Oğuz Atay'a AİT DEĞİLDİR...
#Biliyor musun Olric
Neyi efendimiz?
Onunla ne zaman lades oynasak hep o kazandı.
Neden efendimiz?
Kalbimdeyken nasıl aklımda derdim?
***
Ne yaparsan yap olmaz bazen.
Ama o kadar güzel olmaz ki;
“Ancak bu kadar güzel olmayabilirdi" dersin.
Ve aklına gelir:
“Kadere imân eden, kederden emin olur.”
Sonra anlarsın ki, nar tanelerini teker teker
yerli yerine yerleştiren Rabbin, seni de
hangi gönüle yerleştireceğini bilir.
Tek yapman gereken kara geceleri kudret kalemiyle
∆
«Sizi sevmiyorum ey insanlar!»
∆
İlk cümlesinde bile kendimi bulduğum :) , bitmesin diye azar azar okuduğum, güldürürken düşündüren nadir kitaplardan. Çok ciddi eleştiriler ve tespitler yaparken okuyucuyu kesinlikle sıkmıyor. Her bölüm bir tarihte yazılmış. Misal ilk bölüm 1 aralık 2006 , tıpkı günlük gibi.
Kitabı okumaya başladığımda da okurken
Bazen ne düşünüyorum biliyor musunuz dostlar; tamam Allah inancımız var, Cennet ve Cehennem'e, hesap gününe de inanıyoruz ama hani bir nefistir dürter ya insanı...
Dersin kendi kendine:
"Allah'ım şu dünyada da kahrolduğunu göreyim canımı yakanların. Beşeri adalet tökezlese de ilahi adaletten sual olunmaz ama ölmeden azıcık bari
Ömer Hayyam; İranlı matematikçi,şair,filozof ve astronom; İran ve Doğu edebiyatında rubai türünün kurucusudur. Doğu’da şair kimliğiyle tanınsa da matematik bilgisi ve yeteneği zamanının çok ötesindeydi. Binom açılımını ve bu açılımlardaki katsayıları buldu. ‘’Celali takvimini oluşturdu. Çeşitli bilim dallarıyla ilgili eserler yazdı. En ilginci de,
zaman bir yılı daha süpürdü
baktın mı
geçmişin temiz mi
temiz mi yürünen sokaklar .
kimsenin gördüğünde mutlu olduğu biri olmasan
dert etme , kendi gördüklerin ile mutlu ol
bakarsın gelecek yıl daha az üzülürsün
ama bu yıl ki acını yine de unutma olur mu
attığın adımların
seni göğe çıkarmaz ama uçurumdan atabilir
kahve içeceğin insanları da
Bu kitap yorumunu Instagram'daki "alintilarlayasiyorum" profilimde de okuyabilirsiniz: instagram.com/p/Ca7g8HSt9kx
Son zamanlarda okuduklarınızın aynılığından sıkıldınız mı? Şöyle kafa açıcı, karlı havalarda yoğunlaşıp okumaya uygun, yaşadığımız gerçeklik hakkında sizi sorgulatacak bir kitap mı arıyorsunuz? O zaman
Kaç hayat tanırsın bir kitapta?
Kaç yolculuğa çıkarsın?
Ve kaçından sağ çıkabilirsin bu yolculukların?
Yaralar vardır, kabuk bağlar. Kurcalamadığın zaman kanamaz. Ama bir gün bir bakmışsın, deşilmiş yaran. Hiç olmadığı gibi, hiç olmayacak bir zaman.
"Sana hangi derdimle ağlayayım bilmem ki," diyordu
İçim daraldığı, canım sıkıldığı için yazıyorum bu satırları. Yazmazsam ruhsal bir bunalım içine girecekmişim gibi geliyor. Doğrusunu istersen, sevgili okuyucu, yazı yazmak beni ziyadesiyle rahat hissettiriyor. Kimseye eyvallahım olmuyor yazarken, kimsenin nazını çekmeme gerek kalmıyor. Yazım, beni bütün dikkatiyle dinliyor. Bir an olsun bana
"Ne zaman elime bir kalem alsam
Sana seslenmek geliyor içimden"
Bazen öyle anlar gelir ki kendini bir yerlere atıp ağlamaya, sustuklarını haykırmaya çalışırsın.
Haykırırsın sonuna kadar, kendi sesimi duymayayım diye.
Ne kadar çabalasan da etrafında sadece yalnızlığının sığınağını saran o hüzünden örülü duvarlarla baş başa kaldığını
-Bugün ne kadar garipsin!
-Ben mi? Öyle mi dersin? Garip değilim, ama kötüyüm. Böyle olurum bazen. Canım hep ağlamak ister. Çok aptalca bir şey, ama geçer.
Bazen yorgunum dersin,
Sırtında taş mı taşıdın derler.
Mecal bulup
Taş sadece sırtta taşınmaz diyemezsin.
Ve anlarsın ki hal bilmezin yanında
Dert bile çekilmez.
Allah bizi yük olanlardan değil,
Yük alanlardan eylesin…
(ALINTI)
Ne yaparsan yap olmaz bazen.
Ama o kadar güzel olmaz ki,
"Ancak bu kadar güzel olmayabilirdi" dersin.
Ve aklına gelir: "Kadere iman eden kederden emin olur."
Özlemek için Nazım var,
Mavi için Edip...
Rakı için Can Yücel
Sevmek için Cemal Süreya
Sevda için Ahmet Arif.
Bazen özledim diyemezsin,
Nazım okuyorum dersin.