Ama ben tuhaf bir inatla, kırmızının peşpeşe yedi el kazandığını göre göre onu bırakmıyordum. Bunda yarı yarıya gururumun etkisi olduğundan kuşkum yok. Seyircileri tehlikeye çılgınca kafa tutmakla şaşırtmak istiyordum. Hem de -ah ne tuhaf bir duyguydu o !- anımsıyorum, gururum tehlikenin üzerine üzerine gitmeye zorluyordu beni. Belki de insan ruhu bunca duyguyu tattıktan sonra, doymuyor, iyice coşup, bitkin düşene dek daha güçlü, daha yoğun duygu istiyor.