Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Anne öğüdü....
Annemin bana her zaman iyi bir insan ol ve insanlara karşı dostça davran dediğini hep hatırlıyorum....
Sayfa 43 - KoridorKitabı okuyor
Kamu spotu tadında anne öğüdü. HONO SODMAT GULU MAT mı? Nereden öğreniyor bunları? Acaba gerçekten gizli gizli diyetisyenlik falan mı okuyor? Gulu mulu, ben çikolatamı yerim arkadaş! Hurma topu da ne şimdi!
Reklam
Annem, çocukluğumda ya da genç kızlığımda ne zaman ağlasam sakinleştirmeye çalışmazdı. "Ağla kızım," derdi. "Ağla ki akıt dünyaya kinini ve kederini. Sıkıntılar ve dertler kalbine tamamen çöreklenirse bir zaman sonra gözyaşları da rahatlatmaz seni. Bu yüzden tutma o yaşları, ağla en derinden." Her zaman uyduğum anne öğüdü herhalde sadece budur.
Sayfa 127 - Ayyıldız KitapKitabı okudu
_Şeytanla anlaşmak, yani Nevrotik kişinin kendi benliğinden vazgeçmesi, ruhunu satmasına karşılık gelmektedir. Psikiyatride bunu "kişinin kendine yabancılaşması" olarak adlandırıyoruz. Tıpkı bellek kaybı ve kişiliksizleşmede olduğu gibi kişi, kimlik duygusunu yitirmiş, kendine aidiyeti kalmamıştır. Sanki bir sis bulutu icindeymiş gibi
Bana yap­mamı öğütlediğin şey, sana göre ve o zamanlar bile bana göre, akla hayale gelebilecek en iğrenç şeydi. Bu iğrençlikten eve fiziksel hiçbir şey getirmeme­mi sağlamak için harcadığın çaba ise sadece seni ve senin evini korumaya yönelik öylesine bir çabaydı. Asıl mesele, bir koca, tertemiz bir adam ve bu tür şeylerin üzerinde yer alan biri olarak verdiğin öğüt­ ten kendini hariç tutmakta gösterdiğin ısrardı. Bu durum benim için muhtemelen daha kötüydü çün­ki evliliği bile gözümde ahlaksızca gösterip evliliğe dair duyduğum şeyleri kendi anne babama uygula­mamı engellemişti. Böylece sen daha da kusursuzlaşıyor, daha da yüceliyordun. Evlenmeden önce kendi kendine de aynı öğüdü vermiş olabileceğini düşünmekse benim için tamamen imkânsızdı. Yani senin üzerinde, İnsanî kirden neredeyse eser yoktu. Ama yine de açık yüreklilikle söylediğin birkaç söz ile sanki kaderim buymuş gibi beni bu kirin içine sen sürükledin. Eğer dünyada yalnızca sen ve ben kalsaydık, bu düşünce hep aklıma yatmıştır, bütün saflıklar sende ve bütün pislikler de senin öğüdü­nün açtığı ufak çukurdan girerek bende cisimleşirdi. Elbette beni böyle bir şeyle cezalandırabilmen kendi içinde anlaşılamaz bir şeydi ama bana göre ise sadece eski suçum ve bana yönelttiğin derin küçümsemenle izah edilebilirdi. Bir kez daha, bu du­rum benim en derinimdeki özüme çok ama çok sert bir darbe indirdi.
KORUNMA AMAÇLI DUVARLAR
"Gücenmiş kardeş surlu kentten daha zor elde edilir. Çekişme sürgülü kale kapısı gibidir." (Süleyman'ın Özdeyişleri 18:19) Gücenmiş bir kardeş veya kız kardeşi kazanmak, surlarla çevrili bir kenti kazanmaktan daha zordur. Güçlü kentleri çevreleyen surlar vardı. Bu surlar kentin korunmasını güvence altına alır ve kent
Sayfa 19 - GDKKitabı okudu
Reklam
Vereceğiniz en önemli karar kiminle evleneceğinizdir. Ve "iyi evlenin" öğüdü sadece hayat arkadaşınızı kapsamaz- kiminle iş yapacağınızı, kiminle arkadaş olacağınızı, kimin çevresinde olmayı seçtiğinizi de kapsar. İlişkiler zaten yeterince zordur. Ama yaratıcı bir hedefi olan birisiyle evlenmek sizi gerçek bir şampiyon yapar. Çoğu zaman bir hizmetçi,bir aşçı, motivasyonel bir konuşmacı, bir anne, bir editör- aslında aynı anda hepsi olmak zorundasınızdır. İyi bir partner ayaklarınızın yere basmasını sağlar. Bir seferinde bir arkadaşım bir sanatçıyla yaşamanın evini son derece ilham verici bir yere dönüştürdüğünü söylemişti. Eşim de "Ne demezsin! Da Vinci ile yaşamak gibi bir şey." diye cevap vermişti. Benim eşim süper.
Çok eski zamanlarda, kuşaktan kuşağa ulaşmış olan, çok kötü bir gelenek varmış. Yaşlılar iş yapamaz hale geldiklerinde, onları ormana götürüp, orada yırtıcı hayvanlara bırakırlarmış. Böylece az olan yiyeceklerinin, çalışan gençlere yetmesi sağlanırmış. İhtiyarları belli bir yaştan sonra evde tutmak yasak olduğundan, kimse yaşlı anne ve babasını
Anne öğüdü
Annem her zaman şöyle derdi: "Seçimlerini bilgelikle yap,çünkü istediğin şey eline geçebilir." Annemi yitireli yıllar olmuştu, ama işte bugün onun bu kehanetinin gerçekleştiği gündü.
Annen de al haberi :)) doğru bir anne öğüdü :)
Sayın Anne kadınlar hakkında bana çok kötü şey söylüyordu, kadınlar -ona kalırsa- canavardı, yalnızca kendi çıkarlarını düşünüyorlardı, erkeği yaşama niyetiyle kovuyorlardı ve onu asla iddia ettikleri gibi sevmiyorlardı, sonuçta ölünceye dek yabancı olarak kalıyorlardı.
Reklam
HESAPLAŞMA GÜNÜ ~Elliot Rodger
Annemle babam bana "psikiyatristim" Doktor Charles Sophy ile bir terapi seansı ayarladılar. Babamla buluşmak için annemle Dr. Sophy'nin Beverly Hills'deki muayenehanesine gittiğimizde Sümeyye'nin de orada olması benim için sürpriz oldu. Annemle Sümeyye, annem Hawaii'de tatildeyken Sümeyye'nin evlerinde kalmama izin vermemesi konusunda tartıştılar. Üstüne üstlük, doktor randevu süresinin yarısından çoğunu, benim sorunlarımla ilgilenmek yerine bu anlaşmazlığı çözmeye ayırdı. Sıra bana geldiğinde ise geçmişte tüm ruh doktorlarının, psikologların ve danışmanların verdiği aynı işe yaramaz öğüdü verdi. Anne babamın bu terapi seanslarına niçin bu kadar para harcadıklarını anlamıyorum çünkü bu seansların bana hiçbir zaman yararı olmadı. Sonunda doktor tartışmalı bir ilaç olan Risperidone'u önerdi. İlacı araştırdıktan sonra zararlı olduğunun farkına vardım. İlacı kullanmayı reddettim, Doktor Sophy'yi de bir daha hiç görmedim.
Anne öğüdü :D
... hiçbir erkeğin, ihtirasını doyurduktan sonra kızın akıl almaz pasaklılığına bir gün bile dayanamayacağına inanıyordu.
Zira bağırmak bir savaştır ve insan muhatabına savaş açtığı zaman karşısındakini muhakeme ve idrak yeteneğini devreden çıkararak "kaç ya da savaş" mekanizmasını aktive etmiş olur. Böylece bir anne sinirlendiği konuda haklı olsa dahi bu etki ile çocuğunda olumsuz bir tepki meydana getirir, çocuk ya kendini kapatıp alacağı öğüdü duymaz hale gelir ya da karşı atağa geçerek vurma, kötü söz söyleme, öfke nöbeti geçirme, ağlama gibi bir tepki ortaya koyar.
Çok eski zamanlarda, kuşaktan kuşağa ulaşmış olan, çok kötü bir gelenek varmış. Yaşlılar iş yapamaz hale geldiklerinde, onları ormana götürüp, orada yırtıcı hayvanlara bırakırlarmış. Böylece az olan yiyeceklerinin, çalışan gençlere yetmesi sağlanırmış. İhtiyarları belli bir yaştan sonra evde tutmak yasak olduğundan, kimse yaşlı anne ve babasını
Anne öğüdü
"Her mutluluğun bir de ters yüzü var, yaşamı bile ölümle ödüyoruz... Bundan ötürü yaşamın tadını çıkarmak gerekir. Gününüzü gün edin çocuklarım, öyle ki Son Yargı gelip çattığında hiçbir şey için pişman olmayasınız,"
Sayfa 43 - İş KültürKitabı okudu
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.