Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tek bir doğru zaman vardır; o da şimdiki andır, en doğru zaman budur, zira ancak o zaman hakimiyet bizdedir.
Sayfa 103Kitabı okudu
Rus Bolşevizmi yahudilerin dünya hakimiyeti için bir araçtı
Biz, Rus Bolşevizmini yirminci asırda Yahudilerin dünya hâkimiyetini ele geçirmek için gerçekleştirdikleri bir teşebbüs saymalıyız, Yahudi dünya diktatörlüğüne yürüyüşünü ihtiyari bir feragat ile veya ebedi emelini kendi içine atmak suretiyle kesmez. O da ancak dış kuvvetlerle yolundan döner. Çünkü ondaki dünya hükmü içgüdüsü ancak kendisiyle birlikle sönecektir. Fakat ırkların acizlerinin ihtiyarlık yüzünden ölmeleri, ancak kanlarının saflığından vazgeçtikleri zaman olur. Yahudi'yse bu temizliği muhafaza etme yolunun dünyadaki her ırktan daha iyi bilir.
Sayfa 511Kitabı okudu
Reklam
Toplam realite yalnız Tanrısal bir aktüelleştirmenin aşkın doğrulamasıyla mümkündür ve ancak o zaman anlaşılabilir. Dünyanın her görünüşü, bizi Tanrı'ya götürür ve gerçek felsefi amaç, parçayı bütün içine yerleştirir.
Sadettin Ökten
Sadettin Ökten
: Allah yardım etmezse başaramazsınız. O, kalpleri tatmin edendir. Hasan Basri Çantay, "Gözünü aç, hişt," diyor, ancak Allah zikri, hem lafzi hem kalbî biçimde "Aman yarabbi," dediğiniz zaman bir zikir oluyor. O, yardım ederse siz bu âlâ-yı vâlâ içinde olursunuz ve kimse tarafından da kolay kolay istila edilmezsiniz.
Dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir çocuk gülerse ancak o zaman yıldızlar yağacaktı gökten, üşüyen çocukların sıcak dileklerine.
Sayfa 274 - ROMANOKU yayınları 2. BaskıKitabı okudu
Uyuyorsun. Ama sen bunu bilmiyorsun. Sen Allah'ın özene bezene yarattığı yarattığı bir ruhsun, belli. Ama henüz bunun farkında değilsin. Bunun farkına vardığında rahatlayacaksın, göreceksin. İnsanların çoğu tüm hayatı boyunca uykudadır, hatta hiç uyanmadan hayatları sona erer. Ancak müstesna kişiler uyanır ve bu dünyada cenneti yaşarlar. Uyanmak; sahte yüzlü insanlarla gerçekten samimi insanları ayırt etmek, doğru ve gönlümüzden geniş insanlara kalbini açmaktır. Sadece yüzüne gülene değil, kalbinin derinliklerinden gelerek sana yaklaşana uyanmaktır. Uyanmak kendini tanımaya, kendini sevmeye başlamak, önce kendine sonra da başkalarına şefkat göstermeyi öğrenebilmektir. Sadece bakmayı değil, baktığında görebilmeyi öğrenebilmektir. Kısacası herkesin göremediğini görebilmektir. İşte o zaman ne engeller kalır, ne de duvarlar.
Reklam
Ümmet olarak Kur'an ve Sünnet'in asla terk etmeyin dediği görev yerlerimizi terk ettiğimiz için askerî, siyasî ve ekonomik açıdan büyük bir bozguna uğradık. Bu bozgunla birlikte başlayan geri çekilme, elimizde kalan son okçular tepesi olan evlerimizin sınırlarına kadar dayandı. Bu geri çekilme esnasında evlerimizi müdafaa ile görevli anne ve babalar olarak maalesef iyi bir sınav veremedik. Bu müdafaanın başkomutanlarından olan analarımız, kimi zaman haklı ekonomik gerekçeler ve geçim derdiyle kimi zaman da diploma sevdasının, akademik kariyer planlarının, iş hayatının parlak ünvanlarının, çift maaş hayallerinin dayanılmaz bir ganimet sevdasına dönüşmesiyle evlerini ve asli görevlerini terk ettiler ya da terk etmek zorunda bırakıldılar. Analarımızın evlerimizden uzaklaştırılmasıyla birlikte nesillerimizi tehdit eden büyük facia başlamış oldu. Evde ana kalmayınca anaokulları açtık, huzur kalmayınca huzur evleri açtık. Ancak hiçbir suni tedbir bu bozgunun önüne geçemedi. Kreşlerin, bakıcıların ve bakımevlerinin bağrında yetişen nesillerimiz avuçlarımızdan kayıp gitti. O gün okçular tepeyi terk ettiği için Hz. Hamza (r.a) ciğeri parçalanarak şehit edilmişti. Bugün analarımız evlerimizi terk ettiği için nice Hamza'ların, Mus'ab'ların kalbleri; televizyonun, internetin ve dizilerin pençesinde, zihinleri paramparça edilerek heba edildi.
Zira sevgi taçlandırdığı kadar çarmıha da gerer sizi.Besler,büyütür hem de budar sizi.Doruğunuza tırmanıp, güneşte titreyen en hassas dallarınızı okşadığı gibi, köklerinize de iner ver sarsar, toprağa sıkı sıkı tutuşlarınızı. Mısır demetleri gibi bir araya getirir sizi sevgi.Harman döver gibi çıplak bırakır.Ağartana kadar öğütür sizi.Yumuşayana kadar yoğurur ve sonra atar kutsal ateşine, Tanrı'nın kutsal ziyafetine saygıdeğer bir ekmek olasınız diye. Sevgi tüm bunları,yüreğinizde ki sırları anlamanız ve bu sayede Hayat'ın yüreğine ait bir parça olabilmeniz için yapacaktır.Ancak sadece korkarken sevginin huzurunu ve hazzını aramaksa amacınız, o zaman çıplaklığınızı örtüp çıkın sevginin harman yerinden.Ve girin güleceğiniz ama yürekten gülmeyeceğiniz, anlayacağınız ama bütün gözyaşlarını dökmeyeceğiniz mevsimsiz dünyaya. Kendinden başka almaz ve kendinden başka bir şey vermez sevgi.Ne sahip olur ne de sahip olunmak ister.Zira sevgiye sevgi yeter.Sevdiğiniz zaman "Tanrı kalbimde!"demeyin, aksine "Tanrı'nın kalbindeyim!"deyin.Sanmayın sevginin yönünü tayin edebileceğinizi,zira sevgi layık görürse çizer sizin rotanızı.
Sayfa 12 - İndigoKitabı okudu
Muhteşem bir tespit
Arzularımızın tatmin edilmesini pek önemsememek hatalı bir düşünce olsa gerektir; çünkü bir arzumuzun gerçekleşemeyeceğini düşündüğümüz anda onu tekrar önemseriz; ancak gerçekleşeceğinden kesinlikle emin olduğumuz zaman, peşinden koşulmaya pek de değmediğine hükmederiz. Her şeye rağmen, haklı olduğumuz bir taraf da vardır. Çünkü arzuların gerçekleşmesi ve mutluluk, sadece kesin olduklarında küçük görünseler de, bir dengesizlik halidirler ve ancak keder doğurabilirler. Arzu ne kadar eksiksiz biçimde gerçekleşmişse, keder de o kadar derin olur; mutluluk doğa yasasına aykırı biçimde biraz uzamış, alışkanlıkla pekişmişse, keder iyice dayanılmaz olur.
"Bazen arzuladığımız bir şey pat diye önümüzde beliriyor, mutlu oluyor, kendimizi övüyoruz. Ancak basit bir çatışma belirdiğinde bu kez tüm dünyanın karşımıza geçtiğine ve olanca gücüyle bize saldırdığı fikrine kapılıyoruz. O zaman da suçu ya kadere atıyoruz ya da karşılaştığımız insanlara..."
Sayfa 7 - Destek YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Kadınların büyük çoğunluğunun evlendiği dönemi psikolojik düzlemde eşinin ailesiyle bir travma olarak hatırlaması, çocukluk travmasından kaynaklanır. Çocukluğunda ailesine tabi olması gerektiği, ancak o zaman sevileceği öğretilmiş kadın, şimdi aynısını eşinin ailesiyle yaşamaktadır.
Herzl 1904’te öldükten sonra Siyonist hareket Filistin’e odaklandı ve Osmanlı Sultanı ile görüşmeleri yoğunlaştırdılar. Haim Weizmann 1914’te Fransız Siyonistlerle yapılan bir toplantıda “bir ülke var insanları yok, diğer taraftan Musevi insanlar var ve ülkeleri yok” dedi. İsrail’in ilk başkanı olacak adam şunu sordu, “o zaman taşı gediğine koymaktan başka ne gerekiyor, bu insanları bu ülkeyle birleştirmek için? Bu ülkenin sahipleri [Osmanlılar] inandırılmalı ve ikna edilmeli ki bu evlilik sadece [Musevi] insanlar ve ülke için değil, ama kendileri için de bir avantajdır.” Ancak 1. Dünya Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşüne, İngilizlerin Filistin’e girmelerine ve 1917’de Musevilere ulusal vatan sözü veren Belfur Bildirisi’ne neden olacaktı.
Hayatı sadece kendimiz için yaşadığımız zaman, bize kısa ve sönük görünür. Anlamaya başladığımız an ile başlayan ve sınırlı ömrümüzün bitişiyle de son bulan kısacık bir hayat! Ancak başkası için, yani bir fikir için yaşadığımızda ise hayat, uzun ve anlamlı görünür. Bu durumda o, insanlığın hayata başladığı an ile başlar, ölümden sonra da devam eder. Bu durumda ferdî ömrümüzün gayretinden kat kat fazlasını kazanmış oluruz. Bu kazanç, gerçek bir kazanç olup bir kuruntudan ibaret değildir. Hayatın bu şekilde anlamlandırılması günlerimizi, saatlerimizi ve yaşadığımız ana karşı sorumluluk bilincimizi ziyadesiyle fazlalaştıracaktır.
Sayfa 35 - Beyan YayınlarıKitabı okudu
“İnsanın geçmişte bir zamanı düşündüğünde yalnızca güzel yanları hatırladığı bir gerçek. Savaş varken bile. Ancak, o zaman insanların bizim şu an sahip olmadığımız bir şeye sahip oldukları da bir gerçek. Peki o ne mi? Geleceği korkulacak bir şey olarak düşünmemek.”
Sayfa 109
Ey Allah'ım yer ve gökleri yaratan sensin. Sen; mertebeleri yücelten, bereketleri artıransın. Çeşitli dillerin kelimeleri sana niyaz eder. Her yaratık senden hacet diler. Ey yüce Rabbim! Benim de hacetim; cesedimin çürüyüp yok olduğu, yakınlarımın beni unuttuğu demde beni unutmaman, beni bırakmamandır. Allah'ım sözlerimi duyan sensin.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.