Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İyi ki doğdum !!! Ruhsal ve bedensel ne güzel bir hatun oldum ;)
Evet otuz sekiz ürkütücü gelebilir ama içine girince insan hemen ısınıyor 😉 Ve ben otuz sekizimde de kendimi çok seveceğim. Kazayaklarımı; " ki kahkahalarımın izi," beyazlayan saçlarımı; "ki her bir telin taşıdığı sevinç hüzün ayrı değerli," doğum çatlaklarımı; " ki evlatlarımın bedenimde ki imzaları." 💃 Rengarenk çiçekleri hiç solmayan ruhumu daha da çok seveceğim. Yeni yaşımla, çiçeklerime aşk ile.. Sevgi ile.. Kitap ile.. Şiir ve şarkı, yağmur ve güneş, deniz ve kum, çimen ve bulut ile... binbir yeni renk ekleyeceğim... 🌸 Ne demiş şair; Boşver be yaşı başı.. Yüzündeki çizgileri, saçındaki beyazı.. Kaç bahar daha göreceğin meçhul ömründe, Fazla kurcalama hayatı... Gül gülebildiğince, Sev sevebildiğince, Yaşa yaşabildiğince !!! Ve ben her sabah aynada gördüğüm güzelliğe aynı cümleyi kurmaya devam edeceğim... " Ne güzel şeysin sen... Yaşın hep 19 😉 "
Yanlış bastığın notadan, Konuşurken"söze şarkılar bahşeden"kekelemenden, Yürürken sendelemenden, Tanıdım seni Orta terimden, Sevinç anındaki aşırı gülüşünden, Pürüzsüz yüzündeki gamzenden, Tanıdım seni Acziyetindeki gücünden Noktalama işaretlerinden Tanıdım seni Hatalarından, günahlarından Geri dönülmez savruluşlarından, ve dahi aşklarından tanıdım seni. Abdulvahap ZOR
Reklam
131 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Gσ̈ƙʮʋ̈zʋ̈ ƞiʮetiƞe σ̈ɾʋ̈ɱceƙ ɑƍ̆ı!
Aslı Fransızca'dan çevrilen (Le Dernier Jour d'un Condamné) bu opus magnumun orijinali, V. Hugo tarafından bir takma ad ile 1829 yılında yayımlamıştır.İçerik bakımından son derece yalın ve açık olan 132 sayfalık kısa roman, idam cezasının insanlık dışı yönlerini - ki bu yönler çoğu zaman münferit boyutunu terkedip bedellerini kitlelere
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023119,9bin okunma
Palyaçoya Gülmek...
... Bir insanın yaşamı günler, aylar veya senelerle ölçülmez, anılarıyla ölçülür. Ne kadar anı biriktirmişse bir insan o kadar uzun ömrü olmuş demektir. Hatta insan yaşamına veda ettiğinde bile kimi anıları yaşamaya devam eder. Bu anılar kimilerini ölümsüz kılar, kimilerini unutulası. Görece değerlendirebileceğimiz, akledeceğimiz nice anılar
Sonra ansızın sustu. Umutlarının sonsuzluğuyla olanaklarının cılızlığını karşılaştırdığında, ağırbaşlı ve güçlü yüzündeki sevinç belirtisi silindi...
134 syf.
8/10 puan verdi
ÇÖZDÜM HER ŞEY ÇOK BASİT DENİZE DOĞRU ÜÇ BEŞ DAKİKA YETER..
Yalnızlığın yarattığı bir insan: Sait Faik ABASIYANIK Yani yalnızlığı bazen şöyle düşünürüz; -Yalnızlık kötü bir şey. Hayır aksine o kadar da kötü bir şey değildir, bazen yalnızlık iyi bir şeydir. Eğer Sait Faik bu yalnızlığı hissetmeseydi bu öyküleri de üretemezdi. Aslında hepimiz yalnızız ama sorun bu yalnızlığın biz de ne uyandırdığı. Sait
Son Kuşlar
Son KuşlarSait Faik Abasıyanık · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201913,5bin okunma
Reklam
Güldü, alay etti, üzüldü, kahroldu onların şu dünya yüzündeki ters tutumlarına, bu insanlar niye böyle olmuşlar, şu dünya cennetini kendilerine niye böyle cehennem eylemişlerdi . . .Niye böyle içlerini kararttılar, niye niye içlerindeki ışıkları söndürüp sevinç, sevgi damarlarını kuruttular, niçin, niye böyle mahzun, üzüntülü, yalnız oldular? Niçin bu kadar öldürmeyi, yok etmeyi, parçalamayı seviyor insanlar? Bu öldürme, yok etme, öfke, öç, sevgisizlik neden? Niçin koparıyorlar çiçekleri, birisi tok da yüz bini niçin aç, o tok da bu kadar gözün altında, öfkenin içinde iflah oluyor mu? Tok olan niye bu kadar ahmak?
Sayfa 46 - Adam YayıncılıkKitabı okudu
Kendimi bilardo topları gibi hissediyorum ;)
"Biliyor musun," dedin. "Sen neye benziyorsun biliyor musun?" Epeydir aradığın bir şeyi bulmuş olmanın hem sevinç, hem keder veren gizi bir an için bulandırmıştı yüzündeki tedirginliği, kırıklığı. Sis ışığa çıkmıştı. Sonra yavaşça çevirip başını yüzüme baktın kuyuya düşmeye benzeyen derin bir korkuyla. "Neye?" dedim, yan yanayken yaşadığımız ayrılığın adını sorar gibi, "Neye?" "Bilardo toplarına." "Neden?" dedim. "Yazgını hep başkalarının ıstakalarının insafına bırakıyorsun da ondan..."
384 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Her şey normal ve olağan bir şekilde devam ederken bir anda hayatı tepetaklak olan kadınlar... Ellerinden ekonomik güçleri alınan, çalıştıkları işlerinden kovulan, yaptıkları evliliklerin yasalken bir anda yasal olmaktan çıktığı, giyim özgürlüklerinin kısıtlandığı bir hayata adım atan kadınlar... Bu kitap erkek egemenliği olan ve kadınların
Damızlık Kızın Öyküsü
Damızlık Kızın ÖyküsüMargaret Atwood · Doğan Kitap · 201910,9bin okunma
Yüzündeki çizgilerin yer değiştirdiğini anlamadan, peşpeşe şiddetli korku, umut ve sevinç duyuyor, bunların ölçülmez uzaklıklardan süratle gelip birbirine karıştığı anlarda yüreğinin kabarmasıyle, akıp gidiyormuş gibi, bir yere tutunmak isteğine kapılıyor. Korkudan, umuttan ve sevinçten ağlıyordu.
Sayfa 139Kitabı okudu
Reklam
Dünyanın bir ucundaki kelebeğin kanat çırpması dünyanın başka bir yerinde fırtınaya sebep olurmuş. Dünyanın harhangi bir yerinde bir bebeğin içindeki saflık çoğalıp bütün insanlara bulaşırmı? Bir çocuğun uçurtma uçururken duyduğu sevinç baska bir yerde her şeyden vazgecmiş birinin umudu olurmu? Bir kadının papatyalara dokunduğunda yüzündeki gülümseme birilerinin kalbini yumuşatırmı? Bir atın dört nala koşması tekrar ayaklandırırmı? Yürütür mü yine içimdeki Son Umut kırıntılarını? Bir hastanın iyileşmesi hasta ruhlara ilac olurmu? Bir güvercinin gökyüzüne uçması bütün dünyaya "BARIŞ" getirir mi?
1062 syf.
8/10 puan verdi
·
21 günde okudu
ALDATMA VE BİR VAROLUŞ YOLCULUĞU
''Karın varsa derdin var, ama karın olmayan bir kadınla daha büyük derdin var demektir.'' (s. 710) Anna Karenina'nın yazıldığı dört yıl boyunca (1873-1877), Lev Tolstoy, kafasını meşgul eden tüm meseleleri eserine aktarır. Her fırsatta, roman yazarı, kalemini, deneme yazarına bırakır. Hikayenin akışı, yazarın kır ekonomisi, hayatın anlamı,
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201939bin okunma
Umutlarının sonsuzluğuyla olanaklarının cılızlığını karşılaştırdığında, ağırbaşlı ve güçlü yüzündeki sevinç belirtisi silindi.
Kahroldu onların şu dünya yüzündeki ters tutumlarına , bu insanlar niye böyle olmuşlar, şu dünya cennetini kendilerine niye böyle cehennem eylemişlerdi…İnsanoğlunun içi geniş,aydınlıktır,deniz gibi,gök gibi,kokulu taze bir çiçek gibidir. İnsanoğlunun içi sevinçten,umuttan pır pır eder de uçar,niye böyle içlerini kararttılar, niye niye içlerindeki ışıkları söndürüp sevinç,sevgi damarlarını kuruttular,niçin,niye böyle mahzun,üzüntülü,yalnız oldular? Niçin bu kadar öldürmeyi,yok etmeyi,parçalamayı seviyor insanlar?İnsan yumuşak başlı,iyilik dolu bir yaratıktır,ağız dolusu gülen,yürek dolusu ağlayan ,iliklerine kadar duygulanan,seven bir yaratıktır insanoğlu…Bu öldürme,yok etme,öfke.öç,sevgisizlik neden? Niçin koparıyorlar çiçekleri,birisi tok da yüz bini niçin aç, o tok da bu kadar gözün altında, öfkenin içinde iflah oluyor mu? Tok olan niye bu kadar ahmak
Neyim ben, Patasana falan mı?
Yaşlanmışsın Patasana. Yüzündeki çizgiler derinleşmeye başlamış, her an gülümsemeye hazır dudakların, sevinç duymaktan utanır olmuş, üzerine bir ağırlık çökmüş. Tatlı ürkekliğin vakitsiz bir uyuşukluğa dönüşmüş. Yağız bir tay gibi yerinde duramayan bedenin yaşlı bir kaplumbağa gibi yavaşlamış.
Sayfa 301Kitabı okudu
332 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.