Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Tunahan

Tunahan
@tunahansalmanl
... kitaplarımızı kapaklarına göre yargılamamamız gerektiğini ve bazı kitapların kusursuzca insan şeklindeki kapakların arasında var olduğunu söyler.
Reklam
İnsandan üst-insana giden yol üç aşamalı. Birinci aşama deve, ikinci aşama aslan, üçüncü aşama çocuk. Birinci aşamada insan, toplumun sırtına bindirdiği bütün ön yargıları, anlamsız değerleri bir deve gibi sırtında taşımakta, bunların hamallığını yapmaktadır. İkinci aşamada giderek özgürleşen insan, bu değer yargılarından kurtularak, onlara karşı aslan gibi mücadele etme dönemindedir. Kafasında ve ruhunda bu değer yargılarını yıkmaktadır. Üçüncü aşama ise çocukluktur: Nietzsche'ye göre; "Çocuk masumluktur ve unutmadır; bir yeni başlangıç, bir oyun kendiliğinden dönen bir çark, bir ilk hareket bir kutsal evet!"
Günümüzde seyyahların grup acelesi var; telaş içinde, her ne pahasına olursa olsun diyerek geliyorlar, ama gelmek bir yolun sonuna varmak değil. İnsan her menzilde bir yere varır, her adımda gezegenimizin gizli kalmış bir yüzünü keşfedebilir, bunun için bakmak, istemek, inanmak,sevmek yeterli.
Sayfa 240Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bu dünyada hiçbir şey insanları söz kadar etkileyemez. Ortaşark da sözün zirveye vurduğu yerdir, hiçbir bölgenin şiiri, menkıbesi, masalı bu kadar kuvvetli, insanın yüreğine işleyen kudrette değildir. İşte bu yüzden bizim buralarda şairler büyücü sınıfına girer. İnsanları güzel sözlerle büyüledikleri için.
Zaten birçok Türk evinde böyle bir suskunluk vardı, geçmiş konuşulmazdı. Sanki o korkunç olaylardan söz etmek, her şeyi yeniden başlatacakmış gibi... Türkiye'de hemen hemen her konuda, her kurumda sorunların çözülmesinden çok üstünün örtülmesine öncelik verilmesi, acaba bu alışkanlığın sonucu ortaya çıkan bir durum muydu?
Sayfa 181Kitabı okudu
Reklam
Hep zengin ve hükmetmiş insanların, onaylamayan bakışlar karşısında takındıkları kayıtsızlığı koruma hünerini erken yaşta edindiği anlaşılıyordu. Onlar, dünyanın en sahibiydiler, dünyanın önemsiz kiracılarının sinsi kızgınlıklarına ve sıradan kıskançlıklarına aldırmamayı bilirlerdi. Yaşama sevincinden çok, yaşama inadı yaşatırdı onları.
"Bütün bu düşünceler, bir anafikirde toplanıyor: Ne için yaşadığımızı bilmek. Fikirlerin en güçü. Başı ve sonu.İşte ülkü budur. Gerçek sevgi budur. İyi yaşayarak, yaşamımızın amacını iyi bilerek ve ona yaklaşmanın saadetini duyarak, kaderimizin bizi getireceği ana, güleryüzle, gözümüz arkada kalmaksızın varmak... Hayatı vazifen bittiği anda bitirmek. Ne aldanmak ne aldatmak; ne avunmak ne avutmak. Gözüpek, yüreği yumuşak olmak. Doğruyu kuşun ötmesi gibi sıkıntısız söyleyebilmek... Tabiatın yok ettiği anda. Cemiyetteki varlığının en yükseğine varmak, inanmayanları inandırmak. Küsmeden kızmadan sapıkları yola getirmek; uyuyanları uyandırmak. İğrenmeden kirleri temizlemek... Büyükleri saymak küçükleri sevmek."
Ben diyorum ki,korkulmasın, dünyanın hiçbir yerinde, durum ne kadar umutsuz olursa olsun, ilericiler öyle uzun zaman yenik kalmazlar. Mustafa Kemal ortaya çıktığı zaman, durum umutsuzun umutsuzuydu, yenildi mi? İnsan, umutlu olsun diye bundan güzel örnek mi olur ?
Düşünmeyi, hem de enine boyuna, derinliğine düşünmeyi öğrenmişti.Kasabadaki Hasan Çavuş...Belki de aşkı öğretmiştir düşünmeyi.
İnsanlar, iyi bakılmadıkça asla mutlu büyümeyen bitkiler gibidir.Sefil halklarda tür bozulur,hatta bazen soysuzlaşır.
Reklam
Hiç sevilmemek bir felakettir, fakat artık sevilmemek bir utanç. Barbar diyarlarda gezmek uğruna bizleri terk ettin Özbek. Ne yani, sevilmenin kıymetini hiç mi bilmiyorsun?
Sana mutluluğu ve sefaleti anlatmaya kalksam inanamazsın. İyisi mi karıma sor; kadın olduğundan yüreğinde ne varsa diline vurur. Her şeyi anlatır sana.
Lanet olası hayat! En acı ve kırıcı olan şey, bu hayatın acılara karşılık olarak mükâfatla sona ermemesi.Operadaki gibi zaferle değil, ölümle son bulacak olması. Köylü gelip ölüyü kollarından ve bacaklarından tutup bodrum katına atacaklar. Brrr! Neyse... Öteki dünyada güzel vakit geçiririz biz de.
Bir devlette zenginlik ve zenginler baş tacı olunca,doğruluğun ve doğru insanların şerefi azalır.
Sayfa 276Kitabı okudu
Daha ilk bakışta bütün gücümle gözlerimi başka tarafa çevirmek istedim. Ama olmadı. Eyvah!.. Ne vücudumda güç buldum ne gözlerime söz dinletebildim. Sanki ömrümde gördüğüm, duyduğum, okuduğum, düşündüğüm ne kadar güzel şey varsa hepsi bir yere toplanmış,sonra da bir insan çehresi olup karşıma gelmişti.
Hipokrat'ın dediği gibi "Bütün hastalıklar bağırsaklarda başlar"... Bağırsak hasta ise vücudun geri kalan kısmı da hastadır. İşin gerçeği, aslında hayat da bağırsaklarda başlar.
Reklam
Mohawk kabilesinin bilgeleri derlerdi ki:"Kadınların ezelden beri bildiği evrenin dengelerini erkekler de anlamaya başladıklarında daha iyi bir dünya için gelişme de başlamış olacaktır."Bu söz aslında her şeyin kadın tarafından yaratıldığı dünya dengesinin dışında da bütün ilişkilerin, aşkın uygarlığın kadının ilk adımıyla şekillendiğinin bilgece ifadesi değil mi? 🤔
Sayfa 107Kitabı okudu