Yasef Nassı ailesinin Avrupa 'ya kaçırdıkları
Sandıkta Papa'ya hediye edilmek üzere Kıbrıs'tan alınmış üç
kutsal haç ve iskenderiye'deki çingenelerden ucuza kapatılmış
tanrıça îsis'in bir karış büyüklüğündeki altın heykeli, Fransa
kralına sunulmak üzere Mısır, Tunus, Cezayir gibi Doğu
Akdeniz ve Mağrip topraklarında bulunan Osmanlı
hakimiyeti hakkında hazırlanmış raporlar ve sultanın Akdeniz
politikasıyla ilgili düşüncelerini içeren bir belge kopyası,
İstanbul'da o günlerde konuşulmakta olan Akdeniz ile
Şapdenizi'ni Süveyş'te bir kanal ile birleştirme projesi
hakkında fizibilite raporlarının kopyaları, Sakarya-Sapanca-
Izmit Körfezi arasında açılmak üzere kazı çalışmalarının
başlatıldığı Karadeniz-Marmara Kanalı Projesi'nin nasıl geri
durdurulabileceğine dair siyasî ve etnik rapor, Protestan
Kardinallere hediye edilmek üzere içleri minyatürlerle dolu
Bin bir Gece Masalları, Tutîname ve Pança Tantra (Kelile ve
Dimne) çevirileri ile sultanların kişilik tahlillerini yapabilmek
için kopyalanan divanları, Doğu bilimini etkileyen pozitif
bilim kitapları, Osmanlı medreselerinde okutulan kitaplardan
ünlü hattatlara yazdırtılıp altınla ciltlenen birer master kopya,
Grekçe, Süryanice, Latince ve Arapça tarih ve tıp kitapları,
bitki köklerinden ilaç yapmaya yarayan şifalı bitkiler kitabı ve
nihayet birkaç pırlanta ve yakut broş, kolye, sorguç ve
mücevher kakmalı hançerler, benim yol arkadaşlarımdı.
Sayfa 157 - KapıKitabı okudu
Yukarda, Sarıkamış’ta “bismillah” demeye vakit bulamadan, doksan bin kişilik koca bir orduyu kaybeden Osmanlı İmparatorluğu, biraz aşağıda, Kutul-Ammare’de İngilizleri bozup çevirip generaller esir almış, biraz daha beride Tih çölünü aşıp Süveyş Kanalı’na sarılmayı başarmıştı.
Sayfa 18 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
"Dünyada Allah'tan sonra her şeye değilse de çoğu şeye gücü yeten ancak paradır.Akıl ve ilim gibi şeyler maldan mülkten ayrı düşünülemez;para olmadıktan sonra aklın delilikten,bilginin de cehaletten farkı kalmaz.Beş parasız bir adam,Süveyş Kanalı'nı açabileceğinden bahsetmeye kalksa,delirmiş diye tımarhaneye tıkarlar."
Sayfa 96 - Anonim Yayıncılık - Sandalcı Sohbet BeyKitabı okudu
Çanakkale’yi …
Geçselerdi Süveyş veya Arabistan cephesinde, Kut'ül Amare'de İngiltere'nin Türklerle savaşının uzaması söz konusu olmayacaktı. İstanbul bugün bizim olmazdı; parası olan, camileri gezmeye gelirdi. "Aman efendim, atalarımız ne güzel ibadethaneler yapmış" derlerdi. Merkezî hükümet Ankara olursa gene iyiydi. Tabii Türkiye sahneden silinecekti, belki çok daha küçük bir vatan coğrafyasında bir şeyler olurdu ama İstanbul kesinlikle bizim kalmayacaktı.
Sayfa 51Kitabı okudu
Rosa Luxemburg barbar sömürü uygulamalarının maskesini düşürdü: “Kaliub’daki Nil barajında, Süveyş kanalında, demiryolu ve baraj inşaatlarında, pamuk tarlalarında ve şeker fabrikalarında serf yığınları çalışıyordu. İhtiyaç durumunda bir işten diğerine sürülüyor ve sınırsızca sömürülüyorlardı. Angarya işçilerinin modern sermaye açısından teknik yetersizlikleri her adımlarında belli olsa bile, zapturapt altındaki işçi sayısının sınırsızlığı, sömürünün sürekliliği ve işçilerin yaşam ve çalışma koşulları bunu fazlasıyla telafi ediyordu.”
Süveyş - İskenderun - Girit üçgeni içinde yer alan Kıbrıs, Doğu Akdeniz'de birkaç istikameti birden kontrolü altında tuttuğu için Malta ve Girit'ten çok daha büyük bir ehemmiyeti ifade etmektedir.
Sayfa 212
İsrail'in kuruluşunu takip eden on yılda, Amerika'nın Yahudi devletiyle ilişkileri sınırlı ve temkinli olmaya devam etti. 1956 Süveyş Savaşı'ndan sonra ABD İsrail, İngiliz ve Fransız kuvveclerinin geri çekilmesini sağlamak için güçlü ve kararlı bir şekilde müdahale etti. Savaşın ilk aşamalarında ihtiyatla sessiz kalan Sovyetli deri Kruşçev, Arap yanlısı bir açıklamanın ABD ile herhangi bir çatışma tehlikesi getirmediğini fark etti ve o zaman -ve yalnızca o zaman- güçlü bir şekilde Arap tarafına geçti. 1967 savaşına kadar İsrail, silahları için ABD'ye değil, Avrupa'ya, özellikle de Fransız tedarikçilere güveniyordu.
Sayfa 84 - Kronik KitapKitabı okudu
Süveyş, 1957.
Ay sessiz sedasız bir çingenedir
İnan ol başımı alır giderim
Ama nereye gidebilir
O da ayrı mesele
Milletler'de insanlar gibidir. Kimilerine kader serpilip gelişme imkanı verir, kimileri de nefes darlığı çeker. Yaşlı Paşa'nın şu sözleri hiç aklımdan gitmiyor, ölmeden birkaç hafta önce babamdan duymuştum:
Kimi zaman yaşı ilerlemiş olan insanlara, rüzgar çıkmadan önce kasırgayı hissedebilme yeteneği bahşedilmiştir. Siz de bugün söylediklerimi unutmayın, bu sözleri hafızanıza kaydedin : Eğer bir gün Fransa'yla Mısır , Süveyş kanalı'nın yatağını kazacak olurlarsa, orada yatacak olan İngiltere'dir.
Sayfa 488 - Can YayınlarıKitabı okudu
.
Fransızların eseri olan bu Kanal, bir zamanlar Nil topraklarını siyasi ve askeri bakımdan güçlendirmek için açılmışlı. Ama bunu Süveyş Kanalı sahibi olarak kısa süre önce fark ettiler. 1875 yılında İngiliz Başbakanı Disraeli, Rothsehild'lerin aracılığıyla Hidiv İsmail Paşa'dan büyük bir bölümünü satın almışlardı.
.
Sayfa 66Kitabı okudu
Süveyş Kanalı’nın bazı hisselerinin satın alınması(1875); İngiltere’nin Hindistan yolunun yeni ve daha kısa bir güzergahtan sağlanması; Victoria için “Hindistan Kraliçesi” ünvanının verilmesi ( 1876) ;Kıbrıs’ın ilhakı (1878); Afganlar (1878-79) ve Zulularla yapılan savaşlar Disraeli döneminin önemli dış politik gelişmeleriydi.
Sayfa 397 - Doğu Batı YayınlarıKitabı okudu
SÜVEYŞ (1957)
Biz seviştik Süveyş Kanalı kapanmıştı
Ellerimizin balıkları bütün kanallarda
Sayfa 42 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Ben bu büyük imparatorluğun çocuğuyum.
Zeytindağı’nın tepesindeyim. Lut Denizi’ne ve Gerek Dağları’na bakıyordum. Daha ötede, Kızıldeniz’in bütün sol kıyısı, Hicaz ve Yemen var. Başımı çevirdiğim zaman Kamame’nin kubbesi gözüme çarpıyor. Burası Filistin’dir. Daha aşağıda Lübnan var; Suriye var; bir yandan Süveyş Kanalı’na, öbür yandan Basra Körfezi’ne kadar uzanan çöller, şehirler ve hepsinin üstünde bizim bayrağımız! Ben bu büyük imparatorluğun çocuğuyum.
Sayfa 41Kitabı okudu
Balfour Deklarasyonu, Süveyş Kanalı'na yönelik bir tampon bölge oluşturmak veya dünya Yahudilerinin desteğini müttefiklere kazandırmak için İngilizlerin yaptığı planın bir sonucu değildi sadece. Daha ziyade, İngilizlerin ve Siyonistlerin çıkarlarının çakışması hadisesinin, İngiliz desteğini hasıl etmek için Siyonistlerce kullanılması söz konusuydu.
