YouTube kitap kanalımda okumadan önce ölünmesi gereken Yabancı kitabını yorumladım: ytbe.one/jtUaG022XWM
Bitmeyen toksik aşklar, tecavüz güzellemeleri, mutasyon geçirmiş bir erkeğin adeta bir (erkek)²’ye dönüşmesi... İşte bunların hepsi Yabancı kitabı arkadaşlar.
İncelemeye başlamadan önce yine şunu söylemem gerek. Bu incelemenin altına
Yüreğimde coşan yangın mıydı?
Kan dolaşımı öpüşürken ne kadar hızlıydı.
Çünkü seni söyleyen dudaklarım vardı.
Hani kirpiklerin ıslanması, hani ağlayıp gülerken.
Yaralar kapanıyor, bir sevda daha tutuşuyordu.
Alevin rengiydi gözlerin.
Bu yüzden dünyadan alacaklıydım.
Hani aşkın kendi içindeki duman.
Bu rüyada ne kadar nefessiz kalıyorduk.
Sence de olabilmek anlamak mıydı?
İşte yine güneş doğuyor, yeniden aşk.
''Erkekler mi, öff! Kaçasım geliyor. Niçin onların istediği her şeyi yapasın ki?'' (sf. 11)
Kadınlara soruyorum:
Bir erkeğe kayıtsız şartsız teslim olup onun tahakkümü altına girmek mi?
Yoksa kendi ayaklarının üzerinde durup isteklerinin doğrultusunda bir aşk yaşamak mı?
Rus asıllı psikanalist ve yazar olan
"Aşk hakkında, yüzyıllardır hep yazılmış çizilmiş, kimisi yaşamış, kimisi yaşamak için heba etmiş kendini. Peki, aşk denilen kavram ne zaman tam manasıyla anlamını bulur sence?"
YouTube kitap kanalımda Shakespeare'in hayatı, mutlaka okunması gereken kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/rGxh2RVjmNU
KİŞİLER
Oğuz
Macbeth
Romeo ve Juliet
Kral Lear
Othello
Eğer gözümden kaçmadıysa, galiba tek bir metafor yoktu kitapta. Oysa günümüz yazarları için metafor okuru hipnotize etmek için başvurulan bir sihirdir. Altı hemen çizilir. Alegori, imge ve sembol peki? Gırla gitsin kullanılır yazarlarca. Mesela bizde H.A. Toptaş bayılır. Ben de. Bunlar peki, varlar mıydı bu eserde? Belki önemsiz birkaç tane.
Neden sürekli gökyüzüne bakıyorum ki ben. Aynı göğün altında olduğumuz için mi? Sahi bu yüzden mi? Aynı şehir de nefes alamaz oldum sensiz, çaresi nedir bunun, hangi hekim de fayda bulunur? Hangi köşeyi dönsem gözlerim seni arıyor, her gördüğüm gölgeyi sen sanıyorum. Gözlerim görmediği için mi? Sahi neden her gölge de sen varsın, neden her rüyada sen varsın? Uykusunda dahi birini düşünüyorsa sebebi aşk değil de nedir? Basit bir kelime miydi senin için “aşk.” Eğer öyleyse ne yazık sana sevgilim, senin için sıradan bir kelime, benim ruhumu derinden sarsmıştı. Dünyam sendin ve bu basit kelime dünyamın eksenlerini kaydırmıştı. Bu kadar kaymaya rağmen ise seni bana 1cm dahi yaklaştırmamıştı . Bu satırlar dahi buram buram aşk kokmuyor mu sence de? Seni bana hatırlatmıyor mu? Birkaç dakika ayırıp okumak zor değil, ama benim için ayıracak birkaç dakikan var mı sevgilim. Şimdi bana söyle sevgilim, seni düşünmek için bir sebep aramadığım kısacık ömrümde, beni sevmemek için kaç sebebin vardı…
. . .
ŞİİR-MİİR
K/aralamalar
(Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
Ona sevgili dostum Oblomov demek istiyorum. Gerçekten dostum gibiydi. Ne kadar tembel, vurdumduymaz, uyuşuk ve dünya yansa umurunda olmayacak bir adam olsa da onunla vedalaşmak açıkçası üzdü beni. Eminim ki okuyan herkes Oblomov’u çok sevecek. Çünkü o içimizden biri hatta bir çoğunuzun ‘’tıpkı ben’’ diyeceğinizi çok iyi biliyorum.
Oblomov
‘’Toplulukların çoğu ataerkildir’’ dedi. ‘’Erkek egemenliği altında çok fazla şiddet yaşanıyor. Bundan kadınlar, çocuklar , hayvanlar kadar erkeklerde zarar görüyor. Kötü eğitim ve aşağılık kompleksi, bir sürü canlının hayatına mal oluyor. Bir gün bir oğlum olursa , ona bir kadından daha zayıf erkekliğinden bir şey götürmeyeceğini öğrettiğimden
Hiçbir din yasaklamamış aşkı, hiçbir bilge yahut öğreti de. Ama biz kendimize yasaklamışız nedense. İki kalbin haydi diyelim iki bedenin birbirini sevmesinde ne kötülük olabilir sence?