Hem kişisel gelişim kitapları hem de otobiyografiler, özbenliği hayatın en önemli unsuru olarak yüceltir; ancak bu özbenlik nadiren haysiyet ve ahlâki değerler bakımından herhangi bir denge durumundadır. Aksine, bu özbenlik genellikle sonsuz gelişim ve değişime mahkûm edilmiştir.
İnsan duyguların, düşüncelerin en büyük düşmanı olduğunu öğrenmedikçe, duyguların, sadece birer kelimeden ibaret olduğunu anlamadıkça, onların esiri olarak kalacak.
Kendini aşırı sevenlerin yatkın olduğu gibi, pırıl pırıl özbenlik imgesinin üzerine ufacık bir gölge bile düşmesin diye hep sadece "olumlu düşünmek"', uzun vadede çok fazla kuvvete mal olur.
Kendimle dost olmayı istiyorsam, düşünmenin öteki yanını bastırmasam iyi ederim, "Olumsuz düşünmek" hayatın bazı veçhelerine daha iyi uyar pekala.
Ara sıra kimi durumlarda olumsuz düşünmeye teslim olmak, hayatta karşımıza çıkabilecek olumsuzluklarla iyi baş edebilmeye dönük en iyi önlemdir....
Artık kendi kendini yaşamaktı ona düşen; kendi özbeninin Atman olduğunu, Brahman gibi aynı sonsuz tözden yaratıldığını çoktan biliyordu. Ne var ki, bu özbeni gerçekten bulamamıştı bir türlü, çünkü onu düşüncelerin ağıyla yakalamaya çalışmıştı. Bedenin özben olmadığı, duyuların oyununun özben olmadığı nasıl kesinse, düşünceler de, akıl da,
Tek bir bilgi var, dostum, bu da dört bir yandadır, bu da Atman'dır, benim içimde, senin içindedir bu da, her varlığın içindedir. Ve artık şuna inanıyorum ki, bu bilginin bilme isteğinden, öğrenme isteğinden daha azılı bir düşmanı olamaz.
Bedenin özben olmadığı, duyuların oyununun özben olmadığı nasıl kesinse, düşünceler de, akıl da, öğrenilen bilgelikler de, bir düşünceden sonuçlar çıkarma ve yeni düşünceler üretme becerisi de özben değildi.
Eğitim evrenseldir. İnsanlara, özellikle de gençlerimize, mutluluğun ve tatminin kaynağını öğretmeliyiz. Mutluluğun temel kaynağının kendi içlerinde olduğunu öğrenmeliler. Makinede değil,
teknolojide değil, parada değil, güçte değil.
Vücudun şekilsizliğine bakıp gülüyorsunuz ama vücut sadece et ve kemikten ibaret. Bütün bedenler beş elementten yapılmıştır, şekilleri farklı olsa da. Hepsi bu kadar. Ama özüne bakıyor olabilseydi iz kimsenin diğerinden farklı olmadığını görürdünüz. Özünde herkes aynıdır, ortada gülecek bir şey olmadığını anlardınız.