Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çok garip, ama gerçek sana anlatmak istediğim: Bu deli kadın kör olduğunu anlamıyor ve benim evimin karanlık olduğunu ileri sürerek, kendisini başka yere götürmesini istiyor yöneticisinden ikide bir. Onun bu haline gülüyoruz; ama inan bana ki hepimizin düştüğü bir haldir bu: Kimse cimri olduğunu, kıskanç olduğunu kabul etmez. Körler hiç olmazsa bir yol gösterici isterler; biz kendi kendimizi sokarız yanlış yollara. Benim yükseklerde gözüm yoktur, ama Roma'da başka türlü yaşanmaz, deriz; ben gösteriş sevmem, ama şehir öyle istiyor, deriz; öfkeliysem, güvenli bir hayat kuramadıysam suç bende değil, gençlikte, deriz. Dışımızda aramayalım kötülüğü, içimizdedir o; ciğerimize işlemiştir. Hasta olduğumuzu bilmemek de iyileşmemizi daha zorlaştırıyor. Kendimizi erkenden bilmeye başlamazsak, nasıl baş ederiz bunca dertler, bunca kötülüklerle?
Toplum, kökende anlamsızdır; kadın erkek birarada yıkanılan Roma hamamları gibidir. Okul da, toplumun minyatürüdür: bu yüzden bize boyuna buyruk veriyorlar. Bir avuç kör adam, bize ne yapmamız gerektiğini söylüyor, sınırsız yeteneklerimizi paramparça ediyor.
Reklam
Henüz yolculuğa çıkmadan Kudüs'te iken yaptığı gezi planının önemli duraklarından biri Baalbekti. M.Ö. 1100'lü yıllarda Fenikeliler tarafından kurulan şehir Grek ve Roma medeniyetlerine de ev sahipliği yapmıştı. İnançlar açısından önemli bir merkezdi. Burada Venüs, Baküs ve Jüpiter tapınakları bulunuyordu. Şehir ilkçağda Jüpiter'e tapanların ziyaret ettikleri bir hac merkeziydi. Baalbek'in başka bir özelliği de İslam tarihi açısından da önemli olmasıydı. Kudüs'ü ele geçiren büyük komutan Selahaddin Eyyubi, Baalbek'te doğmuştu. Medeniyetler tarihi açısından çok önemli olan bu şehri gördüğünde Gertrude, hayranlığını saklayamayarak muhteşem güzellikte bir yer diye bahsetmişti.
Günümüz insanını ne bilgisizlik ne doğa ne de hastalık öldürecektir. Şimdiki muazzam ve silahlı uygarlığı yok etmekle tehdit eden tehlike yine insanın kendisidir. "O her zamankinden iyi yaşayabilir, ama nasıl yaşaması gerektiğini her zamankinden daha mı az bilmektedir?" İnsan kim olduğunu bilmeden başka bir şeyden nasıl söz edebilir?17
Sayfa 28 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
L-Taaddüd-i Zevcât (Poligami, Çok Kadınla Evlilik)
Tarihte poligami, hemen her cemiyette mevcut olmuş ve evlenilecek kadınların sayısı cihetinden bir sınırlama getirilmemiştir. Eski İran, Çin, Brehmen hukukunda ve Bâbil'de Hâmurâbi Kanunu'nda poligami kabul edilmişti. Roma hukukunda evli olmaksızın çok sayıda kadınla birlikte yaşamak câiz görülmüştür. Yahudi ve Kilise hukukunda da
İslam'da örtünme geleneğinin başlaması
İslamda örtünmenin nedenini Sayın Prof. Dr. Neşet Çağatay, Bilim ve Ütopya dergisinin Ocak 1996 sayısında şöyle açıklıyor: "Müslümanlar Mekke'den Medine'ye karılarıyla birlikte geliyorlar. Mekke ve Medine arası 450 kilometre. Birbirlerini hiç tanımıyorlar. Mekke'de olduğu gibi Medinelilerde de cariye var. Onlarda da cariye mal. Satarsın, yatağına alırsın, mal ne ise onu yaparsın, Medineliler hür kadınlara sataşmaya başlıyor. Ömer kızıyor, yapana niye yaptın?' diye sorunca 'onu cariye zannettim' diyor. Çünkü, Mekke'de belirli bir kıyafet kuralı yok, fakat Mekke'de kim cariye kim hür biliniyor. Hür kadınlara sarkıntılık eden veya tecavüz eden olursa kan gövdeyi götürüyor. Medine'de hür kadınlara da sarkıntılık başlayınca Ömer, Muhammed'e 'Allah'a dua et, bu hürlerle cariyelerin arası belli olsun' diyor. Böylece hür kadınların başı örttürülüyor. Cariyelere örtmek yasak. Eğer hür kadın gibi başını örtmeye kalkarsa dövülür. Roma ve Yunan çağındaki kadın heykellerinin birçoğunun başında örtü görülüyor. O çağlarda da başı örtülü kadınlar namuslu sayılırmış. Hıristiyanlıkta bu gelenek rahibelerde sürmektedir. Sümer mabet fahişeliğini simgeleyen başörtüsü, çeşitli çağlarda ve ülkelerde kendilerine göre yorumlanarak İslamiyete kadar gelmiş. İslamiyetin başlarında hür kadınların cariyelerinden ayrılması için uygulanan bu gelenek, cariyelik kalkınca erkekten kaçma şekline dönüştürülmüştür. Buna karşın erkek olmayan yerde Kur'an okunurken, dua edilirken başın örtülmesi, örtünün Sumerdeki dinselliğinin bir devamıdır."
Sayfa 227Kitabı okudu
Reklam
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı. MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı. MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Sayfa 179 - selKitabı okuyor
Sait Faik'e bir süreliğine veda alıntısı olsun.
Bir pazartesi günüydü. Günler şu garip günler! Uykumuzun içinde saatleri başlayan günler! Uyandığımız zaman üçte birini arkada bırakmışızdır başlayan günün, kaldı mı üçte ikisi... Yap bakalım hesabını!.. Hey gidi pazartesi hey! Kaldı on saatin. Bir saat kavgaya say, bir saat konuşmaya, iki saat yürümeye, yarım saat düşünmeye koy, yeme içmeye de
Sayfa 79 - Lalettayun: gelişigüzel
Roma Cumhuriyeti'nin Kuruluşu:
Roma kralı Tarquinius Superbus'un oğlu Sextus, soylu bir Romalı kadın olan Lucretia'yı kaçırmış ve Lucretia da kaçırıldığı haberini kocasına ve yakınlarına ulaştırdıktan sonra intihar etmişti. Lucretia'nın erkek kardeşi Brutus, Roma halkını kral Tarquinius Superbus'a karşı ayaklandırmış ve kızkardeşinin intikamını almaya yemin etmişti. Bunun üzerine kral Roma'dan kaçarak Etruria'ya sığınmıştı. Böylece Roma'da Krallık rejimi son bulmuş, yönetimin senato'nun (senatus) iradesine bırakıldığı Cumhuriyet rejimi kurulmuştu (MÖ 509/08).
Plotinos dönemin manevi önder, ahlak kılavuzu olan bir Filozofu
Top­lumsal konumları yüksek çok sayıda erkek ve kadın, ölümleri yaklaştığında, tüm servetlerini kendisine bırakarak, erkek veya kız çocuklarının vasiliğini üstlenmesini rica etmişlerdir. Bir bedene sahip olmaktan utanmasına ve tü­müyle yüksek bir ruhsal-zihinsel bir hayat sürmek arzusunda olmasına rağ­men Plotinos'un bu görevleri reddetmediği, söz konusu kişilerin servetleri ve çocuklarıyla titiz ve güven verici bir şekilde ilgilenmiş olduğu bilinmektedir. Öte yandan bu görevleri asıl ilgisini yani tüm hayatını zihne ve onunla ilgili şeylere vakfetmesini engellememiştir. İnsanlara karşı her zaman yumuşak ve kibar davrandığı anlaşılmaktadır: Porfirios, Roma'da geçirdiği 26 yıl boyun­ ca, birçok anlaşmazlıkta arabulucuk etmesine rağmen onun hiç kimseyi ineit­ mediğini ve hiçbir resmi göreviiyi kendisine düşman etmediğini söylemektedir. Böylece Plotinos'un antik çağın son döneminde, Epikuros ve Stoacı­lıkta karşımıza çıkan toplumun bir tür manevi önderi veya ahlak kılavuzu olarak filozof rolünü, en üstün ve başarılı bir düzeyde gerçekleştirdiği anlaşıl­maktadır.
Sayfa 62 - İSTANBUL BiLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYlNLARIKitabı okuyor
Reklam
Varoluşun kendinde hiçbir korku ya da hiçbir örtülü yan yoktur, bu korku ve tedirginliği yaratan yaşamak eylemidir. Ve toplum, kökende anlamsızdır; kadın erkek bir arada yıkanılan Roma hamamları gibidir. Okul da, toplumun minyatürüdür: Bu yüzden bize boyuna buyruk veriyorlar. Bir avuç kör adam, bize ne yapmamız gerektiğini söylüyor, sınırsız yeteneklerimizi paramparça ediyor.
Sayfa 66 - epubKitabı okudu
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI «Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
Locusta
Roma'da 1. yüzyılda yaşadığı rivayet edilen kadın zehirci. Her gün zehir içerek her zehre karşı bağışıklık kazandığı, İmparator Claudius'u, Britannicus'u zehirlediği rivayet edilir..
Sayfa 567 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2. CiltKitabı okudu
Roma yanarken Neron ne yapıyordu?
Kesinlikle keman çalmıyordu; keman 15. yüzyıla kadar icat edilmemişti. Diğer suçlama, Romams64’te yanarken Neron’un Troya’nın yanmasıyla ilgili bir şarkı söylediğiydi; bu da, bu şarkıyı söylemek için şehri bizzat Neron’un yaktığı anlamına geliyordu. Gerçekteyse, yangın çıktığı sırada Neron yangının 56 km uzağında, deniz kenarındaki yazlık evindeydi. Neron haberi alınca hızla Roma’ya gitti ve yangın söndürme çabalarının sorumluluğunu üstlendi. Roma’yı yakmak istediğiyle ilgili şüphe, şehri yeniden kurmak istediği yönündeki beyanından kaynaklanmış olabilir. Nihayetinde suçu Hıristiyanlara atmayı başardı. Aslında Neron’un yaptığı şuydu: Neron kadın giysileri giyen, şarkı söyleyen, müzikle uğraşan ve sürekli alem yapan bir giysi sapığıydı; aynı zamanda annesini öldürttü. Müzik yeteneklerinden son derece gurur duyuyordu; ölürken şunları söyledi: “Dünya benim gibi bir sanatçı kaybediyor!”
744 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.