"Dostoyevski epilepsi hastası, homofobik ve iflah olmaz bir kumarbazdı. Oğuz atay sevdiği kadına yakın olabilmek uğruna karısından boşanıp sevdiği kadının kocasıyla arkadaş oldu evlerine daha sık gidebilmek için. ( Bunun böyle olmadığını savunan yazarlarda var).
salinger yaklaşık kırk yıl evinden dışarı adım atmadı, tek bir kare fotoğrafı
Okuması bu kadar zor olan bir kitabı yazmak, tüm bu veriler için çalışmalar, röportajlar yapmak nasıl zordur kim bilir... Peki bunlar bu kadar zorsa ya o acıları yaşamak!..
Öyle satırlar var ki tüyleriniz diken diken oluyor. Ve onların gerçekten olduğunu, yaşandığını bilmek büyük bir acıya vesile... Sık sık yarım bırakıyor, uzaklaşıyorsunuz. Ama
"Herkes kendi hayat yolunda acılar çekip iyileşir."
İyileşir mi sahiden?
Her acının bir sonu var mı?
Ölüme gözü açık giden o kadar insan varken "iyileşmek" sözcüğüne ne kadar doğru diyebiliriz? Bazen iyileşemiyorsun. Alışmak da değil... Düpedüz yitirmek...
Yitirmek.
"Yakın birini ölüm sonucu kaybetmek."
Eser
Sevdiğim bir kalbe
Nasıl veda edebilirim bilmiyorum Beria
Gidiyorum bir yerlere
Oturuyorum küçük bir esnaf kahvesine
Bir çay söylüyorum(demli)
Bilirsin Beria her zaman demli çay içerim
En koyusundan, katran gibi derler ya
l Paulo Coelho gençken anne ve babası tarafından üç kez akıl hastanesine gönderildi ve aylarca hastanede kaldı. Sakinleştiriciler ve elektroşok verilerek tedavi uygulanmaya çalışıldı. Yazarımızın bu deneyimleri üzerine kurulu bir kitap.
l Bir insan neden ölmek ister? Sevgisizlikten mi? Parasızlıktan mı? Yoksa toplumun belirlemiş olduğu güzellik
Şükrü Erbaş'ın, eşi Hatice Erbaş'ın ölümünden sonra ona yazdığı şiirlerden oluşuyor. Giden sevgilinin ardından yazılan, geride kalanın yüreğinin ateşini harflere döktüğü bir ağıt bu
Asım'ın Neslinden Beklenen Gençlik
Cumhuriyet döneminin büyük Türk mütefekkirlerinden olan Nurettin Topçu'nun Türkiye'nin Maarif Davası eseri, daha sonra öğrencileri tarafından derlenen 1939-1973 yılları arasındaki maarif konusuyla alakalı yazılarından ve konferanslarından oluşmaktadır. Maarif kelimesi anlam olarak eğitim ve
.................... BÜYÜLÜ AMA GERÇEK ....................
Birbirine bu kadar uzak aynı zamanda içiçe geçmiş iki olguyu roman gibi insan hayatına ışık tutan bir eser yapısıyla aktarması ve bunu belki de olabilecek en iyi şekilde yapması bu kitabın "Büyülü Gerçekçilik" akımının en iyilerinden olmasına hatta New York Times tarafından
"Roman;yorum üreten bir makinedir" diyor kitabın sonunda Eco.Ben de üstadın bana verdiği yetkiye dayanarak yorumlayabildiğim kadar yorumlayacağım.Çünkü roman yorum üreten bir makine ise benim yorum ve incelemelirim de okur üreten bir makineye dönüşsün isterim.Çünkü ben obskürantist bir insan değilim,Eco’dan kimse mahrum kalmasın
“Ölümün bitmeyen ufkunda yatarken gene sağ,
Bir avuç toprak olurken gene yüksek, gene dağ…”
***
Dolmabahçe sarayı her zamankinden daha sessizdi,
En yakın arkadaşlarının gözleri dolu dolu ona bakıyorlardı,
O günün sabahında herkeste bir huzursuzluk vardı,
Etrafı kalabalık değildi,
Ayağa kalkacak diye umutla bakıyorlardı,
Tüm heybetine rağmen,