Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ben de, hiçbir zaman, hiç kimseyle
Burada olasıdır Elbet tartışmamız bizim, ama ben susuyorum: İkiyüz yıl boyunca tartışmak istemiyorum
Sayfa 181Kitabı okudu
İbrahim Bin Ethem'in hikayesine benziyor.
"Bir zamanlar Bağdat'ta kendi halinde yaşayan bir adam varmış. Sağlığı yerinde, varsıl, mutlu bir evlilik süren bir adam. Tek dileği bir evladının olmasıymış. Ama bir türlü çocuğu olmuyormuş. Doktorlara gitmiş, büyücülere taşınmış, adaklar adamış, yok, zavallı adamcağızın hanımı bir türlü hamile kalamıyormuş. Tam umudunu kestiği sırada gezgin
Sayfa 409Kitabı okudu
Reklam
Oysa… çıkarlarını düşünmeyenler unutulacaklardır. Her olayda bir kenara çekilenler gerçekten de bir kenarda kalacaklardır. Yaptıkları işlerin gizli kalmasını isteyenler, bunda başarıya ulaşacaklardır. Kimse, onların varlığıyla tedirgin olmayacaktır. Bir gün öldükleri zaman, arkalarında küçük bir iz, bir anı, bir göz yaşı, bir eser bırakmadan yok
Sayfa 201Kitabı okudu
Hayattan Yok Çıkarım
Oysa… çıkarlarını düşünmeyenler unutulacaklardır. Her olayda bir kenara çekilenler gerçekten de bir kenarda kalacaklardır. Yaptıkları işlerin gizli kalmasını isteyenler, bunda başarıya ulaşacaklardır. Kimse, onların varlığıyla tedirgin olmayacaktır. Bir gün öldükleri zaman, arkalarında küçük bir iz, bir anı, bir gözyaşı, bir eser bırakmadan yok
Sayfa 201 - 202, 203 ,, İletişimKitabı okudu
Kesin sandığım inançlar, sabah kahvaltısında kuşku yer. Öyle günler olur ki Montevideo’da ya da başka her­ hangi bir yerde kendimi yabancı hissederim. Böyle zamanlarda (güneşsiz günler, aysız geceler), hiçbir yer be­nim yerim değildir ve hiç kimse, hiçbir şey bana bildik gelmez. Sözcükler, değindikleri şeylere benzemez olmuş gibidirler, hatta kendi seslerinin karşılığı bile değildirler sanki. O zaman ben de bulunduğum yerde değilimdir. Gövdemi bırakır, belirli bir hedef gütmeden uzaklara giderim; kimseyle, hatta kendi kendimle bile birlikte olmayı istemem; ne adım vardır artık ne de ad taşıma iste­ğim; böyle zamanlarda ne ben bana seslenmek isterim ne de başkalarının bana seslenmesini.
Kesin sandığım inançlar, sabah kahvaltısında kuşku yer. Öyle günler olur ki Montevideo’da ya da başka herhangi bir yerde kendimi yabancı hissederim. Böyle zamanlarda hiçbir yer benim yerim değildir, ve hiç kimse, hiçbir şey bana bildik gelmez. Sözcükler, değindikleri şeylere benzemez olmuş gibidirler, hatta kendi seslerinin karşılığı bile değildirler sanki. O zaman ben de bulunduğum yerde değilimdir. Gövdemi bırakır, belirli bir hedef gütmeden uzaklara giderim; kimseyle, hatta kendi kendimle bile birlikte olmayı istemem; ne adım vardır artık ne de ad taşıma isteğim; böyle zamanlarda ne ben bana seslenmek isterim ne de başkalarının bana seslenmesini.
Sayfa 181 - Can Yayınları — Baş Dönmeli Günler
Reklam
Bir gece kötü bir meyhanenin önünden geçerken aydınlanmış pencereden, bilardo masası etrafında istekalarla dövüşen oyuncular gördüm; arkasından birini pencereden dışarı attılar. Başka zaman bunu çirkin bulurdum, fakat o anda nedense, dışarı atılan herifi kıskandım; o derece kıskandım ki, "belki ben de birisiyle kavga ederim, beni de dışarı atarlar" ümidiyle meyhaneye girip bilardo odasına sokuldum. Sarhoş değildim. Ama can sıkıntısı insanın başına böyle isterik haller sardırıyor! Yazık ki umduğum çıkmadı. Pencereden atılacak bir adam olmadığım anlaşıldı ve kimseyle dövüşemeden meyhaneden çıktım. Oraya ayak basar basmaz bir subay beni bozdu. Bilardo masasının yanında yolu kapadığımın farkında olmadan duruyordum. Geçmek isteyen subay, hiçbir şey söylemeden beni omuzlarımdan kavradığı gibi hiç haber vermeden, bir açıklama bile yapmadan- durduğum yerden beriye çekti ve hareketinin farkında değilmiş gibi önümden geçti. Dayağı affedebilirdim, fakat bu adamın hiç ehemmiyet vermeden beni yerimden alıp öteye koymasına dehşetli içerledim. Aramızdaki kavganın usulüne uygun, edebi bir kavga olması için, kör olayım, neler vermezdim! Halbuki bana bir sinek kadar değer vermediler. Subayın boyu on verşok vardı; halbuki ben ufak tefek, cılız bir adamdim, ama kavgaya yol açmak elimdeydi. Sesimi çıkarsaydım elbette beni de pencereden fırlatırlardı. Ama vazgeçtim... hiddet içinde çekilmeyi tercih ettim.
Hiçbir yer benim yerim değildir ve hiç kimse, hiçbir şey bana bildik gelmez. Sözcükler, değindikleri şeylere benzemez olmuş gibidirler, hatta kendi seslerinin karşılığı bile değildirler sanki. O zaman ben de bulunduğum yerde değilimdir. Gövdemi bırakır, belirli bir hedef gütmeden uzaklara giderim; kimseyle, hatta kendi kendimle bile birlikte olmayı istemem; ne adım vardır artık ne de ad taşıma isteğim; böyle zamanlarda ne ben bana seslenmek isterim ne de başkalarının bana seslenmesini.
Sayfa 181Kitabı okudu
Severmişim Meğer [19 Nisan 1962]
"yıl 62 mart 28 Pırağ-Berlin tireninde pencerenin yanındayım akşam oluyor dumanlı ıslak ovaya akşamın yorgun bir kuş gibi inişini severmişim meğer akşamın inişini yorgun kuşun inişine benzetmeyi sevmedim toprağı severmişim meğer toprağı sevdim diyebilir mi onu bir kez olsun sürmeyen ben sürmedim Pılatonik biricik sevdam da buymuş
Sayfa 124 - Yapı Kredi Yayınları
NARSİST PARTNERİN SÖYLEMEYE EĞİLİMLİ OLDUĞU YAYGIN YALANLAR
«1.Seni seviyorum. (Benim için yapabileceklerini seviyorum.) 2. Sen benim ruh eşimsin. (Köprüden geçinceye kadar.) 3. Seninle her şeyimiz uyumlu. Daha önce kimseyle böyle bir şey yaşadığımı hatırlamıyorum. (Çünkü eski ilişkilerimi bitirir bitirmez, onlarla ilgili her şeyi unuttum.) 4. Hiç aldatmadım ve asla da aldatmak istemem. (Duygu yoksa,
Sayfa 62
Reklam
Bu muhteşem pasajlarda olmasa bu kitap okunmaz :)
Hayattan çıkarı olmayanların, hayatı çıkmaza sürüklenecektir. Kendini beğenmişliğin cezasını daha bu dünyadan çekmeye başlayacaklardır. Sıkıntılarını kimseyle paylaşmasını bilmedikleri için, yalnız başlarına ıstırap çekeceklerdir. Duygu alışverişinden nasipleri olmayacaktır. Duygusuz, hareketsiz, tatsız bir hayat yaşadıkları sanılacaktır.
Sayfa 201 - İletişimKitabı okudu
Kendisi ne insanlardan, ne de hayattan bir şey anlamıyor. Bir şey daha var, aziz dostum, burada… Bazı gençler var… Onlardan biri de senin eski arkadaşın Lambert… Öyle sanıyorum ki hepsi de alçak insanlar… Bunu sadece sana önceden haber vermek için söylüyorum… Ama yine de bütün bunlar senin bileceğin şeyler, ben de senin işlerine karışmaya hakkım
Hem tuhaf,hem gülünç bir şey bu:Şimdiye dek hiçbir zaman hiç kimseden aşırı nefret etmedim ben,doğru dürüst öç almak da istemdim kimseden.Ama kötüye işaret bu,kötüye işaret! Kimseyle tartışmak da istemdim,kimseye öfkelenmesin de…. Bunlarda kötüye işaret!
Peşinden koşmadıkça hayal kurmanın manası yoktur. Ben bu hayallerin hepsini hayatımda dolduramadığım boşlukları doldurmak için kuruyor, böylelikle kendimi tatmin ediyordum. Oysa gerek yoktu buna; yok yoktu işte, var olan ile yetinmeli ve kanaat etmeyi bilmeliydim. Bugün de geçmişle ilgili düşüncelerim o günlere aittir. Geçmiş değiştirilemezdir,
Baş Dönmeli Günler
Kesin sandığım inançlar, sabah kahvaltısında kuşku yer. Öyle günler olur ki Montevideo'da ya da başka herhangi bir yerde kendimi yabancı hissederim. Böyle zamanlarda (güneşsiz günler, aysız geceler), hiçbir yer benim yerim değildir ve hiç kimse, hiçbir şey bana bildik gelmez. Sözcükler, değindikleri şeylere benzemez olmuş gibidirler, hatta kendi seslerinin karşılığı bile değildirler sanki. O zaman ben de bulunduğum yerde değilimdir. Gövdemi bırakır, belirli bir hedef gütmeden uzaklara giderim; kimseyle, hatta kendi kendimle bile birlikte olmayı istemem; ne adım vardır artık ne de ad taşıma isteğim; böyle zamanlarda ne ben bana seslenmek isterim ne de başkalarının bana seslenmesini.
Sayfa 181 - Can YayınlarıKitabı okudu
132 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.