Asırlardan beri süre gelen “devlet” hakkında yazılan bütün eserlerin yazımlarının aslında birer cevap olduğunun gerçeği su götürmezdir. Aristoteles’ten günümüze kadar yazılan bütün bu eserler aslında “Devlet” isimli bu esere cevaptır.
Platon MÖ 428 - 348 tarihleri arasında yaşamış ileri görüşlü Yunan düşünce adamı, ekstremisttir. Platon
"Şiir yazmak bir barış eylemidir. Şair, barıştan doğar. Ekmeğin undan yapılması gibi."
Sıcağı sıcağına bitirmişken kitabı hüzünle bir kaç satır yazayım dedim.
Pablo Neruda, gerçek bir halk şairi bizim vatan şairimiz Nazım Hikmet gibi. Ancak Şili bizim gibi değil tam olarak ona kucak açmış, yıllar boyu hem gizlemiş hem desteklemiş hem
Mahkûm Melahat sordu Jandarma Haydar'a :
"— Çocukları sever misin?"
"— Sevilmez mi?
Allahtan büyük ne var, demişler
çocuk var, demiş.
Öyle ya
çocuk Allah korkusunu bilebilir mi?
Bilemez.
Kim kimden korkmazsa, o ondan büyüktür."
Böyle güzel bir çiçek, şiirin güneşine doğru dönmeliydi. Çiçekleri, müziği, denizin görkemini, doğanın güzelliklerini nasıl seviyorsanız, şiiri de öylece, ruhun bir sürüsü gibi sevin!
Sayfa 111 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Çırpınıp içinde döndüğüm Dün'ya
Sahiden ne çok çırpınıyoruz meylediyoruz değil mi?
Kitabı mağazada elime aldığımda çok dikkatimi çekti hemen alıp bi yere oturdum ilk 15 sayfasını okudum.
Kitap şiirlerden ve yayımlanan yazılardan oluşuyor. Siir sever misiniz? Sevilmez mi yaa dediğinizi duyar gibiyim.Hele de Şükrü Erbaş üstadımızdan ise...
Yer yer bireysel yer yer toplumsal-sosyal sorunlara değiniyor.O kadar çok sevdim ki satırları altını çizmeden duramadım.Yeri geldi hüzünle yeri geldi sevinçle yaptım bunu.
Sevgi evet sevgi.Ne çok sevmişsiniz.
Içinde yaşadığımız cağı o kadar güzel dile getirmiş ki.Sunu söyleyeyim bu kitapla sorgulamayı öğrendim.Okumayı öyle bildiğimiz okuma değil, çevremi okumayı insanları okumayı şahısları, karekterleri...
Sizde "okumak" ister misiniz?
O zaman kitaptan bir alıntıyla incelememi bitireyim Cann'lar;
Bir gün "sildim pişmanlığı payıma düşen hayattan" dedim.O günden sonra kusurlarımı sevmeyi öğrendim ...(syf.93)
Selametle ...
KİTAP TAVSİYEM
"Sus ve Bana Aşkı Anlat"
"Ömer Faruk Kaya"
ALINTILAR
Her gece içimde öldürüp seni
Her sabah güne yine seninle başlıyor olmak
Anlat desen anlatamam
Anla desem,anlamazsın bilirim
Bilir misin sen yokken hiç yoktu kaygılarım
Ve senle hayat buldu en güzel korkularım
Demek korkuların da güzeli varmış
Seni.kaybetmekten
18 TEMMUZ 2020 CUMARTESİ
.
Tarih on yedi temmuz iki bin yirmi cuma.
Yarım saate on sekiz olur temmuz.
Üç vakte kadar gerçek olur sahtemiz.
Tertemiz bir özümüz var.
Her ne kadar çer çöp doluysak da
boşalır bardağından göğün, göz yaşımız.
Annen var mı senin?
-Var tabiî.
-Ne iş yapar?
-Çamaşıra gidiyor.
-Sen ne olacaksın büyüyünce?
-Ben mi? dedi.
Gözlerini gözüme kaldırdı. İkimiz de mavi mavi baktık.
-Ben, dedi, boyacı olacağım.
Şükrü Erbaş ile tanışmam, ben çok memnun oldum. Zaten memnun olacağımı bildiğim için okudum :) ve tavsiyeli kitap olduğu için kötü olduğunu hiç düşünmedim.
Şiir çok farklı bir dünya, içine girince çıkamıyorsun. Hem bitmesin istiyorsun hem de su gibi akıp gidiyor sayfalar gerçi ben o sayfaları hissedemiyorum okurken ama diyorum ki bu kitabı almalıyım çizmelim tüm mısaraların altını kalmalı kitaplığımda istediğim zaman elime alıp gezinmeliyim sayfalarda.
Sitede okuyan kişi çok az ama eğer şiir seviyorsanız (ki şiir sevilmez mi ya) okuyun derim. Elbet bulacaksınız kendinizi bu kitapta. Keyifli okumalar...
PervaneŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınları · 20215,2bin okunma
_Kalbin yolu güzeldir ama tehlikelidir. Zihnin yolu sıradandır ama güvenlidir. Erkek en güvenli ve en kestirme yaşam tarzını seçmiştir. Kadın duyguların, hislerin, ruh hallerinin en güzel ama en sarp, en tehlikeli yolunu seçmiştir. Ve bugüne kadar dünya erkekler tarafından yönetildiği için kadınlar muazzam şekilde azap çekmiştir. O, erkeğin
Başımı alır giderim demiştim hep kendime
Susmuştum, yarım kalmıştım
Tüm dünya ya nefret saçarken
Sen karşıma çıktın
Yolumu değiştirmem gerekiyordu, oysa
Güvensizlik ruhumada barındırken
Nasılda ruhuma girmeyi becerdin
Sana doğru bişey var
Bir insan bu kadar mükemmel olamaz
Haksızlık değil mi sence?
Bu kadar güzellik sende olması
Kısa bir zaman da bu kadar sevilmez insan yahu
Hep kendin kal
Ve benimle kal
Sana söylemediğim sözlerim var
Sevgi nasıl gösterilir bilmiyorum
Ama nasıl yazılır iyi bilirim
Sana dökülüyor bak kalbimdeki sözcükler
Karanlığımı Gökkuşağına cevirdin
Şiir oldun satırlarıma
En çokta yeryüzüme, gökyüzü oldun...
E.B
Biz Sabahattin Ali’yi daha çok öykü ve romanlarıyla tanırız. Ama o edebiyata şiirleriyle giriş yapmıştır. Yazdığı bir şiirle de kendini parmaklıklar ardında bulur. Atatürk’ün adının geçmemesiyle birlikte “Memleketten Haber” şiiriyle Cumhurbaşkanı’na ima yoluyla hakaretten bir yıla hüküm giyer. Cumhuriyet’in onuncu yılı dolayısıyla çıkarılan afla
Tarih kulpsuz bir tava gibidir biz istediğimiz yerden kulbu takarız diye duymuştum. Memlekette hem islamcıların hem de kemalistlerin ortak düşündükleri konular muhakkak mevcuttur. Osmanlı son dönemine dair ortaya çıkan tartışmalarda konuşulan en mühim konulardan birisi de İttihat ve Terakki, malum. İşte bu İttihat ve Terakki hem islamcıların hem
“Hani o bırakıp giderken seni
Bu öksüz tavrını takmayacaktın?
Alnına koyarken veda buseni
Yüzüne bu türlü bakmayacaktın?”
Bodrum’a gittiniz mi? Ya da orada yaşadınız mı? İkisi arasında sanki elinizi uzatınca tuacakmış gibi görünen bir ay, yürüyerek beş dakika sürecekmiş gibi görünen ama aslında bir dağın zirvesi kadar uzak yollar kadar fark
Şaşkın! Nar taklidi yapıyor bir saksıda,
yıllarca adam taklidi yaptım ya ordan
tanış çıktı bana: Şimdilik en uzun boylusu,
en mahcup tazesi de bir açılmaya görsün.
N'olur açılmasa da onu da böyle sevsek,
insan da şaşkınlığından sevilmez mi ara sıra?
Sevmek hayli ciddi bir iş olmalı ki, dalga
geçmek gibi oluyor ya sonunda: Aşk nara benzer
dediğim kulağına gitmiş demek, o duymasa
yanındaki küpeçiçeği... Küstümçiçeğini geç,
nar ona uyarsa çabuk büyür büyümesine de
üzer küs bakışıyla bizi, ne aşkın tabiatı
kalır ortada ne hatıranın saflığı, kalmasın
şaşkınlığımızdan sevsin de bizi balkona çıkan
kadın: İki şaşkın bir aşkta kızarır desin.
nar gibi desin, iyi, yüz kızartıcı bir suç
sayılsın şaşkınlığımız: Sen küçük narçiçeği,
bense senden hayli eski, de ki bir adamotu,
kendi meşrebimizce bir de bahçe bulursak
sen nar gibi davran orda ben sana adam gibi
Beni de gizle ey nar bin âşığın biri gibi!