Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İçimi deliyor sokak köpeğinin güzel gözleri, mahzunluğu, açlığı... Ah bir simit olsaydı cebimde! Otursaydım şu ıslak çimenlerin üstüne, köpeğin yanına. Ulan deseydim, koca herif, şu dünyada bir sen, bir de ben varız, bir de na, şu kısa kısa adımlarla yürüyen herif, bir de ay, bir de na, şu geçen otomobil.
Reklam
İngilizi, Fransızı, Yunanı, İtalyanı yurttan kovduk, iyi hoş da; sonra ne oldu, düşmanların kanunlarını, kılık kıyafetini, alfabesini, kültürünü almaya başladık? Ne oldu da düşmanlarımıza benzemeye başladık? Çağdaşlaşacaktık! Uygarlaşacaktık! Ah evet! Fakat uygarlaşırken ufak bir yanlışlık oldu; kimliğimizi kaybettik: düşmanlara benzedik. Ulan madem onlara benzeyecektik, hazır gelmişlerdi işte, kaynaşır sevişirdik, niye kovduk ki adamları yurttan?
Sayfa 129 - İzKitabı okudu
Hata yapıldığında
Ah ulan ah. . Sen bendeki kafaya bak. Bendeki kafa eşek kafası desem, eşeğe haksızlık ve de hakaret olur. .
Epub
gömleği yere fırlatıp üstünde tepindi. "Ah ulan ah, şunun içinde şimdi sen de olacaktın be domuz kafalı Hollandalı!" diye bağırdı. "Aha tam şurada olaydın da geberteydim seni! Al şunu! Şunu da! Şunu da! Lanet olsun sana! Tutmayın lan beni, tutmayın laan!"
Sayfa 181 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Kişinin maksudu ne ise, mabudu odur."
* Kendi öz kültürüne yabancılaşmış arkadaşlar için günümüz Türkçesini de verelim: Kişinin amacı ne ise, tanrısı odur. Yani? Yani insan, bazen amacını tanrılaştırmaktadır. Evet, düşünelim. Kimi zaman mesela 'statü' tanrılaştırılabiliyor. İnsan o makama, o mevkie erişmek için çıldırıyor adeta. Hayatın tek amacı o koltuğa ulaşmak oluyor.
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
Ahahahshssh Ah Sezen <3
Barış Manço anma konserindeyiz. Müzisyenler kuliste sıramızı beklerken konuşuyoruz. Benim sıram geliyor, sahnede Halit Kıvanç beni takdim ediyor. “Şimdi” diyor “karşınızda genç ,yakışıklı..” Tam o sırada Sezen Aksu bana eğiliyor “Ulan sen de kendini yakışıklı diye yutturdun ya! “ diyor
Sayfa 170 - Hep KitapKitabı okudu
...kitap en iyi arkadaştır. Okurken üstünde karpuz yediğinizi kimseye söölemez, karpuza ortak çıkmaz, daha da güzeli ve konumuzla ilgili olanı; siz günün birinde "Ah ulan, ben vaktinde kitapla beraber karpuz yemiştim" diye efkarlanmazsınız. Kitap, karpuz ve sizin bir meyhanede beraber çekilmiş fotoğrafınız yoktur.
Hani olur ya, kendini gereksiz bir şekilde güvende hissedersin. Gecenin bir vakti hiç ihtiyacın yokken gelir zaten böylesi. Evden çıkmadığın gün aynaya baktığında "ulan baya bi yakışıklıyım aslında" duygusu gibi. O andan sonra evde geçirdiğin her dakika ziyan. Ah şu yersiz gelen "her şeyi başarabilirim" hissi. Şu özgüvenin yarısı günlük hayatıma sirayet etse bambaşka bir yerde olurdum yeminle.
Reklam
Ah, ulan Baltacı !!!
[...] Eğer çirkin bir kadın kendini sevdiriyorsa, bu sevgi ancak çıldırtan bir sevgi olabilir; zira mutlaka, yalnız güzellikten çok daha öte, dayanılamaz, karşı konulamaz büyüleyici yanları var demektir. [...]
Sayfa 397 - Arion Yayınevi – 1. Basım ~ Şubat 2003, İSTANBULKitabı okudu
Son iki yüz yılın tarihi yeniden yazılmalıdır arkadaşlar.
Sabahlar uyanmak içindir. Günaydın efendim. Hoşlanmıyorum bu sözcükten: günaydın! Bayramlarda zorla tören alanına götürüldüğüm ilkokul günlerim geliyor aklıma. Günaydın arkadaşlar! Saaaaağol! O bayraklar, o bandolar, sırayı bozmadan, uygun adım: padişahı yurttan kovduk, yaşasın cumhuuuriyet! Güneşin altında, aç susuz, ölürdük yorgunluktan, patlardık sıkıntıdan. Sonra büyüdük. Liseli olduk. Sorular sormaya başladık: İngilizi, Fransızı, Yunanı, İtalyanı yurttan kovduk, iyi hoş da; sonra ne oldu, düşmanların kanunlarını, kılık kıyafetini, alfabesini, kültürünü almaya başladık? Ne oldu da düşmanlarımıza benzemeye başladık? Çağdaşlaşacaktık! Uygarlaşacaktık! Ah evet! Fakat uygarlaşırken ufak bir yanlışlık oldu; kimliğimizi kaybettik: düşmanlara benzedik. Ulan madem onlara benzeyecektik, hazır gelmişlerdi işte, niye kovduk ki adamları yurttan?
Bir günün özeti "şiiri"
ayrıldık; Bir kitap bitirdim sanki ! yok, öyle deprem biraz sarsıntı hava müruz yığdı birden yalnızca onu beklemiştim ama yağmur
"o yanlış evlenip çabuk ayrılan kızlar her gece uykusuzluk her sabah zorluk mutluluk size uzak ne desem yalan kızlar iş güç dağdağası büyütülecek çocuk yaşamaya vakit yok ah kızlar aman kızlar her yerde yadırganır çevresi ona soğuk yalnızlıktan her dakika kırılan kızlar bir çoğu umutsuz birazı aksi birazı uçuk her sözü her bakışı tartışılan kızlar erkeklere sürek avı kadınlara korkuluk ah kızlar aman kızlar ! ulan kızlar ! ulan kızlar ! "
Sayfa 20 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
915 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.