"Bizi ısıran ve bizi zehirleyen kitapları okumalıyız. Okuduğumuz kitap kafamıza balyoz indirilmiş gibi bizi uyandırmıyor ise, neden okuma zahmetine girelim ki? Bizi mutlu kılsın diye mi?
Aman tanrım, hiç kitap olmasaydı da o denli mutlu olurduk.
Kendimizi azıcık sıkarsak bizi mutlu edecek kitapları biz de yazabiliriz. Bize gerekli olan, en acı verecek talihsizlik gibi bize vuran kitaplar. İnsanlardan uzaklara, ormanlara sürgün edilmişiz duygusu veren, intihar gibi kitaplar. Kitap içimizdeki donmuş denize inen balta gibi olmalı.
Kafka'nın dostu Oskar Pollak'a mektubu.
"Ölüm her şeyi eşit kılar." - Seneca
1. Giriş:
Bu yazı yalnızca kitaba dair değildir. Romalı filozof
Seneca'nın hayatı, felsefesi ve eserlerine değindikten sonra tragedyanın esin kaynakları ve mitoloji ile olan bağlantılarına geçeceğim. Son olarak Seneca'nın anlattığı hikâyeyi karakterler üzerinden ele alarak değerlendirmeye
O sıralarda sık sık başımı alır, şehir sınırlarından uzaklara yürürdüm. Rami'den, Kâğıthane’den ötelere gider, Çamlıca'nın ta tepesine çıkardım. O yerler bana fena günde yâr olurlardı.
Zaman: 2500 yıl öncesi
Yer: Yunanistan
Düşünelim birlikte...
Bir kraliyetiniz var. Kral ve kraliçe olarak çocuğunuz olsun istiyorsunuz ama olmuyor. - Günümüzde çocuğu olmadığı için ayrılma noktasına gelen nice güzel çifte gizli mesaj içerir bu destan- Bir gün bir oğlunuz oluyor ama bir kehanet de onunla birlikte hayatınıza giriyor. Kehanete göre
Akşamdır.
Güneş uyuklar evlerin çatılarında
Tasını tarağını toplayıp gitmeye hazırlanan bir gezgindir sanki
Hoşcakal demek için son bir kez uzanır
Gözlerini uzaklara bağlayıp pencereden dışarı bakan çocuğa.
Akşamdır.
Babalar ellerinde ekmeklerle yürürler kaldırımlarda.
Genç bir oğlan ağacın altında şiir okur sevgilisine
Camları
dailymotion.com/video/xbktu0
beni öl...
ve ellerinin ruhunu ver bana
sana çatlarcasına inanıyorum
söyle
yaşamak özlemine inecek bir resim için
kimlerin yerine kimler can verir
tımarhaneye tıkılır sürgün edilir?
yeryüzünün dikeyliğine abanan tufanların
bütün önyargılardan sakınarak
insanı yaşamak hastalığıyla baş başa bırakmadığını
kimler söyleyebilir?
seni bir yerlere alıp götüren sanatın
ve onun doğurduğu başka şeylerin
ölümle yaşam arasında yükseldiği anlamların
karşılıksız bir çek gibi algılandığını itiraf et
bilmiyorlar ki morga kaldırılan bir dirinin
parmak uçlarında eriyip giderken sanat
zamanın balkonu uzaklara bakar
şimdi tüket beni
içimize sığmayanın tanımsız olduğuna beni inandır
beni öl
beni anla . . .
Video:
youtu.be/AAJfAiSKfuA
Seviş Yolcu.
Cemal Süreya'dan okuduğum 5. kitap.
Seviş Yolcu, 120 sayfalık bir şiir kitabıdır.
Kitapta; adam, anne, aşk, baba, birey, çocuk, gurbet, kadın, ölüm, özlem, savaş, sevgi, yalnızlık ve zaman gibi temalarda şiirler bulunuyor. Kitabın en dikkat çekici noktalarından biri kapağıdır. Bir adisyon
Şuan bu sitede Dursun Akçam'ın okunma sayısı "44" Söz eyleme nasıl dökülür? Şair Ergin Günçe'nin bir cümlesi var: "Bildiri olup dağılmalı insan büyüyünce" evet dağıldık ama bildiri olarak değil değerlerden, mücadeleden, okuma eyleminden, gerçek yazarlardan uzaklara doğru dağıldık. Merkezde kalan bir avuç insanı da Dursun Akçam
Hem çevremde hem de bu sitede tanıdığım nitelikli okurlar var. Benim için nitelikli okur olmanın kriterlerinden bence en önemlisi kendine özgü bir okur kimliği oluşturabilmiş olmaktır. "Yapay" "zorlama" nitelikli okurlar da var. Onları ayırt edebildiğiniz zaman okur kimliğini elde etme yolunda adım atmış olursunuz. Kimisi