Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sherlock Holmes

Sherlock Holmes
@Garfielddd
“Toprağa düşen bir buğday tanesi yok olmazsa, yalnızca bir buğday tanesi olarak kalır; ama yok olursa, o zaman bereketli ürün doğurur.”
Reklam
Bilirsiniz konuşkan olmayan, gururlu, gözyaşlarını hep içe atan çocuklar, büyük bir keder karşısında ansızın kendilerini tutamaz, birdenbire boşanıverirler.
- Çok acıyan bir yerin var mı? - Yok sanırım. - Yalnızca ruhun biraz acıyor değil mi? - Belki birazcık. “Bırak kaybolup gitsin Trond,” dedi. “Hiç dokunma. Hiçbir yerde işine yaramaz zaten.”
Sayfa 190Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle bağırıyordu: “Yazgıyla kan kardeş oldum ben, başıma ne gelirse gelsin kucaklamaya hazırım!”
“Jon’un bana öğrettiği şey pervasız olmaktı; kendimi rahat bırakırsam, önceden çok fazla düşünüp duraksamazsam, yapmayı hayal bile edemeyeceğim şeyleri yapabileceğimi öğretmişti.”
Reklam
“Akıllı bir insan için en iyi arkadaş yine kendisidir.”
“Hayatta mutlak başarı her zaman söz konusu değilse de verilen mücadelenin sonunda kalbin rahatlaması başarı adına kâfidir.”
Eşyanın içine sıkışmış hatıraların yoğunluğundan sersemlemiş, yorgun düşmüştüm.
Sayfa 469Kitabı okudu
Hayatla, kimseyle kavga etmeyen, olaylara takılıp mutsuz olmayan, her zaman saf kalabilen ve içten gözüken haline içten içe gıpta ediyordum.
Sayfa 385Kitabı okudu
“Merak etme geçer.” dedi şefkatle. “Daha gençsin. Acılar yüzünden uykusuz kalmak için daha çok erken.”
Sayfa 173Kitabı okudu
Reklam
Sizi selden çekip kurtaran ip, ileride boynunuza dolanmış bir ilmeğe dönüşebilir.
Sayfa 301Kitabı okudu
Bazı insanlar, özellikle de kadınlar için evlilik (böyle mutsuz bir evlilik bile), daha büyük bir mutsuzluktan kaçış yoluydu.
Ve ben korkuyordum, ne yalan söyleyeyim? Korku içindeydim, dünya öyle büyüktü ki... insanoğlunun girebileceği en büyük, en keder dolu yerdi.
“İnanır mısınız bazen birtakım kaygılarım, heyacanlarım, telaşım falan olsun istiyorum. Hiç değilse biri çıkıp tepemi attırsa! Ama ne gezer! Varsa yoksa can sıkıntısı...”
Sayfa 370Kitabı okudu
“Yaşamım dalgalar arasında savrulan bir gemiye benzetilebilir ekselansları. Diyebilirim ki sabırla büyüdüm, sabırla yetiştim, sabırla olgunlaştım. Kısaca ete kemiğe bürünmüş sabırdan başka bir şey olmadığımı söyleyebilirim.”
Sayfa 349Kitabı okudu
“Bir ahmağın sözleri ne kadar ahmakça olursa olsun, kimi zaman akıllı insanların kafalarını karıştırmaya yetebilir.”
Sayfa 208Kitabı okudu
Reklam
Haydi yola! Yola! Alnımızın kırışıklığına da yüzümüzün asıklığına da son! Yaşamın içine balıklama dalıyor ve onun binbir sesine kulak veriyoruz.
Sayfa 161Kitabı okudu
Ah benim gençliğim! Diriliğim, tazeliğim, ah!
Sayfa 132Kitabı okudu
“İnsanın yarattığı her etki ona düşman kazandırır. Toplumda sevilen biri olmak için vasat, göze batmayan biri olmak gerekir.”
Sayfa 225Kitabı okudu
“Her şeye inanabilirim, yeter ki inanılmaz olsun.”
Bir kez daha yaratamadığımızı yok etmeyi başarmıştık.
İçinde hâlâ acıyan bir yer vardı, ama iyi şeyler vaat eden bir acıydı bu. Tamamen kapanmadan önce kabuk tutarken yanan yaralar gibi sıcak, ama yumuşak bir acı.
Reklam
Hakikaten de sevgili Portuga, bana her şeyi çok erken anlattılar...
Sayfa 183Kitabı okudu
Kendisi dışında herkesin, umutlanmak için öyle ya da böyle az ya da çok bir nedeni vardı.
Sayfa 228Kitabı okudu
Her zaman olduğu gibi, güneşin battığı bu saatlerde, Drago’nun ruhu şiirsel bir heyecanla doluyordu. Şimdi umut saatiydi...
İnsanlar, “şu nehri aştıktan sonra on kilometre daha gidince varırsın.” diyeceklerdir. Ama buna karşılık yol hiç bitmeyecektir, günler gitgide daha da kısalacak, yol arkadaşları seyrekleşecek, camlarda hareketsiz, donuk, kafalarını sallayan suratlar görünecektir.
-Normal bir insan değil. Korkmuyor musun ondan? -Hayır seviyorum. Normal insanlardan korkarım ben.
Sayfa 144Kitabı okudu