Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Gözlerimi açtığım zaman gördüğüm lekesiz beyazlık . 'hayat 'diyorum. işte bu ! bembeyaz hiçbir şey yok üstümde altında Zihnim bembeyaz. Bildiğim her şeyi unutmuşum tereddüt ettirecek bir bilgi Kırıntısı bile yok kafamda Sadece iç organlarım var derımin altında tek bir düşünce yok. . Ve birden sokakta Ateş isteyen bir ses güzel bir çift bacak birkaç nota yeni O beyaz hücreden çıkarıyor ve bir renk kaosunun içine bırakıyor Küfür ediyorum iradesizliğime Küfüredıyorım insanlıgıma o kadar çok renk var ki İçine düştüğüm çukurda her yer kararıyor ve simsiyah oluyor gözlerimi açınca gördüğüm hayat... aslında Gözlerim kapalıyken iyi bir insan oluyorum ben hiçbir şeyi fark edemeyen duygularımın da yoksun Bitkisel hayatta olan aralamaya başladığımda göz kapaklarımı başlıyor Cehennem tiyatrosu! Oysa otopsisi , yapılmış bir bedenindeki kadar boş bir beyinle ne kadar mutlu olurdum diye düşünüyorum ..Bir yerlerde ölü doğmuş bir çocuk olduğumu biliyorum sadece yaşıyormuş gibi yaptığım için iki ayağımın üstünde duruyorum..
Reklam
Özgürlük değerli bir hazine gibi korunur. Herkes farklı sebeplerle özgür olmayı ister. Bu sebepler çoğu zaman birbirine uymaz. Aslında özgürlük çoğumuz için kişisel olarak gelişmek, kendini kabul etmek, daha iyi tanımak ya da hayatına bir anlam katmak için bir araçtır. Bazıları için özgürlük herkes tarafından paylaşılıyorsa değerlidir. Özgürlük dünyaya ve bütün insanlığa yararlı olmalıdır. Buna karşın, bazıları için özgürlüğün hiçbir anlamı yoktur, çünkü onlara göre insan hiçbir zaman kaderini yönlendiremez. Peki tıpkı hayat gibi, özgürlüğün de olduğu gibi kabul edilmesi ve yaşanması gerekmez mi? Bu soruları sordum, çünkü böylece, özgürlüğün bütün acılara çare olmadığını kabullenebilirsin. Büyük fikirlerin yaşamaları için insanların yararına old gunu anlayabilirsin, özgürlüğün her zaman en önemli şey olmad gının farkına varabilirsin, başkalarını beklemeden harekete geçmeyi öğrenebilirsin (ss. 88-89).
Sayfa 320Kitabı okudu
Bütün Ortadoğu’nun adeti budur oğlum, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olur.
Ölüm,hepimizin karşılaşacağı ve kaçışı mümkün olmayan bir gerçektir.Bütün canlılar doğar,büyür ve ölürler.ölmek aslında ölmek değil,gerçekte dirilmektir. Bir alemde ölüp başka bir alemde hayat bulmaktır. Tıpkı tırtılın ölümünün kelebekte Hayat bulması gibi
Birer küçük bardak su ve kahve fincanlarının yanına birer güllü lokum koymuştu. Tam eski İstanbul işi. Ne Starbucks'ta bulunurdu bu, ne de House Cafe'de. İnsanlar niye bu güzel âdetleri bırakır da karton bardaklarda kahve içerler diye bir kez daha merak ettim. Hem de tadı yabancı bir kahve. Aslında nedeni belliydi. Dünyanın değişik yerlerinde yaşayan,birbirinden farklı özellikteki milyarlarca insan, aynı tür yiyecek ve içecekleri sevmeli, aynı tarz giysileri almalı, bunun için de aynı tarz bir hayat yaşamalıydı. Böylece uluslarüstü büyük firmalar, ürünlerini dünyanın her yerinde satabilirdi.. Belki de daha korkuncu, bu sistemin yerel kültürleri yok ediyor oluşuydu.
Reklam
"Biliyorum ki, insanlar sadece kendilerini düşünerek var kalıyor gibi görünseler de, aslında onlara hayat veren tek şey 'sevgi' dir. Seven Tanrı'ya , Tanrı sevene yaklaşır. Sevgiyi var eden sadece O'dur çünkü. "
Sayfa 36 - OLYMPIAKitabı okuyor
Evren boş değildi! Evren ıssız değildi! Evren hayat doluydu! İnsanoğlu yaşam izlerini evrenin en uzak noktalarında ararken aslında hayatın yanı başlarında olduğundan habersizdi.
Sayfa 285Kitabı okudu
Bir yere ölüm girdiği zaman, artık hayat eski düzeninde devam edemez. Anıların dehlizlerine sürgün edilse de bir gün çıkar. Ölüm tek bir soru bırakır arkasında. Ama gençlikte sorular da bir süre sonra unutulur. Aslında unutulmaz, sadece bilinçaltına atılır. Gençken her şey çok çabuk unutulur, ama yalnızca bir süreliğine. İleride acı bir şekilde gün yüzüne çıkana kadar, belki de kırkından sonrayı bekler gençken içeriye gömülen sorular.
Destek Yayınları: Nisan 2012 epubKitabı okuyor
“Kadınların hayat ve aşk dedikleri şeyin aslında sürekli olarak kendilerini aramak, kimliklerini, duygularını soruşturmak, hissettikleri her şeyin derinliğini öğrenmeye çalışıp bu duygunun gerçek mi, yoksa yapay mı olduğunu araştırmak, kısacası kendilerini garip bir tutkuyla didik didik etmek olduğunu öğrenmiştim.”
Reklam
Hayat dediğimiz aslında bir tren katarıdır. Bazen şu, bazen bu vagondayızdır. Kimi zaman, rüyalarımızda ya da olağanın ötesindeki hayata teslim olduğumuzda vagondan vagona da geçebiliriz."
Sayfa 116Kitabı okudu
Aslında bir kuş uçacak, yiyecek toplayacak, yuva yapacak şekilde vardır ve ben kuşun bunları yaptığını görünce onun sevincine bakıp mutlu olurum. Keçi, tavşan, kurt; beslenmek, üremek, ailelerini beslemek için vardır ve bunu yaparlarken ben de onların bundan mutlu olduklarını ve hayatlarının akılcı bir hayat olduğunu kesinlikle bilirim. Peki, insan ne yapmalıdır? İnsan da hayvanlar gibi hayatı var etmelidir, ancak tek bir farkla: Hayatı tek başına var ederken ölecektir, hayatı kendisi için değil, herkes için var etmelidir. Ve insan bunu yaptığı zaman eminim ki kendisi mutlu, hayatı da akıllıca bir hayat olacaktır. Peki, otuz yıllık bilinçli yaşamımda ben ne yapmıştım? Ben yaşamı herkes için var etmeyi bir yana bırakın, onu kendim için bile elde etmemiştim.
Hayat reaktif gibi gelse de aslında öngörücüdür. Gün boyu, biraz önce gördüğünüz şeye ve geçmişte neyin en çok işe yararlılığına dayalı olarak en iyi tahminierinizi yürütürsünüz. Durmadan bir sonraki anda neler olacağını tahmin edersiniz.
Türk Edebiyatı
"...Sorun yaşamın kısalığında değil, sorun zamanı kötü kullanmamızda yatıyordu. Bize verilen süreden olabildiğince faydalanmalıydık. Güzel seçimler yaparak boş şeylerle zaman harcamazsak aslında hayat her zaman uzundur. Hayatta yapacak çok şey var fakat yapacak zaman çok kısadır. "
Sayfa 289 - Hayat YayınlarıKitabı okudu
Birden düşümde koltuğa oturmuş durumda tabancayı elime aldığımı ve kalbime, başıma değil kalbime dayadığımı gördüm; oysa önceden kesinlikle tam şakağıma ateş etmeyi düşünmüştüm. Göğsüme tabancayı dayadıktan sonra bir iki saniye bekledim; mum, masa karşımdaki duvar birden hareket etmeye, dalgalanmaya başladı Hemen tetiğe dokundum. Bazen düşünüzde
Sayfa 777 - 778, 779, 780, 781, 782 Yapı Kredi Yayınları
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.