Oğuz Atay'a AİT DEĞİLDİR...
#Biliyor musun Olric
Neyi efendimiz?
Onunla ne zaman lades oynasak hep o kazandı.
Neden efendimiz?
Kalbimdeyken nasıl aklımda derdim?
Tam, "Dur, daha yeni tanıdım seni!" derken kitabın bitmesiyle ellerimden kayıp giden bir arkadaş oldu Martin Eden benim için.
İncelememe başlamadan önce bir itirafta bulunmak istiyorum: Bu eseri spoiler vermeden inceleyecek kadar yeterli görmüyorum kendimi. Ona göre okuyun ki incinmesin hayat mücadelesinde yorgun düşmüş yüreklerimiz.
"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Anlatamıyorum..
Ne kadar yazsam olmuyor.
Bu düzeni bozuk aşka iki satır yazayım diyorum;
Beceremiyorum.
Zulamda üç kırık cigara ,yaksam yanıyorum yakmasam ölüyorum.
Yutkunamıyorum, boğazım düğüm düğüm..
Sevmek neydi ha söyle?
Senin gibi çekip gitmek mi, yoksa benim gibi arsızca sevmek mi ?
Kokuşmuş küflü ranzamın paslı demirinden soğuk
Siz hiç çocukken, sırf hayatta kalabilmek umuduyla nefesinizi tutma çalışması yaptınız mı? "Babam beni gömüp gittikten sonra üstümdeki toprakları atarak dışarı çıkabilirim belki," diyerek...
Böyle bir umuda tuttundunuz mu?
Her zaman derim, "zordur her dönemde kadın olmak," diye. Eseri okuduktan sonra anladım ki en çok o
‘’İnsan aşılması gereken bir varlıktır.’’ (sf. 6)
Bana kalırsa tek bir cümle bile bu kitabı okumak için yeterince merak uyandırıcı. Tüm insanlığın kendinden bir şeyler bulabileceği, sindirilmesi pek kolay olmayan, insanın boğazında yumru varmış hissi yaratan, mideye bir yumruk gibi inen, üstüne saatlerce hatta günlerce kafa patlatılması gereken,
İzlediğim 1300 küsür yabancı filmden en ennn sevdiklerimdir..Sevdiğiniz ve size 'enteresan' gelen filmleri benimle paylaşın. Bana da, izlemediysem, fikir olsun..
-The Sopranos
-Hannibal (dizi)
-The Wire
-The Leftovers
-Oldboy
-Baba serisi
"Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben."
Kitabı eline alır, incelersin. Sayfaları şöyle bir açar koklar, kitabın kokusunu içine çekersin. Ben çok severim mesela kitap kokusunu. Yeni basılmış ya da sararmış bir kitapsa muhteşem bir kokusu olur. Açar bir göz atarsın içine. Olur ya ilk cümle olarak böyle bir cümle çarpar gözüne. Hadi
Bu kitap yorumunu Instagram'daki "alintilarlayasiyorum" profilimde de okuyabilirsiniz: instagram.com/p/CjVq5rjN0uV
Nasıl yani? Kahve fotoğrafı olmadan bir Kürk Mantolu Madonna kitabı yorumu mu? Olacak iş değil...
İncelemeye başlamadan önce yine şunu söylemem gerek. Bu incelemenin altına bir noktaya kadar yazılan her
Okuduğum üçüncü Aytmatov eseri... Ben daha Beyaz Gemi'nin boğazımda düğümlediği yumruyu oradan çıkartmaya uğraşırken, nereden bilebilirdim ki asıl öldürücü darbenin bu kitap ile geleceğini?.. Evet kabul ediyorum, baya bir hazırlıksız yakalandım, ağır nakavt oldum bu sefer. Hakemin saymasına da gerek yok, direkt havluyu atabilirsiniz ringe...
Her
Dikkat: Spoiler İçerir !!!
Tarihsel olarak bu kitabın incelenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Öncelikle küçük bir araştırma yaptığımda kitabın Goethe tarafından 1774 yılında tam iki haftada yazıldığı bilgisine ulaştım. Bu kadar kısa sürede böyle nitelikli bir kitabın yazılabilmesi bana imkansız gibi gelse de hemen hemen her yerde bulunan bu bilgiyi sizinle de paylaşmak istedim. Mümkün müdür gerçekten iki haftada böyle bir eser yaratabilmek?
Kitabın yazılmasından sonra Werther holiganları tarafından Almanya'da intihar olayları artmış ve bu yüzden kitap uzun bir süre yasaklanmış. Hatta o dönem Almanyası'nda kitabın okuyucuları kitaptan öyle çok etkilenmişler ki, kitaptaki ana karakter olan ”Werther gibi giyinme ” modası başlamış. Ortalığı mavi ceket ve sarı pantolon giyen gençler sarmış. Bu bilgi gerçekten çok hoş bir bilgi. Düşünün, bir kitabın bir insanın kılık kıyafetini nasıl değiştirebileceğini... İşte öyle etkileyici bir eser.
Konu ise şöyledir: Werther adındaki genç bir hukuk stajyeri, Lotte isimli bir kadına aşık olur. Bu aşk ıstırap ve acı doludur aynı zamanla imkansızlıklarla ve engellerle sarmalanmıştır. Çünkü Lotte nişanlı bir kadındır ve toplumsal kurallar Werther ile Lotte'nin birleşmesine imkan tanımaz. Burada karşımıza şöyle bir soru çıkabilir: Nişanlı veya evli bir kadına/erkeğe aşık olmak etik midir?
Dünya Klasikleri arasında en önce okunması gereken kitaplardan biri olmasının yanında, konusunun özgünlüğü ve tarihsel açıdan insanları bu denli etkilemiş olmasıyla türevlerinden birkaç adım önde olan kitaptır. Mutlaka bir gün okunmalıdır.
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021120,3bin okunma
"Gerçek bir hayat hikâyesi olarak değil, gülüp geçtiğin basit romanlar gibi oku beni. Bir iz kalsın ardımda, ama okunduğu anda unutulacak bir iz. Unutulmayacak bir iz bırakan adamlardan değilim."
demişti günlüğünün ilk sayfalarında Ekmel Bey. Açıkçası O'nu da diğer günlüklerin sahibi Derya'yı da basit bir roman gibi okumak