“Milletimizin zalim olduğu iddiası da sırf iftiradan, baştan başa yalandan ibarettir. Hiçbir millet, milletimizden daha çok yabancı unsurların inanç ve âdetlerine riayet etmemiştir. Hatta denilebilir ki, başka dinlere mensup olanların dinine ve milliyetine riyetkar olan (saygı gösteren) yegâne millet bizim milletimizdir.”
–
Nietzsche kimdir? Nedir? Neden bu kadar önemlidir? Hangi buluşları, icatları vardır ve neden bu kadar dillerdedir?..
Bütün eserlerini okusanız dahi daha pek çok uzatılabilecek bu soruların cevabını bulamazsınız. Zira Hristiyanlık ve tanrı aleyhtarlığı dışında, bir felsefesi, görüşü, bir icadı, buluşu yoktur Nietzsche’nin.
Lakin bu konuda da
Kılıç Ali’nin Atatürk’ün fedaisi, hatta tetikçisi gibi davrandığını bildiğim için “onun anılarından öğreneceğim ne olabilir?” diye düşünürdüm fakat son yıllarda Atatürk ve tek parti döneminden kalma faşist, hukuksuz, adaletsiz, zalimane uygumlalar, dayatmalar, karanlık cinayetler artınca onun anılarını da okuma ihtiyacı hissettim.
İyi ki de
Daha sonra Mustafa Kemal, Vahdettin'in "Paşa, paşa şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin, bunlann hepsi artık bu kitaba girmiştir... tarihe geçmiştir... Bunlari unutun... Asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa devleti kurtarabilirsin," dediğini söyleyecekti.(137) Bu sözler belki söylenmiş, belki söylenmemiştir, ama Vahdettin'i savunanlar, bunu, Türklerin ulusal direnişini örgütlemek ıçın Mustafa Kemal'i özellikle gönderdiğini kanıtlamak için kullanmışlardır. Ayrica bu amaçla padişahın ona önemli miktarda altın verdiğini de iddia etmişlerdir. Ne var ki, padişahın bundan sonra davranışları bu yorumu yalanlıyor. Üstelik, Vahdettin 1922'de İstanbul'dan kaçtıktan sonra Hicaz'da kendini haklı göstermek için yayınladığı uzun bildiride böyle bir amaçtan hiç söz etmediği gibi, Rauf, Fethi ve Mustafa Kemal'in hareketlerini de eleştirmişti.(138) Buna karşılık Anadolu'daki görev için Mustafa Kemal'i seçmiş olan Dahiliye Nazın Mehmet Ali'nin, bakanlığın örtülü ödeneğinden ona az miktarda bir para verdiği gerçektir.(139) Yine de bu para, Mustafa Kemal'in Anadolu yolculuklarinda sürekli olarak parasızlık çekmesini önlememiştir.
(Gazi Üniversitesi, Ziya Gökalp Sempozyumu,
Ankara, 8 Mart 2004)
Seksen dört yıl önce, 25 Ekim 1924 tarihinde, Büyükada'daki
evinden sedyeyle getirildiği Taksim-Harbiye arasındaki Fransız
Hastanesi'nde öldü. Kesin bir tanı konulamamıştı, bir süredir devam
eden hastalığına aksi olsaydı bile ülkenin ve adı geçen sağlık
kurumunun o günkü
Gerçek şu ki Dünya büyük bir değişim yaşayacak. Şu an yaşadıklarımız doğum sancısı, yeni bir dünyaya hepimiz yeniden doğacağız ömrümüz yeterse. Küresel bir hipnoz altındayız ve uyandığımızda hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Evet, Dünya kaderini yaşıyor ama biz sizin kaderinizi çabanıza bağlı kıldık diyor Mülkün mutlak ve muhakkak sahibi.
Ben
Her Türk gencinin, kurtuluş sürecini, bu sürecin birinci derece tanığı olan Mustafa Kemal Atatürk'ten okuması adına önemli bir kaynak. Kurtuluş sürecinde yaşananların ders kitaplarındaki üstün körü anlatımlarla anlaşılamayacağını bu kitabı okuduktan sonra anlayacaksınız. Bilindiği üzere bu kitap mecliste okunmuş ve kitap "gençliğe
Ahh bee Çalıkuşu yüreğimi dağladın be...
Ben de senin gibi Çalıkuşu olup alıp başımı gitmek isterdim. Ben de muallim olmak istedim ama sanırım senin gibi mücadele edemedim. Senin o hayallerine kavuşmak için çabaladığın gibi çabalayamadım...
Hakkari'de Bir Mevsim'i okurken de benzer duygular içerisindeyim. Kitaplar tam olarak birbirine benzemese
Yazar Hakkında Eric Hoffer’in hikayesi, adeta roman ve filmlere konu aranmasına gerek kalmayacak kadar fantastik bir hikaye.. 6 yaşta annesini kaybeder Eric Hoffer, akabinde ise bir kaza sonucu hem hafızasını hem de gözlerini kaybeder. On beş yaşına geldiğinde mucizevî bir