Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
son kuşlar da havalandı şarklarımızdan şu yeryüzünden anlamı da kovunca geleceksiz bir gençlik aşkı nasl örgütlesin Arif Madanoğlu
Yazarın bir şehre olan muhabbeti...
Kahire benim için eski bir sevgili.. O benim için aradan yıllar geçse de aynı güzellikte kalacak bir gençlik aşkı.. Onun karmaşa ve girdaplarına bakınca, onları seyre dalınca, kendi içimin karmaşa ve girdaplarını izlediğim hissiyle büyüleniyorum.. Kahire ruhumun içindeki müzikle karşılıklı yağan bir yağmur.. İncitmeyen bir güneş.. Beni yakan bir ateş ve beni ıslatan bir yağmur; ama yağmur da, ateş de benim.. Her Doğulu gibi, ben de biraz Kahire'yim.!
Sayfa 71
Reklam
İçinde çok şey ölmüştü
.. ruhu bütün bağlayıcı güçlerini kaybetmişti. Hayat ona, bütün ekinleri ve çiçekleri kıran bir dolu yağmuru gibi geliyordu. Bakışlarında daha çok ıssızlık ve karanlık vardı. Bütün yolları saklayan, bütün bakışları kör eden ve yükselen çığlıkları acımasızca yutan geniş ve geçilemez bir karanlık. İçinde artık sadece suskunluk vardı, donuk, nefessiz suskunluk, ölüm sessizliği... Bir anda, içinde çok şey ölmüştü; daha henüz doğmamış bir çocuk gibi içinde yaşamak isteyen ve ışığa doğru çabalayan aydınlık ve neşeli bir gülüş... Gençlik, o özlem dolu kabullenmeler, geleceğe güvenen, isteyince açılan her kapının ardında sevinç ve parıltı uman. Samimi ve dünyaya güven duygusu besleyen..
"... Katenka, sözü çok sevdiği aşk konusuna getirdi. Felsefe yapmaya uygun bir ruh hali ve kibirli bir şekilde aşkı, kendi sahip olmadığın bir şeyi başkasında alma isteği diye tanımlamaya giriştim. Ama katenka bana ancak ayrılığa katlanabilen bir aşkın gerçek aşk olduğunu söylüyordu."
Sayfa 141
James Dean
Cennetin Doğusu, Asi Gençlik ve Devlerin Aşkı'nda oynadığı üç rol, James Dean'i bir cool'luk simgesi haline getirme­ye yeterli olurken, bir araba kazası sonucunda gerçekleşen zaman­sız ölümü sanatçıya ilk cool aziz olma statüsünü kazandırdı. Binler­ce genç için Dean'in asiliğinin bir amacı vardı ve bu amaç; yeni 'toplum yığınının' empoze etmeye çalıştığı aile, okul, kentli say­gınlığı ve iş disiplini gibi kavramların boğuculuğundan kurtulmak­tı.Artık an­ti-kahramanlar çağı başlamıştı ve yavaş yavaş beyazlar da nasıl co­ol olunacağını öğreniyordu.
Mustafa Kemal'in gençlik aşkı
İstanbul, Mustafa Kemal'in gençlik aşkıydı; üniformasıyla cakalı bir şekilde sokaklarım arşınladığı, meyhanelerinde kadeh tokuşturduğu, mesirelerinde pikniğe gittiği, Harbiye' sinde arkadaşlarıyla gizli planlar yaptığı, sularında düşman gemilerini gördüğünde kederli bir kıskançlığa kapıldığı ilk göz ağrısıydı.
Reklam
Kafkasya'daki savaşın niteliği değişiyordu. Mu­hafız Alayı'ndan çok sayıda parlak genç asker, düzenli Güney Ordusu'na ve dertlerinden kurtulmak ya da vakit geçirmek için onlarla birlikte savaşan sürgünlere ve paralı askerlere katıldı. Yeni gelen askerler, savaşın gidişatını derinden etkileyecekti. Or­dunun tam teçhizatlı olmasına
Gün gelir, hatırlamak bile bir acı olur. Gençlik aşkı, sevinci, daha dünkü ümidi... Yumruklasan göğsünü bir boş yankı duyulur.
Sayfa 139Kitabı okudu
Gün gelir, hatırlamak bile bir acı olur. Gençlik aşkı, sevinci, daha dünkü ümidi ... Yumruklasan göğsünü bir boş yankı duyulur.
Sabah radyoyu açtığımda çalan şarkı ağzıma takıldı: Aşkınla yana yana kül oba da ocağım, bu gönül sayfasını artık kapatacağım. Geçse de gençlik çağım. GEÇTİ. Boş kalsa da kucağım. KALDI. Suzan’ı tanımamış olsaydım, Cihan’a duyduğum şeyin aşk olduğuna inanabilirdim. Oysa aşkı andıran bir heyecandan ibaretmiş. Böyle duygular var, insan yanılıp aşk sanıyor. Hani çok sevilen bir erkek arkadaş olur hayatta; arada aşkı andıran bir şeyler de vardır, sonra ayrı düşülür, insan hatırlayıp özler; öyle bir duygu sardı içimi sabah sabah; birden Cihan’ı özledim. Aradım. ‘Özledim seni’ dedim.
Reklam
Bizi ölümün sesiyle çağıran, ölü yüzlerini göstererek sınayan, durmaksızın sınayan yaşam! İçimdeki bu güç, derinlerdeki, uzaktaki, bu belirsizce kımıldayan, gizemle kabaran, ama belirsizliği, sessiz derinliği, inatçı uzaklığına rağmen bir ilkdördünün hatlarını çizercesine kıvrılan o büyüleyici, korkunç kavisinin görünmez dalgalarıyla beni titreten, yerinde duramaz yapan, kıpırtısızken bile beni yollara düşüren, uçuran, esriten, şeytani bu güç -saldıran, diş geçiren, kahkahalarla gülen, kayıtsızca oynayan-yaşam aşkı diyordum ona, kaynayan saf yaşam, adını söylemekten, adlandırmaktan korkarak. Bu aşırılık korkutuyordu beni, bu sonsuz alma ve verme gücü, bu talepkârlık, sonuçta diyordum,
Genclik aşkı buyuk olcude yalnizlik ve sehvet duygularina dayanir. Evlilik icin zayif bir temel olmasinin sebebi de budur. Gercek anlamda evlilik, buyuk olcude sevgi, sefkat ve saygiya dayanmalidir.
Sayfa 113Kitabı okudu
Ruh Kuvveti
"Ruh kuvvetinin ana kaynağını arayanlar, onu, eşyaya ve hadiselere bütün varlığı ile bağlanmadan başka bir şey olmayan aşkta buldular. Aşkı olmayan ruhların kuvveti yoktur... Yeryüzünde sadece bir sınıf insan bedbahttır: Aşkı tanımayanlar... Ümit aşkın ayrılmaz bölümüdür. Ümitsiz aşk olmaz... Ruh kuvvetinin başka bir kaynağı da imandır. İman çoğu Bir'de görmek, Bir'de tanımak ve ona teslim olmaktır. İman aşkın zirvesi sayılır. Gerçeğe teslim oluş, ebed ve sonsuz olana teslim oluş, muvaffak olduğu anda teslim olduğu varlıklar gibi gerçek ve ebedi ve sonsuz hayat kazanmaktır. İman aleme uzanmış bir cesarettir. Korku ile bağdaşmaz. Korkuları, vehimleri, kuruntuları olanın imanı olmaz. İman, kupkuru lafızlarla taklit edilen hareketlere bağlı bir korku ve itaat prensibi olmak şöyle dursun; insanları, hadiseleri ve dünyaları idare edici dinamik ve sonsuz ruh kuvvetidir. Dostlarım aşk ile başladığımız işe ümitlerle kanat ve iman ile hayat verelim. Bilelim ki bu dünyada biten iş yoktur, başlayan iş vardır. Pençeler ve yumruklar hep iman ile ümidin yokluğundadır. Gayzlar ve kinler, aşkın gönüllerimizde arık ve çorak topraklarda bitmeyen otlar gibi harap oluşundandır. Aşkın feyi ve hayat vereceği gönül diyarı çiçekleninceye kadar gönül yapımıza emek verelim. Gönül bahçelerini çiçeklemeyen gençlik aşk ile Ümit ve imanın ülkesinden koğulmuşçasına çılgınlaşır. Saldırır, devirir, varlığının vehbi içinde yokluğa dalar, yok olur..."
Gençlik yıllarınızda, sevdiğiniz kadının gönlünü kazanmayı düşlersiniz; yaşınız ilerleyince, bir kadının gönlünü kazandığınızı sezmeniz, sizi ona aşık etmeye yetebilir.
423 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.