Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Böyle bir dünyaya çocuk getirilmez tabii.
"Çocukları çok severim ama çocuğum yok çok şükür. Bir gün evlenirsem çocuk sahibi olmaya cesaret edebileceğimi hiç sanmıyorum."
Sayfa 49 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ama ben çok korkuyorum bu sosyalistlerden! Teoriyle pratiği kavuşturdular mı yandık! Şükür birbirleriyle dövüşüyorlar! Tabii bunları da Amerika öğretiyor bize ki, birbirine düşürüyoruz! Başka türlü fetolmaz bu dürzüler!...
Sayfa 263 - Literatür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
- Sayın hanımefendi, alışverişe mi çıkmıştınız? - Evet, ama hiçbir şey almadım. - Ne alacaktınız? - Ne alacağıını bilmiyordum. Şöle bi bakacak, beğendiğim bişey olursa alacaktım. - Dükkanların kapalı olduğunu ne zaman öğrendiniz? - Az önce, iki-üç dükkana uğradım, hepsi kapalıydı. - Bu durum karşısında ne düşünüyorsunuz? - Hiçbişey düşünemiyorum. Tabii bu böyle devam etmeyecek. İlgililer ilgilenecektir. - Siz beyefendi, alışverişe mi çıkmıştınız? - Hayır. - Şu anda niçin sokakta olduğunuzu sorabilir miyim? - Hava almaya çıktım. Çok şükür hava almayı önleyen, yasaklayan yok. Hiç değilse şimdilik.
Sayfa 100 - Sel yayınlarıKitabı okudu
Sevgili Erdal'ım... Evimize taşındık, içinden hiç çıkmamış gibi bir rahatlık içindeyim. Bu mektubumu eski kütüphanemden yazıyorum... Özden, Ömer, büyükannen herkes, vaziyeti iyi ve tabii aldılar. Benim üzüntüye düşmememekliğim için bütün hünerlerini kullandılar. Hepsinin kıymeti gönlümde bir derece daha artmıştır. Seçimi fena nispette kaybettik. Niçin kaybettik? İnsaflı insafsız bin bir sebebi var. Fakat en başta geleni değişiklik arzusudur. Bu da milletlerin hem masum, hem tabii bir arzularıdır. En sıkıntılı zaman kaybolmuş bir seçimden sonra geçen bir haftadır. Şimdi bu bitti. İki gün sonra yeni cumhurbaşkanı ve hükümet seçilecektir. Saat 1 8:30' da da ben yeni cumhurbaşkanı tebrik edeceğim. Bu bir hafta çok şükür sarsıntısız geçmişti. Bu seçim, memleket için hepimiz için şeref olmuştur. Taşıdığımız adla haklı olarak iftihar edeceksiniz. Sağ ol, var ol, canım Erdal'ım...
Sayfa 90 - Can YayınlarıKitabı okudu
Kestanecilik fena iş değil! Tabii onların dediklerine uysam, servet de hazır, şan da şöhret de. Şükür, namus ve haysiyet duygumu yitirmedim. Açlıktan ölmenin de bir şeref olduğu anlar vardır...
Millet öyle bir inançlı ki, ne diyeyim size...
Muhakkak başaracağız. Üstümüze konan kargaları koğacağız. Hazır olun.Hazırız ağa. Kemal Paşa doğru demiş, daha ölmedik biz. - Tabii ölmedik, sağız çok şükür.
Sayfa 293Kitabı okudu
Reklam
büyük beden'den kastı acun.
Eh ne diyeyim, çok şükür hayatımın büyük bir bölümünü de kalabalıklar içinde geçirdim. Tabii bazı kalabalıklar bana bir beden büyük geldi.
Tabii çok iyi çoook!
“Memleketin gidişi iyidir çok şükür, önce büyük Allahın, sonra partimizin sayesinde…”
"Yokluğu yaratan, pahalılığı yaratan biz kendimiziz,"dedi. Biri çıkıyor, 'Çay yok' diye ortaya bir laf atıyor. Ondan sonra herkes beşer, onar paket çay alıyor. Sonra neymiş çay yokmuş. Yok olur tabii. Çok şükür her bir şey var.
Sayfa 161 - Kronik YayınlarıKitabı okudu
Şükür birisi açıklamış :)
O halde aşktan söz edelim ... açıkça konuşalım, duygu­sal aşktan ... hani o olmadığı halde bize güneşi varmış gibi gösteren, bizi ağlatan, canımızı yakan, ölme isteği­mizi artıran ... Ya fiziksel aşk. .. Fiziksel aşk da önemlidir tabii ... fiziksel aşk neden önemlidir? Çünkü eğer bir çif­tin arasında derin bir cinsel uyum yoksa, genellikle iliş­ki biter.
Reklam
Sylvie daima, herkese teşekkür ederdi. Herkesten özür dilerdi ve bu beni sinirlendirirdi. Sanki dünyaya geldiği için özür diliyordu, rahatsız etmekten korktuğu için, sanki fazlaydı o, sanki davetsiz gelmişti. Tabii ki davet edilmiştin. Ve çok şükür ki benim için davet edilmiştin. Oturma planı yapılırken seni benim yanıma koymuşlardı. Ben geldiysem, orada olacağını bildiğim için geldim, yoksa belki de gelmezdim. Benim yanımda olmak, hayatı bana daha güzel bir hale getirmek için davet ve icat edildin. Herkesten özür dileyen sen, neden haber vermeden gittin, benden sıkılıyor muydun? Üstelik özür de dilemedin bu sefer, hiçbir şey demedin. "Öldüğüm için özür dilerim" demedin bana.
Sayfa 51 - YKYKitabı okudu
 Halk gülmeye başlayınca   Vaktiyle bir memleketin idarecileri, halkın dertlerini unutmuşlar. Bir taraftan enflasyon ve hayat pahalılığı artarken; diğer yandan halka özveri ve diğergamlıktan bahsediyorlarmış. Bu arada bütçe açık vermeye, hazine boşalmaya başlamış. İdareciler bunu önlemek için mallara yeni zamlar yapmışlar, yeni yükümlülükler getirmişler. Ülkenin hakimi, adamlarını gönderip halkın tepkisini ölçmek istemiş. Tabii gelen haberler fena:  -Efendimiz, halk çok şikayetçi. Hepsi burnundan soluyor. Kızgınlıkları had safhada.  Ertesi hafta yeni zamlar yapılmasını emretmiş hakim. Sonra yine adamlarını gönderip halkın nabzını öğrenmek istemiş:   -Efendimiz, bu sefer halk, ha ayaklandı; ha ayaklanacak. Sarayınızın kapılarına dayanırlarsa şaşmayın.  Hakim yine sakin, bir hafta sonra yeniden zamlar yapılmasını istemiş. Bu seferki zamlardan sonra gelen habercilerin yüzleri gülüyormuş:  -Efendimiz, çok şükür tehlike geçti. Halk sokaklara dökülmüş; gülüyorlar, oynuyorlar. Kimsenin hiçbir şeyden şikayet ettiği, hele zamları düşündüğü falan yok!..  Hakim bu haberi duyar duymaz sarayın kapılarını sürgületmiş ve demiş ki:  -İşte bu sefer halkın sabrı zorlanmaya başlamış; zamlara son verin.
- Biliyor musun İlya, sen tıpkı eskiler gibi konuşuyorsun. Eski kitaplarda da böyle yazarlardı. Ama neyse, buna da şükür. Hiç olmazsa kafanı işletiyorsun, uyumuyorsun. Söyle, söyle bakalım; daha neler düşünüyorsun? - Daha ne söyleyeyim? Bu insanlara bir bak: Aralarında bir tek gürbüz, taze çehre yok. - İklimden, bak senin yüzün de iyi değil,
Sayfa 215Kitabı okudu
"Kestanecilik fena iş değil! Tabii onların dediklerine uysam, servet de hazır, şan da şöhret de. Şükür, namus ve haysiyet duygumu yitirmedim. Açlıktan ölmenin de bir şeref olduğu anlar vardır."
268 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.