Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
140 syf.
10/10 puan verdi
yalnız insanların başucu eseri. dostoyevski bu romanında insanların beyin kıvrımlarında neşter dolaştırıyor diyebiliriz. kulak verin dostoyevski'ye, o insanlık adına tüm gerçekleri söyleme cesaretini gösteriyor. insanlık...hani şu kibrinden geçilmeyen, hani şu her şeyi bildiğini sanan, hani şu sen, ben, bizler, hepimiz... kafası karışık bir
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020128,2bin okunma
230 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Mahrumiyet Oteli / Ersin Doğan Kitabımın adı hüzünlü bir yolculuk olacağının habercisiydi aslında. Mahrumiyetler… Sevgi, ilgi, aile, dostluk gibi yoksunlukların yerini başka şeylerle doldurmak mümkün olmuyor. Eser de bu tema üzerine kurulu. Hayatın kendisine biçtiği rolle yetinmeyenler bir gün geçmişin rövanşına mutlaka alırlar. Kimi zaman bu mutlu son getirir kimi zaman da hüsran ama ne olursa olsun yarım kalan ve acıtan bir defter artık kapanmıştır ya bu bile ferahlamaya yetecektir aslında. Eser; Leman, Gölge, Derviş Baba ve Kardan Adam’la sırlarla dolu bu otelde sıra dışı bir konaklamaya davet ediyor bizi. Evsiz çocuklar, yaptığı yanlıştan dolayı evladına sırtını dönen aileler ve varolma çabasındaki güçlü kadın mücadelesi beni hem üzdü hem de uzakta da olsa umuda sürükledi. Heyecanı çok yüksek bir romandı. Finalinde bile iki kez şaşırttı beni. Film tadında soluksuz okudum. Yayıneviyle de tanışma kitabım oldu ayrıca. Baskı ve sayfa kalitesi birçok yayınevine örnek olacak nitelikte. Demem odur ki her anlamda kocaman bir iyi ki Kıymetli yazar @ersin_dogan1 Bey’in diğer eserlerine de merakla bekliyorum. #alıntılarım Madem buranın hamuruna ilim irfan katılsın istiyorsunuz o zaman önce büyük bir kütüphane yapın. Ben en çok sonbaharı seviyorum. Bana, evrenin bile renkleri solabiliyorken kendi kaderimi ağlamamın anlamsızlığını hatırlatıyor. Bu yaşıma kadar öğrendiğim bir şey varsa o da görünenle görünenin ardında bekleyenin her zaman farklı olduğudur @ersin_dogan1 @angeyayinlarikitap #mahrumiyetoteli #ersindoğan #angeyayınları
Mahrumiyet Oteli
Mahrumiyet OteliErsin Doğan · Ange Yayınları · 202341 okunma
Reklam
Felsefe Okumaları
1. Schopenhauer - Say yayınları dizisi 2. Schopenhauer - İsteme ve Tasarım olarak dünya 3. Schopenhauer - Aşkın metafiziği 4. Rudiger Safranski - Felsefenin yaban yılları( Schopenhauer biyografisi) 5. Nietzsche - Böyle buyurdu zerdüşt 6, Nietzsche - Putların Alacakaranlığında 7. Nietzsche - İyinin ve kötünün ötesinde 8. Nietzsche - Ecce
Şu giderek genel kültür haline geliyor: gittikçe daha az okuyor, daha çok seyrediyoruz...
Sayfa 39 - e-kitapKitabı okudu
339 syf.
10/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Kitabı ilk okumaya başladığımda şöyle bir paylaşımda bulunmuştum : “Bu kitabı ben nasıl okuyacağım ki, her okuduğum paragrafta bir şeyler paylaşma hissi yaşatıyor, çevreme bakıyorum, kimle paylaşacağım ki kim beni anlayacak... Heyecanla bir iki deneme yapıyorum, tık yok... İnsanın içinde bir coşku uyandıracak bir düşünce fırtınası başlatacak bir
Bu Ülke
Bu ÜlkeCemil Meriç · İletişim Yayınları · 201821,1bin okunma
108 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
İnsanın kilidini açabilecek bir anahtar var mı?
Son 10 gündür bu kitapla yatıp kalkıyorum desem yalan olmaz... Okuma serüvenimde bu kitap bir kilometre taşı oldu benim için. Nedenlerini dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım. Çünkü anlatacak gerçekten çok şey var bu kitapla ilgili. Hepsini bir incelemeye sığdırmak mümkün olamayacağı için kendimce önemli gördüğüm bazı konuları masaya
Anayurt Oteli
Anayurt OteliYusuf Atılgan · Yapı Kredi Yayınları · 201729,9bin okunma
Reklam
189 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Fiziksel veya zihinsel engelli bir insanın herhangi bir başarı hikayesi ile karşılaştığımda kendime şu öğüdü veririm; 'Bu başarının normal olduğunu kabul et ama onu normalleştirme...' İlk bakışta kendi içinde çelişkili gibi duran bu ifadeyi biraz daha açmakta fayda var. En kalabalık kişisel gelişim seminerlerinden tutun da mahalle kahvesindeki ya
Sol Ayağım
Sol AyağımChristy Brown · Nemesis Kitap · 201778,6bin okunma
127 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Yüzyıllar Geçiyor, Kadına Uygulanan Şiddet Bitmiyor!
Sevgili Virginia, seni anlıyor, duygularını paylaşıyor ve yanında olduğumu en başından bildirmek istiyorum! Sevgili Virginia, belki de her şeye rağmen bugünleri görseydin, bir 100 yıl sonra bazı şeylerin daha da değiştiğini ve geliştiğini görecektin. Bu gelişmişliğin yanında zorbalıkları da görecektin… Bundan Dört Yüz Yıl geriye gittiğimizde,
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · İletişim Kitabevi · 202137,9bin okunma
360 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
AZ'ın tarifsiz ÇOK'luğu ...
Kasvetli bir Ankara sabahına uyanıyorum. Hava, gerçekten soğuğu sevebilen benim gibi insanlar için huzur verici görünüyor. Bu güzel pazar gününe onlarca aktivite sığdırabilirdim, bir sürü plan yapabilirdim ama haftalardır tek düşündüğüm şey ‘’pazar günü Hakan Günday okuyacağım’’ düşüncesi koca bir günümü ayırmak için aslında güzel bir sebep.
Az
AzHakan Günday · Doğan Kitap · 201921,3bin okunma
Rus bir beyin cerrahıyla yine Rus bir astronot din konusunda tartışıyorlardı. Beyin cerrahı dindar, astronotsa dindar bir kişi değildi. “Uzayda çok dolaştım” diye övünerek konuştu astronot, “ama ne Tanrı’yı gördüm ne de meleklerini!” Cerrah cevap verdi: “Ben de çok zeki beyinler ameliyat ettim, ama tek bir düşünce görmedim!”
Reklam
192 syf.
8/10 puan verdi
·
32 saatte okudu
Doğduğunuz andan itibaren konuşmakta, yürümekte, yemek yemekte, uyumakta ve daha bir sürü eylemde zorluk çektiğinizi bir düşünsenize... Neyse ki düşünebiliyor ve anlayabiliyorsunuz. İşte Christy'nin hayatı da bu şekildeydi. Kitabın yazarı Christy Brown doğduğunda beyin felci geçirdiği için özel bir birey olarak dünyaya gözlerini açmıştı. Bu durumu ilk fark eden ise annesiydi. Kesin tanı koyulduktan sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Değişmeyen tek bir şey vardı. Annesinin ona olan sonsuz sevgisi... Christy her şeye rağmen mücadele etmeyi bırakmıyor ve asla pes etmiyordu. Bir gün sol ayağı ile yerdeki bir tebeşiri aldı ve çizmeye başladı. Hiçbir zaman durmadı... Kendini bulmak için bir arayışa çıkmıştı. Bunun için düşüncelerini kullanabiliyordu ama onları ifade edilmek dünyanın en güzel duygusuydu. . . 1954 yılında sol ayağı ile yazmış olduğu bu eseri, hayata farklı bakış açıları ile bakmamızı sağlıyor. Özel bireylerin dünyasını bir nebze de olsa anlamamıza olanak veriyor. Önce bu kitaptan sonra da hayatımızdan çıkarmamız gereken çok fazla ders var. . .
Sol Ayağım
Sol Ayağım
Christy Brown
Christy Brown
Sol Ayağım
Sol AyağımChristy Brown · Nemesis Kitap · 201778,6bin okunma
Ülkedeki insanlarda mahkemelik olma ya da dava yeme fetişizmi var. Bilmem necisinden bilmem kimcisine kadar birçok isim yediği davaları anlatırken kabarıyor. Öyle bir anlatıyor ki, ülkede tek kazığa oturtulan bunlar. Benzeri 1K'da da var. Engel yiyor, eleştiriliyor, ya da linç edilip hakarete maruz kalıyor, böylece muazzam bir etkileşim kasıyor. Yavaş yavaş kanaat önderi havasına girmeye başlıyor. Hakaret yeme fetişizmi öyle bir katılaşıyor ki, aklıselim bir iletişim ve istişare de mümkün olmuyor. Zira yaftalayarak oradan da bir hâdise çıkartılıyor. Geçen bir hanımefendinin iletisine yorum yapmıştım. Necip Fazıl beyin bir cümlesini paylaşmıştı. Bazı cümleler yerinde güzel. Durup dururken malûm amaca dönük sloganik iktibaslar yapıldığında o e-mücahid ya da e-devrimci olarak geri dönüyor. Denilebilir ki, cihad sadece kılıçtan mı ibaret? Değil, ama acaba bu çıkardığımız tantana cihad mıdır, yoksa nefsimizi tatmin için etkileşim meydana getirmek midir? O yüzden bu tarz kişilerin iletilerine yorup yapmayın. En son biri hesap puanlıyordu. Mücahid kardeşimiz tesettürlü hanımlara da yazıyordu ki, "Muhafazakâr fotoğraf. Dinî kitaplar çoğunlukta. Yazarlar da dindar." Not veriyor. Mübarek sen daha dün burada şeriat için kazan kaldırmadın mı? Şimdi de kadınların hesabını puanlıyorsun. Hayırlı geceler.
Biz Kadınlar
Biz kadınlar, Camdan büyük bir fanusun içindeyiz Korseden sütyene mahpus yaşarız Namus diye biri karar verir; başımızı örtmemize, eteğimizin uzunluğuna. Pantolon yasaktır bize Tahrik edermiş erkekleri.
Bundan yıllar yıllar önceydi, bir televizyon programında seyretmiştim. Bir genç kız evlilik yapıyor, hamileyken sair sebeplerden dolayı boşanmak istiyor. Kızın babası şart koşuyor "seni kabul ederim, ama bebeği değil!" Derken kız boşanıyor, ve bunlar bebeği bir internet sitesine şifreli şekilde ilan vererek satmaya çalışıyorlar.. Bu
mütiş
Artık yalnızca köleler var - ve bu kölelik içinde birileri paranın, ötekiler ise parasızlığın kölesi durumundalar...
Sayfa 75 - e-kitapKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.