Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
EPİLOG
Freud’tan sonra yapıtlarını izleme olanağı bulduğum araştırmacılardan Alfred Adler’i zihnimdeki işaretlerinden en önemlisine yanıt getirebildiği için derhal benimsemişimdir. Adler, doğuştan var olan bir “toplumsal ilgi”den söz ederek, insanı yalnız kendisine değil, başkalarına da yararlı olabilecek amaçlar geliştirme eğiliminde olan bir varlık olarak tanımlar. Yüzyılın ilk yarısında yaşamış olan Adler’den bu yana insandaki olumlu duygular üzerine yazılanların sayısı saldırganlık üzerine yazılanlara oranla o denli azdır ki. Üstelik Freud’un insanı yaşamı boyunca yineleyen davranışlar gösteren bir varlık olarak tanımlamış olmasına karşılık Adler, insanı içinde bulunduğu koşullara göre iyi ya da kötü olabilen, seçici ve yaratıcı bir varlık olarak algılar. Ama Adler’in, insanda yıkıcı eğilimlerin varlığını görmezden gelerek kendi kuramı içerisinde önemli bir boşluk bırakmış olduğuna bugün de inanıyorum. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan insancı (hümanist) ekollerin bu konuda daha da ileriye giderek insanı ancak engellendiğinde saldırgan olabilen bir varlık olarak tanıtma çabasına girişmelerini her zaman tek yanlı bulmuşumdur. İnsanı salt çevre-birey etkileşiminin ürünü olarak ele alan ve doğuştan gelen eğilimleri tümden yadsıyan davranışçı ekolleri zaten başından beri benimseyemedim.
Sayfa 176 - Epilog: Son sözKitabı okudu
GENÇ ŞAİRLERE ÖĞÜTLER
Bu çalışmanın değişik yerlerinde Joachim du Bellay, Nerval, Charles Baudelaire ve Mayakovski gibi dört önemli şair ve kuramcının genç şairlere öğütleri yer aldı. Onları bir araya toplamakta yarar var. Bunlara, Dağlarca'nın öğütlerini ve gerek şair, gerek şiir araştırmacısı olarak elli yıla yakın bir süre şiir üstüne çalıştığım için, kendi
Sayfa 633
Reklam
_Şeytanla anlaşmak, yani Nevrotik kişinin kendi benliğinden vazgeçmesi, ruhunu satmasına karşılık gelmektedir. Psikiyatride bunu "kişinin kendine yabancılaşması" olarak adlandırıyoruz. Tıpkı bellek kaybı ve kişiliksizleşmede olduğu gibi kişi, kimlik duygusunu yitirmiş, kendine aidiyeti kalmamıştır. Sanki bir sis bulutu icindeymiş gibi
Türkiye Niçin Geri Kalmış Bir Ülkedir?
Türkiye niçin geri kalmış ülkedir? Çünkü Batının büyük endüstrisi ve ileri tekniği Türkiye’ye hem girmiş, hem de güç ve az girmiştir. Büyük endüstri ve ileri teknik Türkiye’ye niçin hem geç, hem güç, hem az girmiştir? Çünkü işveren sınıfımız makine kullanmaktan ise ucuz iş eli kullanmayı daha kârlı bulmuştur. Batıda büyük makine endüstrisi ve
Yeni Diyalektik
_Tanrı, ilk ateisttir. Ateistler _Tanrı, ilk masondur. Masonlar _Orospu çocuğu. Marques de Sade _Herkesin tanrısı kendine benzer. Yamyamların tanrısı bir yamyam; savaşçıların tanrısı bir savaşçı; hırsızların tanrısı hırsız; aşıklarınki de aşk tanrısı olacaktır. Ralph Emerson _Trakyalılara göre tanrı, sarışın ve mavi gözlüdür. Öküzlerin elleri
_İnsanın varlığı sırlarla kuşatılmıştır. Bizim dar bilgimiz ve tecrübemiz sınırsız denizlerde bir küçük adadır sadece. _Birçok gerçek vardır ki insanın, kendi başından geçip de kafasına dank etmedikçe, bunların tam manalarını anlaması olanaksızdır. _Bilgelik, aklın yolundan ayrılmayan, yeniliğe açık ve her türlü farklı bakış açılarına karşı
Reklam
Devletin resmi ağızlarının 7,5 milyon gizli ve 2. 5 milyona yakın açık işsiz bulunduğunu söyledikleri ve pahalılığın gün günden ağırlaştığı bir ülkede böyle bir soru gereksiz bile görünür. Türkiye’nin bugünkü aşamasını iyi ve doğru değerlendirmek için bu soru üzerinde derinliğine durmak gene de yararlı olacak. Türkiye niçin geri kalmış ülkedir?
_Sıradan sözcüğü neden bir küçümseme ya da bir hakaret ifadesidir? Neden sıradan olmayan sözcüğü, olağanüstü seçkin gibi takdir ifadelerini içinde barındırır? Neden sıradan olan her şey alçak ve bayağıdır? Sıradanlık, türün doğuştan sahip olduğu şey demektir. Onların kendilerine özgü alametifarikaları yoktur: Onlar tıpkı seri imalat mamulleri
_Yaşama sanatı, en önemli sanattır. Yaşama sanatında insan, hem sanatçı hem de sanatının objesidir. Bu sanatta o, hem yontucu hem mermer; hem doktor hem de hastadır. _İnsanın yaşam amacı, kendi güçlerini, doğasının yasalarına uygun şekilde ortaya koyması olarak anlaşılmalıdır. Yaşamın doğası, kendi varoluşunu korumaktır. _Başka sanatlarda olduğu
_Freud ve Josef Breuer, nörotik semptomların, örneğin histerinin, gerçekte simgesel anlamları olduğunu fark ettiler. Bunlar da tıpkı rüyalar gibi, bilinçaltının dışavurum biçimleridir. _Breuer ile Freud’un Travma Kuramı’na göre, nörotik septomlar ve histeriler, travmalardan ve psişik hasarlardan ortaya çıkıyor ve bilinç dışında yıllar boyu
Reklam
352 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlaması gerekirken olduğunuzdan daha kötü hissetmenize sebep olan ilişkilere toksik ilişkiler deniyor. İyilik haliniz duygusal, psikolojik veya fiziksel olarak sürekli tehdit altındaysa toksik bir ilişki içindesiniz diyebiliriz. Haklı olduğumuz konularda bile bizleri manipüle edip olmadık konularda suçluluk
Aslında Öyle Değil
Aslında Öyle DeğilAylin Algun · İnkılap Yayınevi · 0120 okunma
336 syf.
·
Puan vermedi
Erkek nefreti ve kadın tapısı aşılamak için yazılmış, yalan, çarpıtma ve yanlılıkla dolu sözde bilim kitabı. Kitabı bana kimin tavsiye ettiğini unuttuğum için kendisine söyleyemedim. Buradan kitabı tavsiye etmiş veya beğenerek okumuş olan herkese söyleyeyim: Bu şekilde kitap okursanız bilim adına daha çok aldatılırsınız. Aynı yazar tarafından
Erkek Beyni
Erkek BeyniLouann Brizendine · Say Yayınları · 2011438 okunma
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.