Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sürgün edilecek ve başka bir krallıkta büyütülmek üzere uzaklara gönderilecektim. Ağırlığımca altın ödenecek, o krallıktakiler de bunun karşılığında beni yetiştirip bir erkek yapacaklardı.
Sözümona, aşkmış onu yaşadığı ülkeden sürgün edip uzaklara atan. Ama, evlendiği kadının aşkı değil. Aşırı gitmiş bir aşk mı, yoksa umutsuz bir aşkın kırıklığı mı, orasını bilmiyorum. Biz her zaman birincisini gerçeğe daha yakın bulurduk.
Sayfa 13 - Remzi Kitabevi
Reklam
-Niye Gittin- Şiiri
Ne çok bekledim seni bir gün dönersin diye Aşk ne güzel muhabbet misafirim sevgilim Heveskâr bakışlara bir buse ver hediye Benden çok uzaklara niye gittin sevgilim? Haber vermek çok mu zor gönlümü ağlatan sen Sevincimi tazele yaşam bulsun bu beden Kaç bahar solup geçti sevdiğim dönmez neden? Benden çok uzaklara niye gittin sevgilim? Bu aşk
Sayfa 17 - Göl Kitap YayınlarıKitabı okudu
Eski bilgilerimiz ve hatıralarımız bizim yardımcılarımızdır; o sırada, günlük vakanın keskin ıstırabını dindirmek için fikrimizin koluna girerler, başını omuzlarına dayarlar ve alıp uzaklara götürürler; alakamızın kesilmiş veya azalmış olduğunu sandığımız manzaraları tazeleyerek bizi avuturlar.
Sayfa 198
...O sıralarda sık sık başımı alır, şehir sınırlarından uzaklara yürürdüm. Rami'den, Kâğıthane'den ötelere gider, Çamlıca'nın ta tepesine çıkardım. O yerler bana fena günde yâr olurlardı. Bu ıssız yerlerin havasıyla, toprağıyla, uzakta görünen denizleriyle birdim. Etim, gövdem onlardandı. Kanımdaki sıcaklık, günlük güneşliğin sıcaklığı, kasırga hızına varan rüzgâr ihtiraslarımdı. Ben yabancısıydım İstanbul'un şehrimsi ticaret ve nakit kültürünün ve eğlence yerlerinin. Onlarla kat kat kılıflanmamız gerekiyordu. O kılıf gönlüme bir türlü yapışmıyordu. İstanbul'un yabancılığı karşısında açık gök, esmer toprak, otlar, ağaçlar, rüzgâr, yağmur, şimşek, yıldızlar bana yabancı gelmiyorlardı.
Sayfa 27
"Martin kendi kendini sürgün etmişti. Uçsuz bucaksız zihin diyarlarında eve dönemeyecek kadar uzaklara seyahat etmişti."
Reklam
İki kalp arasında en kısa yol: Birbirine uzanmış ve zaman zaman Ancak parmak uçlarıyla değebilen İki kol. Merdivenlerin oraya koşuyorum, Beklemek gövde kazanması zamanın; Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
Sayfa 241 - 20 ŞiirKitabı okudu
Rusya'da soylu ailelerin bütün mensupları prens unvanı taşır­dı. Bu dönemde, yüz elli tane Prens Galitzin vardı ancak bazı soylular, kendilerini diğerlerinden üstün görürlerdi ve bu gö­rüşlerinde haklılık payı da vardı. Galitzin hanedanı, 1408 yı­lında Moskova'da kuruldu. Dolgorukovlar, Narişkinler ve Vorontsovlar; Troubetzkoylar,
Okuduğumuz kitap kafamıza balyoz indirilmiş gibi olmalıydı değil mi
Bize gerekli olan, en acı verecek talihsizlik gibi bize vuran kitaplar. Kendimizden çok sevdiğimiz birinin ölümü gibi vuran, insanlardan uzaklara, ormanlara sürgün edilmişiz duygusu veren, intihar gibi kitaplar. Kitap içimizdeki donmuş denize inen balta gibi olmalı.
Sayfa 117
"Elbette uzaklara gitmek bazen aklımdan geçerdi, ama bunu hep bir çeşit tatil gibi düşünürdüm; Bilbo'nunkiler gibi, ya da daha da hoş, sonu hep huzurla biten bir dizi macera. Fakat bu bir sürgün; tehlikeden, tehlikeyi peşimsıra sürükleyerek yine tehlikeye doğru bir kaçış olacak. Ve eğer tüm bunları yapıp Shire'ı kurtaracaksam, sanırım tek başıma gitmem gerekecek. Ama kendimi çok küçük hissediyorum, kökünden sökülüp atılmış gibi ve... umutsuz. Düşman öyle güçlü ve korkunç ki."
Sayfa 74 - Geçmişin Gölgesi
Reklam
Yaşam çok uzaklara baktığında gördüklerinden değil, burnunun dibinde durup da göremediklerinden ibaretmiş.
Sayfa 187 - SRC KitapKitabı okudu
_Binbir Gece Masalları'nı anlatan, Şehrazat’tır. _Eski zamanlarda Hint ve Çin diyarlarında hüküm süren Şehriyar ve Şahzaman adlı iki kardeş hükümdar, eşleri tarafından aldatılmışlar. Bu olayların etkisiyle Şehriyar, kendi ülkesinde, her gün bir kızla evlenip ertesi gün onu idam ettirir olmuş; bu yüzden vezirin güzel, bilgili ve akıllı kızı
Sürgün...
.. Evet, şu oldu ; toprakları için başkaldıran Bedirhan, topraklarından, vatanından oldu. Geniş ailesiyle birlikte önce Istanbul'a yerleştirildi.Sonra daha uzaklara, dünyayla bütün ilişkisinin kesileceği Girit adasına götürüldü. Bir daha ülkesine dönüşü yasaklandı. Onun için geriye dönüş artık bir düş haline geldi, acılarla dolu hüzünlü bir düş.
Okur Kimdir?
Yarattığı ile onu başkalaştıran arasındaki bir mekansızlık içinde gidip gelen ve kendini mekansızlaştıran, yersiz yurtsuzlaştırandır... Kimi zamanda burada, bu mekansızlıkta gerçekliğin kurgu­sal güvencelerini yitirir: Kaçamakları yüzünden toplumun oluşturduğu dama tahtasında ben'e yer biçen güvencelerden uzaklara sürgün edilir.
Sayfa 286 - Dost Yayınevi
“ilkin seni yas tutup ağlarken görünce, doğrusu acınacak halde bir sürgün yaşadığını sanmıştım. Hatta başından geçenleri kendin anlatmasaydın, bunun bir sürgünden ne kadar uzak olduğunu bilemeyecektim. Meğer sen yurdundan bu kadar uzaklara sürülmemişsin de, yoldan sapmışsın. İlle de kendine sürgün denilmesini istiyorsan, sen zaten kendi kendini sürgün etmişsin. Çünkü bunu ancak kendin yapabilirdin, başkası değil.
Sayfa 77
138 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.