Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zülal Nur Sevinç

Zülal Nur Sevinç
@ZulalNurSevinc
4 okur puanı
Şubat 2019 tarihinde katıldı
Zülal Nur Sevinç tekrar paylaştı.
"Bir insan bir insanı ne kadar çok sevebilirse, işte o kadar çok sevmiştim."
Sayfa 160Kitabı okudu
Reklam
Öyle yanlış kapılar çaldım, dünyalar bir araya gelse anlamayacaklara öyle güzel hikayeler anlattım ki. Helâl ü hoş edelim mi şimdi ?
Sayfa 17 - Timaş yayınları
"Susuyorduk gene, susacaktık; dağ hangi boşluğumuzu dolduruyor, susmak bizi nereden eksiltip nereye biriktiriyor ve bu sis hangi çıplaklığımızı örtüyor, hiç bilemeyecektik. Her şeyi bilmek için erkendi belki, bilmeler yaşamalardan geçerdi ve biz önce yaşayacaktık."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Fakat İslam topraklarına musallat olan sömürgeciler, her şeyin aslına rücû edeceğini unuttular. Hangi engelle karşılaşırsa karşılaşsın suyun bir gün yatağını bulacağını hiç hesaba katmadılar. Ümmet Coğrafyası'nın halkları, aralarına sınırlar konulan kardeşler sonunda sessizliklerini bozdular. Suskunluk yerini direnişe bıraktı, çaresizlik ise umuda. İslam dünyası küllerinden yeniden doğmaya dirilmeye başladı. Artık rüzgar tersine dönüyor, bir çağ kapanıyor ve yeni bir çağ açılıyor. Teslimiyet kültüründen direniş kültürüne geçiliyor. İslam dünyasının minarelerinden özgürlük sesleri yükseliyor."
İçimde biriken hislerin birdenbire patlayarak beni zerreler halinde dağıtacağından korkuyorum.
Reklam
Cennet gibi yerler virane oldu diye gavurda keramet, Müslüman'da kabahat arama!Eskiden buraların sahipleri burada yaşar, burada işlerdi. Sen sahipli memleketi sahipsiz eden beylerin yakasına yapış.
Zaten muhitimden uzak duruşumun, vahşiliğimin bir sebebi de kitaplarda tanıştığım ve benimsediğim insanları muhitimde bulamayışım değil miydi?
Biz istiyoruz ki, bu topraklar üzerindeki insanlar, kafalarında taşıdıkları fikirlerden dolayı değil, bu yurdun bu halkın yararına yahut zararına yaptıkları işlerden hesap versinler.
Reklam
Zaten, bir felakete sükûn ve itidalle tahammül edenlerin manzarası, o felaket için ağlayıp çırpınanların manzarasından çok daha korkunç ve ezicidir.
Şimdi şiir bence senin yüzündür, Şimdi benim tahtım senin dizindir, Sevgilim, saadet ikimizindir, Göklerden gelen bir yadigâr gibi.
Dünyada kendisi için hiçbir şeyi olmayan bir insanın bile başkalarına yardım edecek bir şeyi vardır.Hiç olmazsa bir tek sözü.
" Her şey değişmiş ama içlerinde ki bir şey olduğu gibi kalmıştı: Sevgi. Kanın, barutun, siyasetin, savaşın, en büyük orduların, en ağır zırhların öldüremediği tek güç buydu yeryüzünde. Daha onu öldürecek silah icadı olmamıştı. Olmayacaktı da."
"Cansız harflerin üst üste yığıldığı toplu bir mezar olmuştu zihnim. İnsanın söylemek istediklerini söyleyebilmesi nasıl da büyük bir nimetmiş meğer o zaman anladım."
"Hayatımda onun kadar güzel gülen birine rastlamadım. O gülerken, bir kardelen daha açıyordu yeryüzünde. O gülerken, salıncaklar gökyüzüne salınıyordu. O gülerken, her şey güzelleşiyordu bizim gözümüzde."
Reklam
"Bizim de anlam veremediğimiz, algılayamadığımız, ne olduğu hakkında bir fikrimizin olmadığı modern canavarlar, kendi gökyüzümüzü paramparça kesiklerle dolduruyorlar. Gerçekliğe ve yaşadığımız ülkelere yenik düştük sahiden de."
2019 OKUMA HEDEFİ
0/500 kitap - %0 tamamlandı
Henüz kitap okumadı
500 kitap
0 sayfa
0 inceleme
19 alıntı
"Kendilerini aydın diye adlandırırlar ya, hizmetçi kadını "sen" diye çağırırlar. Doğru dürüst öğrenim görmezler, ciddi hiçbir şey okumazlar, hemen hemen hiçbir şey yapmazlar, bilimin sadece sözünü ederler, sanattan pek az anlarlar. Hepsi ciddidir, hepsinin yüzünden düşen bin parçadır, ciddiyet konusunda hiçbiri burnundan kıl aldırmaz, durmaksızın felsefe yaparlar."
Nasıl olmuşsa bilmiyorum, vurmuşlar bize, biz vurmamışız. Acaba vurmak bitti mi? Acaba vurdular vurdular bitti mi? Yoksa hâlâ vurmakta mıdırlar?
yürüyüş, her seferinde, yol üstündeki sıradan şeylerin romanını anlatan uçsuz bucaksız bir kütüphanedir. Yürüyüş manzaraların ve sözcüklerin geçişidir.
"Gözlerinin yanı sıra kalplerinin sesiyle de bakıyorlar sanki. Kalplerinin sesini bırakıp ellerinin duruşuyla da bakıyorlar. Bana sessizlik gibi gözüken o küçücük gövdelerinin uğultusuyla da bakıyorlar sonra. Ben de ister istemez, hayatın gözü çocuklarda diye geçiriyorum işte o zaman içimden."
Reklam