Ateş bir gün suyu görmüş yüce dağların ardında
Sevdalanmış onun deli dalgalarına.
Hırçın hırçın kayalara vuruşuna,
Yüreğindeki duruluğa...
Demiş ki suya:
Gel sevdalım ol,
Hayatıma anlam veren mucizem ol...
"Herkes kendi hayat yolunda acılar çekip iyileşir."
İyileşir mi sahiden?
Her acının bir sonu var mı?
Ölüme gözü açık giden o kadar insan varken "iyileşmek" sözcüğüne ne kadar doğru diyebiliriz? Bazen iyileşemiyorsun. Alışmak da değil... Düpedüz yitirmek...
Yitirmek.
"Yakın birini ölüm sonucu kaybetmek."
Eser
Edip Cansever'i.
Aslında amacım dün bitirmekti kitabı ama şu hayatta her şeye geç kaldığım gibi buna da geç kalmayı başardım.
Eskiler "geç olsun da güç olmasın," derler.
Neye elimi attıysam hayatta hem geç hem güç hale getirmeyi başardım.
Sonra vay efendim mutsuzum, vay efendim yorgunum vs
Acıyı küçümseyebilmek, her daim memnun olmak ve hiçbir şeye şaşırmamak için ... ya da her türlü duyarlılığı yitirmek için sonuna kadar acıyla yoğrulmak, başka bir deyişle, artık yaşamamak gerekir.
O âna dek bildiğim her şeyi çok uzun bir süre için yitirmek üzereydim -bana öyle geliyordu- ve geri döndüğümde ben dahil olmak üzere artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
"O cennetin kapısı değil, Cennet’in ta kendisidir…"
Kapılar, göğün ruhumuza açılan kanatları...Ümmi ve bilge...Kandil ve turap...Hikmet ve Kuyu...
Sekiz peygamber ve O'nun nuruna bir hayret ile sığınan ufukları...
Hz.Adem; O'nun yüzü suyu hürmetine yaratılan kâinatın ilk sırrı...
Karakoç'un lisanıyla...
"Cennette hiçbir
İnsan arar, arar, arar, arar.. An gelir bulduğunu sanır. Bulmak sanısı başını döndürür.
Tam da “Buldum!” dediği zaman yitirir insan. Çünkü bu dünya aramanın dünyasıdır, bulmanın değil. Bulmak, bir yitirmek çeşididir..