Normalde Marcus Bey'in düşünceleri hep mantıklı ve doğru gelmiştir.Ama şu an bu cümlesine katılamıycam :)
İnsanın kalbi ve ruhu dinginse kalabalıklar içinde bile inzivaya çekilebiliyor.Ama ya çalkantılı bir kalp ve ruh taşıyorsa? Başkalarının olmasına ve konuşmasına gerek var mı? Dıştaki kalabalıktan bir şekilde sıyrılabilir insan, ya içindeki kalabalıklar?
Katılan herkese teşekkür ediyor, kaybedenlere Allah’tan sabır; kazananlara bol alıntılı, çok istifadeli, dört başı mamur bir okuma süreci diliyoruz.
Talihliler (tam liste)
1)
Kaan Murat Yanık lisans eğitimini Türk dili ve edebiyatı bölümünde, yüksek lisans eğitimini klasik türk edebiyatı bölümünde almıştır. Romanlarıyla çeşitli ödüller almış, henüz 36 yaşında yazarımızdır.
Sular Üstünde Gökler Altında masal tadında kurgusu olan,çok beğendiğim bir kitap oldu. "Hayallerini hakikate dönüştürdüm baba " diyen baş karakterimiz Yunus
Üniversiteye başladığım şehirle memleketim arasında kilometrelerce yol vardı.O kilometreleri her gidiş gelişte bir çok yollar aştığımı, bu yollarla birlikte hayatta da yollar aldığımı sanırdım.Sonra atandım yakına ve sonra daha yakına... Zahirdeki yollar kısaldıkça içimdeki kilometreleri fark etmeye başladım.Evet içimde de upuzun yollar almıştım, ama adressiz pusulasız...Daha çok yeni "İnsanı eksilten kaybedişleri değil ; zannedişleridir." diye bir cümle okudum.İçimdeki yolları kaybettiğimi kabullenseymişim her şey çok daha kolay olacakmış, oysaki beni eksilten doğru yolda olduğumu zannedişlerimmiş...Son zamanlarda onu da başarmıştım, adresli ve pusulalı bir yol.Bir hayli yolda almıştım.Fark ettiğimde; her yerim yara bere, içim toz duman.Yolun kenarında bir yerlerde.Ve artık bugün adresli ve pusulalı yolun yine en başında.Ne diyordu Tarık Tufan;
Yeniden!
Yeniden!
Yeniden!
Allah yeniden başlayanların yardımcısıdır.