Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Herkesin kendine özgü bir sevme tarzı vardır, benimkinin kimseye zararı yok, neden herkes benimle uğraşıyor? Kendimce mutluyum.
Sayfa 113Kitabı okudu
- Gerçek hayat benimkinin yanında bir hiç, diyordu aynaya baktığında. Ayna da yanıt veriyordu: - Seninki de gerçek hayatın yanında bir hiç…
Reklam
Hayatımıza kimi alacaksak ilk gördüğümüz anda hep “ bu o ” dememiz gerektiğine inanırdım, aksini iddia edenlerle tartışır, hayır canım zamanla sevgimi olur diye ti ye alırdım bir güzel. Oluyormuş, hatta birini daha çok sevebilmek için ya da birine olan sevginin günden güne artması için onun yanında olmasına da gerek yokmuş, başlangıcı yeterliymiş. En zor zamanlarımda Allah'ın benim karşıma çıkarttığı bir şans olarak görmüştüm ben onu. Her şeyden önce karakterine inanmıştım. Bana hayatım boyunca bir çok insan kötülükle yaklaştı ve ben onlara karşı nasıl gard alacağımı hep bildim. Elbet onlardan da yaralar aldım ama sarsılmadım, ağlamadım. Ağladıklarım oldu tabii, güldüklerim, kahkaha attıklarım, sinir krizi geçirdiklerim de oldu geçmişimde ama hiçbirinden asla pişmanlık duymadım, ta ki sana kadar. Sen bana hiç bilmediğim bir yerimden yaklaştın, iyilikle. Ben hep “ o kadar da iyi bir insan değilim ” derim ya hani, meğer o kadar da iyi bir insanmışım aslında. Dost olacaksın zannettim önce bana. İstemedim seni, bakamadım bana baktığın gibi sana, sonra bir çocuk gördüm gözlerinde benimkinin aynı. Aynı benimki gibi yaralı, eksik. Gün geçtikçe tamamlanacağına daha da eksilmiş bir çocuk.
Sevebilirim, Hem de nasıl, Dile benden ne dilersen, Canımı, gözlerimi Kızabilirim, Ağzım köpürmez, Ama devenin öfkesi haltetmiş benimkinin yanında, Devenin öfkesi, kinciliği değil. Anlayabilirim Çoğu kere burnumla, Yani en karanlığın, en uzaktakinin bile kokusunu alarak Ve döğüşebilirim, Doğru bulduğum, haklı bulduğum, güzel bulduğum herşey için, herkes için, Yaşım başım buna engel değil, Ama gel gör ki çoktan unuttum şaşıp kalmayı. Şaşkınlık, alabildiğine yuvarlak açık ve alabildiğine genç gözleriyle bırakıp gitti beni. Yazık.
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Kendimi kabullenmekte zorlanmadım ama başka da hiçbir şeyi, hiç kimseyi kabullenmedim. Başka bir şeye ait en ufak kabulüm kendi reddim olacaktı. Hesabı buna devirmedim. Kendimi de hesaplayamadım. Sıkıntımı engin ve derin zannederdim. Bir zaman sonra baktım ki sıkıntım dünyayı kuşatacak ve başka herkesi de sıkacak genişlikte değil. Dünya o zaman başıma yıkıldı. Çünkü bazı başka sıkılanların sıkıntısı ve bunu dile getirişleri benim sıkıntımı tanımlıyor onu anlamlı ve önemli hâle getiriyordu. O zaman benimkinin sıkıntıdan çok bir darlık, benim hâlimin de bu darlıkta sıkışma olduğunu anladım. Dünya diye dar bir yere girdiğimi düşündüm. Bunu anlamak beni o kadar daralttı ki bu darlıkta artık ne bedenim ne varsa ruhum soluk alıp kıpırdayacak bir yer bulamadı. Soluksuz kaldım.
Benim, bardağın, sürahinin Önümüzdesin; rengin uçmuş. Bu; eski, sevdiğim bir duruş. Elin, içinde benimkinin. İçelim! Madem ömrümüz hoş Geçmiş, tatmamışız ayrılık Madem ne bardağımız kırık, Madem ne de sürahimiz boş. Bir gün ikimizden birimiz İçmek veya doldurmak için Burada olmayabiliriz.
Sayfa 166Kitabı okudu
Reklam
Hat Sanatı ♡
Hüsn-i Hatt : "Harflerle Yapılan Musiki" O kadar doğru bir tanım ki... Dinlediğimiz bazı müziklerin bizi nasıl etkilediğini düşünün. Hüsn-i Hatt da ruhumuzun derinliklerinde bir işçi gibi çalışarak en güzel duyguları bulup çıkarıyor ortaya. Her bir harf, her bir kıvrımı harflerin hayranlık uyandırıyor. Benim için en azından. Bu sanata kelimenin tam anlamıyla aşığım. Her insanın bu dünyada bir görevi, bir hizmeti vardır. Benimkinin de bu olduğunu düşünüyorum. Muvaffak eylesin Hakk Teala. Âmin.
Hiçbir çocukluğun telafisi olmadığı gibi benimkinin de yoktu... Yaşanıp bitmis tarihe geçmişti çünkü. Herşey ve herkes gibi.
Sevebilirim, hem de nasıl, dile benden ne dilersen, canımı, gözlerimi. Kızabilirim, ağzım köpürmez, ama devenin öfkesi haltetmiş benimkinin yanında, devenin öfkesi, kinciliği değil. Anlayabilirim çoğu kere burnumla, yani en karanlığın, en uzaktakinin bile kokusunu alarak ve dövüşebilirim, doğru bulduğum, haklı bulduğum, güzel bulduğum her şey için, herkes için, yaşım başım buna engel değil, ama gel gör ki çoktan unuttum şaşıp kalmayı. Şaşkınlık, alabildiğine yuvarlak açık ve alabildiğine genç gözleriyle bırakıp gitti beni. Yazık.
Sayfa 1853Kitabı okudu
Gerçek hayat benimkinin yanında bir hiç, diyordu aynaya baktığında. Ayna da yanıt veriyordu: Seninki de gerçek hayatın yanında bir hiç...
Sayfa 200Kitabı okudu
Reklam
Bir gün, “Ona kulak vermemeliydim,” diye açıldı bana. “Çiçeklere hiç kulak vermemek gerek. Onlar görülmek ve koklanmak içindir. Benimkinin güzel kokusu gezegenin dört bir yanına yayılmıştı. Ama ondaki güzellikten kendime bir sevinç payı çıkaramadım. Oysa beni öylesine öfkelendiren şu pençe olayını sevecenlikle karşılamam gerekirdi.” Sonra şunları ekledi: “Zaten ben hiçbir şeyin gerçeğine varamadım şimdiye kadar. Yargılarımı sözlere değil, davranışlara göre ayarlamalıydım. İşte ne güzel koku ve ışık saçıyordu bana. Onu yüzüstü bırakmam yakışık alır mıydı? Suçsuz, zavallı hesaplarının ardındaki inceliği kestirmeliydim. Çiçekler öyle değişkendir ki! Ama ben çiçeğimi gereğince sevmek için çok küçüktüm o sıralar.”
Fakat şimdi ... Şimdi o benimdi. Muhtaç bakan gözleri yanıyor benimkileri arıyordu. Yanıtını kızaran yüzümde bulmuş olmalıydı, çünkü birdenbire elleri baldırlarımı kavradı ve kaldırdı. İçgüdüsel olarak bacaklarıma belinin etrafına sardım. Kendini bana iyice bastırınca inledim. Onun tamamını hissetmek için yanıp tutuşuyordum. Dudaklarını
Sayfa 223
''Gerçek hayat benimkinin yanında bir hiç, diyordu aynaya baktığında. Ayna da yanıt veriyordu: ''Seninki de gerçek hayatın yanında bir hiç''
Sayfa 200Kitabı okudu
Hangi hayat "hiç"?
- Gerçek hayat benimkinin yanında bir hiç, diyordu aynaya baktığında. Ayna da yanıt veriyordu: - Seninki de gerçek hayatın yanında bir hiç...
Sayfa 200 - Doğan KitapKitabı okudu
900 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.