Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir çift sözüm var bedeni aşağılayanlara. Aşağılamaları saygılarındandır. Saygıyı ve aşağılamayı ve değeri ve istemi yaratan nedir? Yaratıcı benlik saygıyı ve aşağılamayı yarattı kendisi için, hazzı ve acıyı yarattı. Yaratıcı beden, istemine bir el olarak ruhu yarattı kendisine. Budalalığınızla ve aşağılamalarınızla bile kendi benliğinize hizmet ediyorsunuz, siz bedeni aşağılayanlar. Diyorum ki size: Benliğiniz ölmek istiyor ve yaşama sırt çeviriyor.
Sayfa 29
Gerçek benlik ancak özgür kalınca kendini ifade etmeye, serpilmeye ve yaratıcı güçler geliştirmeye başlar. Bunun sonucunda önceleri korkutucu bir boşluğun ya da korkutucu "büyüklük" fantezilerinin egemen olduğu ruhsal dünyada beklenmedik zenginlikte bir yaşam ortaya çıkar ... Bu benliğin yuvaya dönüşü değildir, çünkü hiçbir zaman gerçek bir yuvası olmamıştır; -benliğin sonunda bir yuvaya kavuşmasıdır.
Reklam
Temel Kavramlar
Yaratıcı Benlik Adler'e göre yaratıcı benlik, organizmanın deneyimlerini öngörebilen, kılan ve kişinin yaşam tarzını oluşturabilmesinde yaratıcı yönüyle hareket edebilemesi açıklamayı bir kavramdır.
Sayfa 114 - Nobel YayınlarıKitabı okudu
Benlik insanı insan yapan, farklı kılan aygıttır. İnsan olmanın zor yanını da, üstün tarafını da oluşturur." Benlik insanın Yaratıcıyı en üst düzeyde tanıması ve bilmesi için verilen emanet bir aygıttır. Çünkü benliğin hem benlik tarafı ile 'sahip olma' denilen şeyi hissetmesi, anlaması; hem de bilinçli olması ile yaşanılan şeyleri fark etmesi Yaratıcıyı tanıma, bil- me konusunda önemli bir avantaj sunar. İnsan önce, "Bunu ben yaptım, ben sevdim, ben gördüm" gibi bir tutumla sahiplenme denilen duyguyu tadarak, bu duygunun idrakine varır ve bura- dan Mutlak Yaratıcının "malikiyetini" tanır. Sonra ikinci adımda, sahiplenme duygusunun da kendisine O'nun tarafından bağış- landığını anlayarak her şeyi Yaratıcısına geri verir, başka bir ifadeyle emaneti sahibine teslim eder. Benlik bu yönüyle insanın en önemli özelliğini teşkil eder. Benliğin, nefis adına mı yoksa Yaratıcı adına mı kullanılacağını insanın seçimi belirler.
Sayfa 308Kitabı okudu
Duygular insanın içinde kendiliğinden varolmaz. Onları Yaratıcı yaratır.
"Kedi aç galiba, miyavlıyor, dedim ve besledim." "Hayır Kırmızı. "Kedi aç demek bir düşüncedir. Benim sor- duğum senin içinde oluşan şey..." "Hımm, kedinin acıklı sesini duyunca içim buruldu. Evet, acıma diyebilirim. Evet, evet acıma hissi ona karşı hissettiğim buydu. "Hadi şimdi bunu da käğıda
Sayfa 298Kitabı okudu
Akış başlamış, Yaratıcı Benlik Nobel Ödülü için İşliyor. . .
Zihnim gelişigüzel, daldan dala işliyor, bana olur olmaz ilhamlar veriyordu.
Sayfa 53 - Varlık YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Akış nedir?
Akış, çok özel bir zihin durumudur ve özetle; bir insanın deneyimli olduğu bir alanda yeni bir zorluk düzeyiyle karşılaştığında yaratıcı çözümler üretebilmesini sağlayan, zaman ve benlik algısının neredeyse tamamen buharlaştığı, yaratıcı ve kural dışı düşünme becerilerinin zirve yaptığı garip bir zihin halidir.
sağlıklı bir benlik hem sınır koyabilen hem de başkalarının sınırlarına saygı duyan, sınırları gevşetip onları yeniden kurabilen, sevgi veren ve alan, yaratıcı / üretken bir benliktir.
Sayfa 136
Yaratıcı enerjimizi gerçekleştirmemiz, kendimizi gerçekleştirmemizdir; ve doğan her benlik kendisini gerçekleştirmek ister.
❝ Ruhun Silâhları
Ruhun ana silâhı tapınmadır. Allah'a tapma. Allah'a tapma, insanın ve tabiatın tanrılık iddiasını yıkma, onları çıplak hakikatleriyle kavramaktır. Yaratılanı aşmak, iğretiyi yıkmak, yalanı devirmektir. Allah'a tapma, izafı olandan sıyrılıp mutlak olanla donanmak, fânilik perdesini yarmaktır. Allah'a tapma, insanları ve tabiatı putlaştırmama, benlik putunu kırma demektir. Böylesine bir silâhla donanmış ruh, silâhın ta kendisi olmuş demektir. Artık onu hangi kuvvet, hangi silâh yenebilir? Namaz , oruç , hac , zekat , müslüman ruhunun silahları ... Namazla doğrudan doğruya Allah'a yönelmiş olmaktadır insan. Bütün dış alâkalardan kurtulup O'nun önünde ve huzurunda olmak. O'nunla, Ezelî ve Ebedî Olanla, Yaratıcı Olanla olmak. İnançsız kişi bu güçten mahrumdur.
Reklam
Yaratıcı üstün yetenekliler, anlaşılamadıkları için benlik saygısı sorunları yaşayabilirler. Oldukları gibi kabul edilmiyor olmak onları üzer ve farklı hissettirir. Ayrıca eleştirel olmaları diğer insanların ve genellikle de öğretmenlerinin çok da hoşuna gitmez. Bu onların incinmelerine ve karmaşık duygular hissetmelerine neden olmaktadır. İlerleyen zamanlarda ya daha asi bir hal alır ya da topluma ayak uydurmayı öğrenir ve özgünlüklerinden zamanla vazgeçerler. Bulundukları sosyal ortamdan dışlanmak onların baş edebileceği zor bir konu olabilir. Bu durum okuldan soğumalarına ve daha sonra bahsedeceğim okulu terk edenler grubuna girmelerine neden olabilir. Bu noktada psikolojik destek almaları faydalı olabilir. Bu profildeki çocukların, diğerleri ile iletişim kurmaya, kendilerinin farkında olmaya, kendilerini ve diğerlerini kabul etmeye, yaratıcılıklarının desteklenmesine ihtiyaçları vardır. Anne babaların bu tipteki çocuklarını oldukları gibi kabul etmeleri ve anlamaya çabalamaları gerekir. Ayrıca bazı durumlarda okulda savunucularının da olmaları gerekebilir. Yaratıcı fikirlerini hayata geçirebilmeleri için ihtiyaç duydukları desteği aileleri sağlayabilir.
Destek YayıneviKitabı okudu
“Çocuklarınızı yetiştirmek için önce kendinizi yetiştirmeniz gerek. Aksi halde, hayvani ihtiyaçlarınız ya da yalnızlığınız ya da içinizdeki boşlukları doldurmak için çocuk sahibi oluyorsunuz demektir. Bir baba olarak göreviniz bir başka benlik, bir başka Josef değil; daha yüce bir şey üretmektir. Bir yaratıcı üretmektir.”
Kara Sevda derler Doğu'da
Çoğu zaman "büyük aşk" diye yaşanan sevgi türlerinden biride taparcasına sevmektir. Eğer kişi kendi güçlerinin yaratıcı bir biçimde gelişmesi sonucu doğan bir kimlik ve benlik duygusuna sahip olacak düzeye ulaşmamışsa sevdiği insanı putlaştırma eğiliminde olur. Bu insan kendi güçlerine yabancılaşmıştır ve bu güçleri sevdiği insana aktarır; sevdiği insana tüm sevgilerin, ışığın, mutluluğun doruğu olarak tapar. Kendi gücüyle ilgili duygularından kendisini yoksun bırakır, sevdiğinde kendini bulacağına onda kendini kaybeder. Zaman içinde kimse kendisine yapan kişinin beklentilerini karşılayamayacağından, düş kırıklığı kaçınılmazdır. Bu zaman zaman bitmek bilmeyen kısır döngü olarak sürüp gider...
Nietzsche Goethe'den bahsederken yaratıcı benlik bilinci­ne ulaşmış insanın da tarifini yapmıştı: "O, kendi içinde bütünü oluşturdu. O, kendini yarattı... Zincirlerini kırmış böy­le bir ruh kozmosun içinde huzurlu ve güvenli bir "kadercilige" bırakır kendini. Her şeyin özgür olduğuna ve bilindiği­ne inanır reddetme sevdasına düşmez."
Ben yaratıcı benlik bi­lincini bir dağın tepesinde durmaya benzetirim. Zirveden hayatın tüm boyutlarını geniş ve sınırsız bir açıdan izlemek mümkündür. Zirve bize gereken yön bilgisini verir ve biz ka­famızda bu yön bilgisine dayanarak haftalarca davranışları­mızı şekillendiririz. Zirvenin verdiği ilham, diğer tüm monotonlukları yeri geldiğinde unutturabilir bile. Bir an için ön yargılarımızın gölgeleyemediği gerçekleri görmek, kendimiz için hiçbir şey beklemeksizin sevmek, büyülü bir ilhamın ışı­ğında kendimizden geçercesine yaptığımız işe yoğunlaşmak... Böylesine kısa bir zaman diliminde yaşadıklarımız, son­raki faaliyetlerimizin anlamlı ve bilinçli olmasını sağlayacak­tır.
413 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.