Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
25. Ders
Kadının erkekler için fitne olduğunu belirten hadis-i şerifleri fitneye verilen anlamlar ışığında anlamalı ve kadının Hristiyanların inanışları gibi doğuştan suçlu gösterme gibi bir maksadının olmadığı iyice anlaşılmalıdır. Hadisi şerifler bugün de yaşayarak gördüğümüz gibi toplumların yok olmasında kadınla imtihanın kaybedilmesinin en önemli etki yaptığını bize ihtar etmektedir.
Sayfa 155Kitabı okudu
ÇEÇEN AYAKLANMASI Sylvie Kauffmann "Kafkasyalı Müslüman Halkın Başkaldırısı Yeltsin İçin Yeni Bir Baş ağrıdır." Çeçen Cumhuriyeti'ni kim yönetiyor? Görünüşe göre hiç kimse, Kafkasya folklorundaki bu yeni bölüm Moskova'ya güzel görünmemektedir. Çünkü bir buçuk milyon Çeçen ve üç yüz bin İnguş'tan meydana gelen bu
Reklam
Halifelik üzerine
Önemli olan şey apaçık ortada duran gerçekliğin kendisiydi; ayaklanan Türk halkı tartış- maya yer vermeyecek bir şekilde iktidarı kendi eline geçirmişti. Yüksek sesle şunları söyledi: "Hakimiyet ve saltanat hiç kimse tarafından hiç kimseye, ilim icabıdır diye; müzakere ile, münakaşa ile verilmez. Hakimiyet, saltanat kuvvetle, kudretle ve zorla alınır. Osmanoğulları, zorla Türk milletinin hakimiyet ve saltanatına, vazıulyed olmuşlardı: bu tasallütlarını altı asırdan beri idame eylemişlerdi. Şimdi de, Türk milleti bu mütecavizlerin hadlerini ihtar ederek, hakimi- yet ve saltanatım, isyan ederek kendi eline, bilfiil, almış bulu- nuyor. Bu bir emrivakidir.'
Sayfa 284 - Bağlam Yayınları
147'likler olayı üzerine ulusal basın:
Tasfiye ulusal basında, dönemin şartları göz önünde bulun­ durulduğunda, oldukça şiddetli bir şekilde eleştirilmiştir. Bülent Ecevit, "üniversiteye niye vuruldu" diye sitem ederken, ihtilallerin işbirliği yaptığı kurumlarda bile "huzursuzluk" oluşturduğunu ve idarecilerin görevinin bu huzursuzluğu gidermek olduğunu ileri
_Az yemek, az uyku, az konuşmak ve herkesle düşüp kalkmamak. İşte doktora ihtiyaç olmaması için yapılması gerekenler bunlardır. _Az ye! Yedikten sonra hazmoluncaya kadar başka bir şey yeme! Zira şifa yemeğin hazmolunmasındadır. İnsanın sağlığını bozan yemek üzerine yemek yemektir. Tıp ilmi ki beyte sığdırılmıştır. Ve söylemenin güzeli de kısa
_Edebini kaybeden kimse, kötülükten zevk alır. _Düşünmek, ruhun kendi kendine konuşmasıdır. _Adaletli olmak herkese eşit davranmak değildir, herkesin durumuna, konumuna göre davranmaktır. _Arzular ve duygular arabayı çeken iki at, akılsa onları yönlendiren arabacı olmalıdır. _Müziğin insanı götüreceği yer güzellik sevgisidir. _Görünen değişiyor,
Reklam
İnsan saadetinin Allah Teâla'yı bilmeye bağlı olduğu ne ile bilinir? diye sorulursa, cevabında deriz ki, bu şöyle bilinir: Her şeyin saadeti, onun lezzet ve rahatındadır. Her şeyin lezzeti ise, onun tabiatının gereğidir. Her şeyin tabiatının muktazası da onun için yaratıldığı şeylerdedir. Şehvetin lezzeti, arzusuna kavuşmak, gazabın lezzeti,
"Dünyanızdan bana üç şey sevdirildi: Kadınlar, güzel koku, gözümün nuru namaz." Mealen bu şekilde Türkçeye aktarılan hadîsin benim açımdan ilk göze çarpan yanı, Rasûlullah'ın dünyadan demeyip, "dünyanızdan" ibaresini kullanmış olmasıdır. Bu ibarenin tercih edilmesinden öğrendiğimiz; peygamberlerin ve bazı özel nitelikli, vasıfları üstün kılınmış belli zevatın, ama bilhassa peygamberlerin, bizim içinde yaşadığımız ve bir şekilde kendimizi yakın hissettiğimiz dünya ile bağlarının bizimkinden farklı olduğu, yani peygamberlerin dünyaya bizim baktığımızdan daha farklı baktıkları, daha da açık konuşursak, yukarıdan baktıkları, zayıf insanların dünya ile olan ilişkisinden kopuk bir durumda bulundukları hususudur. Bu önemli bir şey! Yani eğer biz hangi sebeple olursa olsun "Bu bizim dünyamız!" diyorsak peygamberler de buna "Dünyanız!" diyerek ihtar ve ikaz yollu bir karşılık verebiliyor.
Okumak gerek...
Resûlullah (sav)'in ihtar ve hatırlatmalarını en değerli söz bilirler. Bununla ilgili olarak bir sahabi anlatıyor, "Kader konusunda çekişirken Resûlullah yanımıza çıkageldi. Yanaklarında nar taneleri yerleştirilmişcesine öfkeden yüzü kızardı ve şöyle buyurdu; "Bununla mı emrolundunuz? Yoksa bununla mı size gönderildim? Sizden öncekiler bu meseleyi çekiştirdikleri için helak oldular."45 Artık böylesi bir ihtardan sonra sahabilerin kendilerini gerçekten ilgilendiren konuların dışına çıkmalarını beklemek mümkün olur mu? Elbetteki hayır. Çünkü anlamsız, yararsız işlerden kaçınmak, sadece bildirilen hakikatlerle yetinmek, onların en önemli özelliğidir. Zira Resûlullah (sav) kendilerine şunları söylemiştir; "Ben sizi bıraktığım müddetçe siz de beni bırakın. Çünkü sizden önceki- ler peygamberlerine çok soru sormak ve ihtilafa düşmek sebebiyle helak oldular. Size emrettiğim şeylerden takatınız yettiği kadarını yapın ve size yasakladıklarımdan kaçının."
Şeytan Nedir ve Sembole Dair Yorumlar
Hazreti Muhammed'in şeytan hakkındaki telkinini, insan iradesini kuvvetlendirmek ve bir işe başlamadan evvel, onun hayır ve şerle münasebetini derinden düşündükten sonra hareket etmek, yani her akla gelen geçici, faydalı ve doğru gibi görünen hallere kapılmamayı ihtar etmek gibi bir ahlâkî ödev saymak lâzımdır. Şeytana günah işleten, onu
Sayfa 114-115
Reklam
27 Mayıs 1960 ihtilali ile ilgili en en önemli uyarı Bediüzzaman Said Nursi tarafından dile getirilmişti. Bediüzzaman, Emirdağ Lâhikası adlı eserinde "Kalbe İhtar Edilen İçtimai Hayatımıza Bir Hakikat" başlığı ile Adnan Menderes ve Demokrat Parti'yi uyarmış, "İslâmiyet namına telâş ediyorum" demişti.
Sayfa 61 - Nev YayınlarıKitabı okudu
Yine İmam-ı Gazali çok önemli bir hususu ihtar ediyor, "Geçmiş fakihlerin öyle güzel ahlakları vardı ki, mezheplerini taklit edenlerin onlara (şimdi) nasıl zulüm (haksızlık) ettikleri ve kıyamet günü en büyük hasımlarının onlar olacağı anlaşılacak" diyor. Ve şöyle devam ediyor: "Çünkü o imamlar, ilimleriyle, ancak Allah rızasını kasdetmişlerdir. Onlar yalnız fıkıh alimi değil, kalb ilmi ve kalb murakabesi ile de uğraşırlardı."
Sayfa 205Kitabı okudu
Bu gibilere lanet!..
. ...Bunu, yalnızca Batıya değil, dahası yurtdaşlarımıza da önemli bir biçimde ihtar etmek gereğini duyuyorum. Çünkü, seyrek olmakla birlikte, üzüntüyle işitiyoruz ki, ulusunun tarihini okumamış ya da ulusal duygudan yoksun kalmış olması gereken kimi kişiler, yabancıların bize karşı ortaya attıkları suçlamaları reddetmedikten başka, bir de ülkelerini, uluslarını özürlü göstermekten çekinmiyorlar! Hâlâ, bugün, Sultani (Galatasaray Lisesi) salonlarını, bize karşı konferans verdirtmek için yabancılara açık tutanlar var!.. Bu gibilere lanet!.." (Nutuk-ves.220) .
Sayfa 199Kitabı okudu
RIZA NUR'UN GÖNÜLLÜ SÜRGÜNDEN TÜRKİYE'YE DÖNMESİ Mustafa Kemal'in ölümünden sonra 30.11. 1938'de deniz yolu ile Türkiye'ye döndüğünde rıhtımda Atsız ve eşi Bedriye Hanım karşılamış, yakın dostu ve meslektaşı Prof. Dr. Mazhar Osman Uzman’ın tahsis ettiği, Taksim'de Şehid Muhtar Caddesi'ndeki apartmanlardan
45 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.