ama kendileri bu işte harikalar yaratıyor.
Mutluluk fikrimin diğer herkesin mutluluk fikriyle tamamen çelişmesinden korkuyorum. Bu korku beni tüketiyor, bazen geceleri kıvranmama, acı içinde inlememe, deliliğin eşiğine gelmeme neden oluyor. Mutlu muyum? Aslında küçüklüğümden beri insanlar sürekli şanslı biri olduğumu söylüyor ama bana sorarsanız cehennemde gibi hissediyorum, bana şanslı olduğumu söyleyenlerse benimkiyle kıyaslanamayacak ve ölçülemeyecek kadar mutlu görünüyorlar. O kadar sefildim ki bazen bir düzine lanete maruz kaldığımı düşünürdüm, bunlardan herhangi biri normal bir insanın hayatını ezip geçebilirdi.
Reklam
_İnsan, Meleklerin Cevherindendir. _Nurlu bir cevher, melek gibi marifet-i ilahi ile süslü olunca, elbette meleklerin arkadaşı olur. _İnsanlar görünüşte insana benzeseler de hakikatte halleri başkadır. Kıyamet gününde manalar görünecektir. _İnsanın içindeki ahlakın tamamı 4 kısımdır. Hayvan, canavar, şeytan ve melek ahlakları. _Allah’tan başka
"SMAC: Kokusunu biliyorum. Saçlarını topladığında ensesindeki minik çilin ortaya çıktığını, üst dudağının alt dudağından biraz daha dolgun olduğunu, kalem tutarken bileğinin kıvrımının nasıl göründüğünü biliyorum. Bu yanlış. Gerçekten çok yanlış ama vücudunun şeklini biliyorum. Bunu düşünerek uyuyorum, sonra uyanıp işe gidiyorum ve o orada oluyor. Ve imkansız olduğumuzu biliyorum. Ona onaylayacağını bildiğim şeyleri söylüyorum, sırf cevap olarak hımlamasını duymak için. Sesi lanet omurgama çarpan kaynar su gibi. O evli. O mükemmel. Bana güveniyor ama benim tek düşündüğüm onu ofisime götürmek, giysilerini tek tek çıkarmak ve ona ağza alınmayacak şeyler yapmak. Ona nasıl ışıldadığını söylemek istiyorum; zihnimde o kadar parlak ki bazen odaklanamıyorum. Onun olduğu bir yere girdiğimde oraya neden geldiğimi unutuyorum. Dikkatim dağılıyor. Onu duvara yaslamak ve kendini bana bastırmasını hissetmek istiyorum. Zamanda geriye gidip tanıştığımız gün aptal kocasını yumruklamak, sonra geleceği gidip tekrar yumruklamak istiyorum. Ona çiçek ve kitap almak, yemek ısmarlamak istiyorum. Elini tutmak ve onu yatak odama kilitlemek istiyorum. O şimdiye tek istediğim tek şey. Onu damarlarıma enjekte etmek ama aynı zamanda bir daha asla görmemek istiyorum. Çünkü onun gibisi yok. Ve bu kahrolası hisler dayanılacak gibi değil. Yokluğunda yarı uykudaydılar ama şimdi o burada ve vücudum lanet olası bir ergen olduğunu zannediyor. Ne yapacağımı bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum. Yapabileceğim bir şey de yok zaten. Bu yüzden… hiçbir şey yapmayacağım."
Sayfa 187
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
_Benim ülkem Dünya’dır. Tüm insanlar benim kardeşimdir. İyiyi ve doğruyu yapmak benim dinimdir. _Her türlü yanlışa karşı en amansız silah Akıl’dır. Bugüne kadar başka bir silah kullanmadım, bundan sonra da kullanmayacağım. _Mantığı kullanmayı reddeden birisiyle tartışmak, ölüye ilaç vermeye çalışmak gibidir. _İktidar halktan korkarsa bu
40 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.