Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Sultanım, sen viranede terk edilmiş bir hazinesin. Ben ise felsefeye susamış bir çaresizim. Lütfen faydalanmama izin verir misin, ver elini öpeyim." "El öpmek niçin? İstersen konuşalım. Yalnız sözden ne çıkar! Kim bilir şimdiye kadar kaç hayvan yükü kitap okudun. Ne anladın? Hiç, değil mi? Insanların bilgisi nedir? Bencillik ve zevklerinin ihtiyacı olan sanatlara ait şeylerdir. Ancak hak ve gerçekle ilişkili ne bilirler? Hiç! Akla ait denklem ile hakkı açıklamak mümkündür. Fakat bilmek, anlamak mümkün mü? Ne konuşalım? Harf dizisi ile felsefenin esası bilinir mi?"
Sayfa 19 - AnonimKitabı okuyor
14 yaşındaki oğlu için ağlamaklı bir şekilde bizi arayan baba, "Oğlum daha 14 yaşında, nasıl eşcinsel olabilir?" diye haykırıyordu. Aile, İstanbul'da bir hekime başvurmuş ve hekim yaptığı 15 dakikalık görüşme sonrasında babaya, "Bu, oğlunuzun cinsel kimliği; onu bu şekilde kabul edeceksiniz, eşcinsellik doğuştan gelen ve en az heteroseksüellik kadar normal bir durumdur" derken çocuğa ise, "Bu durumu kabullenmekten başka çaren yok" demiş. Bunun üzerine baba, "Oğlumun hiçbir erkekle bir ilişkisi olmamış. Bu, ben onu internette gay pornolarını seyrederken yakaladığım için bana açıklamak zorunda kaldığı bir hissi. Ayrıca oğlum bana kadınlardan da hoşlandığını söyledi, sadece kafası karışmış. Ben uzun yol şoförü olduğum için evde çok bulunamadım; oğlum daha çok annesi ve ablası ile vakit geçirdi, onlardan etkilenmiş olabilir mi?" diye sormuş. Hekim, "Yapacak hiçbir şey yok, bu durumu kabulleneceksiniz" diyerek aileyi göndermiş. Homoseksüelliği Önleme Rehberi’nden bir alıntı.
Reklam
Denemenin ikinci cildindeydim. Aşk konusunda çok zorlandım; çünkü insanın neden sevdiğini ve neden herkes bir yana, sadece o belirli kişi tarafından sevilmek istediğini felsefi olarak açıklamak imkansız.
“ Ve gerçekte, yeryüzünde bir çocuğun açısından, o acının beraberinde getirdiği nefretten ve bunu açıklamak için aranacak nedenlerden daha önemli bir şey yoktu.! “
İstatistikçi ve tıp adamı Doktor Edward Jarvis şöyle yazıyordu: “En büyük akıl hastalıkları, en üst medeniyet ve zihinsel faaliyet düzeyinde görülür. Burada, zihinsel hareketsizliğin en çok olduğu yerde (köleliği kastediyor), pek az akıl hastalığına rastlıyoruz.” İngiliz doktorlar da sömürgelerinde köleliği gerekçelendirmek ve İngiltere’de “altsınıflarda” akıl hastalığı oranının daha yüksek oluşunu açıklamak için aynı mantığı kullanıyorlardı. (İnsan, doktorların zihinsel rahatsızlıkları olan beyazların tedavisi için neden köleliği reçete etmediklerini merak ediyor!)
Uyuyan bir liderin günümüzde herhangi bir mesajı olamaz. Liderimizin, politika ya atıldığı günden bugüne kadar kesintisiz uyuduğunu burada açıklamak zorundayım. Bu sırra, bu büyük ulusal sırra vakıf olanlar bir benim, bir de benimle birlikte devlet işlerinin yürütülmesi emanet edilmiş olan iki, üç baydır. İkame adam sayılacak bazıları da daima, duyduğunuz gibi "daima" diyorum, liderin politik gücünü ayakta tutabilmek için onun yanında yer almış ve almaya çalışmışlardır. Ulusumuz, gerçek elmas gerdanlık bir kasada saklı dururken, taklidi ile partilere katılan zengin bir kadını andırmaktadır.
Sayfa 87 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Ben sadece şu gerçeği açıklamak istiyorum: Evrende bir uygarlığın teknolojik gelişmişliği mikro boyutları kontrol etme ve ondan faydalanma yetisiyle ölçülür. Mikro boyutları kontrol etmeden temel parçacıklardan yararlanmak , çıplak ve kıllı atalarımızın mağaralarda ateş yakmaya başladığında yaptığı şeyle aynıdır.
bu genç beyni bir gonca gibi nazik parmaklarla açmaya çalışır...
...Bütün adımlarına rehber olan bu baba oğluna ders verir verir. Bir nükteyi anlatmak, bir mazmunu açıklamak için saatlerce yorulur; bu genç beyni bir gonca gibi nazik parmaklarla açmaya çalışır...
Sayfa 30
Mahpusların hastalıkları sırasında bile cezalarını çektiklerini söylüyorum, ama bu usulün onlara verilen cezaların bir başka şekli olduğunu o sıralar tahmin etmiyordum, hâlâ da etmiyorum. Şüphesiz böyle bir düşünce saçma bir suçlama olurdu. Resmen, hastaların cezalandırılması diye bir şey yoktu. Şu halde belki de çok zararlı, kötü sonuçlar veren bu tedbire acı, mutlak bir zaruret yüzünden başvuruluyordu. Ama neydi bu zaruret? Ne yazık ki, gerek bu, gerek birçok başka anlaşılması güç, hatta sebebi belirsiz bazı tedbirleri doğuran zaruretleri mantıkla açıklamak imkânsızdır. Peki, bu faydasız gaddarlığı nasıl açıklamalı? Mahpus hastalık bahanesiyle doktorları aldatarak hastaneye gelecek, gece helaya çıkıp karanlıktan yararlanarak kaçacak mı? Bu düşüncenin ne kadar saçma olduğu açıktır. Nereye kaçacak? Nasıl kaçacak? Neyle kaçacak? Gündüzleri birer birer çıkmaya izin veriyorlar, gece de aynı şey yapılabilirdi.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Şeytanın birinci ve ikinci emeli, Hakk'a ve sonu olmayan bir hayata talip olan mümine gizli değildir. Ancak şeytanın şüpheye düşürmesi, şaşırtması, sinsice vesvese verip, körü körüne ibadet eden cahillerde ve gafil âlimlerde nüfuz etmesi de şeytanın bu iki emelinin dışında olan şerli şeylerdendir. Böylece şeytan cahilleri ve âlimleri gurura sevk eder. Onlar da ifrat veya tefrite düşerler. Bununla beraber iyilik yaptıklarını zannederler. Bu sebeple Tarikat-ı Muhammediyye'yi yazmak ve Sîret-i Ahmediyye'yi açıklamak istedim. Ta ki her salikin ameli bu yol üzere zuhur etsin. Böylece doğruyu bulan; hataya düşenden, kurtulan; helak olandan ayrılabilsin.
Sayfa 12
Reklam
Benim için anlatmak, açıklamak, ancak kelimelerin anlamını değiştirmekle mümkün olacak galiba.
Sayfa 216 - Mısra 302: Pardayan, Pitigrilli ve FantomaKitabı okuyor
Zaman nedir? "Eğer kimse onu bana sormazsa, biliyorum; ama sorarlarsa, açıklamak istesem de bilmiyorum," diyor, Aziz Augustinus. Zaman bir delil ve bir gizemdir. Herkes onu deneyimler; ama kimse onu ele geçiremez. Çünkü durmaksızın kaçar. Eğer bir an dursaydı her şey dururdu ve zaman olmazdı, hareket olmazdı (çünkü hareket etmek için zaman gereklidir), durma olmazdı (çünkü hareketsiz kalmak için yine zaman gerekli). Zaman olmaksızın, şimdi de olmayacaktı, o halde artık "var" da olmayacaktı: Nasıl bir şey var olabilir? Kant, zaman, "tüm görüngülerin önsel şartıdır", diyor. Başka bir deyişle, zaman bizim için her şeyin koşuludur.
Çünkü aşk bir ağaç gibidir: Kendiliğinden yetişir, kökleriyle tüm benliğimizin derinliklerini sarar ve yıkıntı halindeki bir yürekte yeşermeye devam eder. Bu tutkunun ne kadar körse, o kadar inatçı oluşunu açıklamak mümkün değildir. Kendi içinde tutarlı olmadığında daha da güçlüdür.
Hiçbir şeyi açıklamak zorunda olmadığı biriyle yan yana olmak huzur veriyordu.
HAMM Ah, insanlar, insanlar, her şeyi açıklamak gerekiyor onlara.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.