Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“Küçüklüğümüzden beri babalarımızın annelerimizi dövdüğünü görmüştük. Bize bir yabancının elini bile sürmemesi gerektiğini, ama anne babanın, nişanlının ve kocanın canı istediği zaman, sevdiği için, eğitmek için, yeniden eğitmek için dövebildiğini öğrenmiştik.”
Sayfa 67 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Evimiz neresi?
Hiç kimse bir yabancıyla öylesine karşılaşmazdı. Karşılaştığımız her yabancının hayatımızda bir parmak izi kalırdı ve neyle silersek silelim o iz hayatımızdan hiçbir zaman çıkmazdı. Sanırım hepimizin hayat hikâyesi evimizi arayışımızı anlatıyordu. Öyle değil mi? İşte burası benim evim dediğimiz her an yeni bir macera başlıyordu... Dediğim gibi, hayat beşik sandığımız bir depremdi. Sallanıyor, uyutuyor ve uykuya daldığımız ilk anda etrafımızdaki her şeyi yıkıyordu. Üstümüze doğru değil, içimize doğru...
Sayfa 104Kitabı okudu
Reklam
480 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Jameson'a rağmen....
Bir gecelik kaçamak yaptığı yabancının bir yıl sonra yeni işindeki patronu ve şirketi Ceo'su olduğu ortaya çıkan Emily'nin hikayesi. Toksik bir adam, kavgadan kaçınmayan bir kadın, bol kavgalı, bol sevişmeli, argosu bol bir kitap okumaktan çekinmiyorsanız gayet güzel. Tam bir ofis romantizmi diyemem. Işin içine biraz da gizemin girdiği çıtır çerez bir kitap. Ben Emily karakterini sevdim. Her ne kadar yelkenleri kolay suya indirse de düşünce bazında ve istekleri konusunda kararlı bir karakter. Fakat Jameson, gerçek anlamda sinir bozucu. Elle tutulur bir yanı yok. Üstelik egoist. Gerçek hayatta olsa tahammül etmeyi geç koşarak uzaklaşılacak bir karakter. Zaten Claudia olayı büyük bir eksi yazdı hanesine. Güçlü bir karakter olarak lanse edilen CEO, aslında sorunların karşısına korkak davranması ve Emily'ye yaptıkları ile eksilerini arttırıyor. Neticede kitap bu gerçek hayatta böylelerinden uzak durmak gerektiğini herkes biliyordur umarım. Tristan'ı sevdim. Molly ve Aaron'u da sevdim. Kitapta eksik hissettiren yerler de var. Naif zihniyetli okuyucuya göre değil. Bazı aşklar şiddetlidir ki, bu kitapta ki karakterlerde şiddetli aşk mağdurları.
Uçaktaki Yabancı
Uçaktaki Yabancı
T.L. Swan
T.L. Swan
Uçaktaki Yabancı
Uçaktaki YabancıT.L. Swan · Martı Yayınları · 2023473 okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
·
33 saatte okudu
"Sonuncu Kurban", usta yazar Agatha Christie'nin kaleminden çıkan, merak uyandıran bir polisiye romanı. Hikayemiz, bir grup yabancının Devon'daki ıssız bir malikanede bir araya gelmesiyle başlıyor. Her biri karanlık sırlarla dolu bu karakterler arasında gerilim tırmanırken, bir cinayet oyunu da gerçeğe dönüşüyor. Emekli dedektif Hercule Poirot, bu gizemli olayı çözmek için devreye giriyor. Her ipucu, her şüpheli, Poirot'yu katilin kimliğine bir adım daha yaklaştırıyor. Gerilim ve merak duygusu, son sayfaya kadar okuru koltuğunun kenarında tutuyor. Agatha Christie, karakterlerin karmaşıklığı ve psikolojik derinliği ile okuru adeta olay mahalline çekiyor. Her ayrıntı özenle işlenmiş, her karakterin bir hikayesi var. Okuyucu, Poirot ile birlikte ipuçlarını takip ediyor, katilin kim olduğunu tahmin etmeye çalışıyor. "Sonuncu Kurban", Agatha Christie hayranlarının kaçırmaması gereken bir roman. Gizemli bir atmosfer, sürükleyici bir hikaye ve usta bir anlatım arayanlar için ideal bir seçim.
Sonuncu Kurban
Sonuncu KurbanAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20191,021 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
Adam öldürmekle suçlanıp da annesinin ölümüne ağlamadığı için idam cezasına çarptırılan bir yabancının hikayesi. Yabancı olmasının nedeni başka bir yerden gelmiş olması değil. O, toplumdan farklı bir insan. Onlardan farklı düşünür ve hisseder. Onun için hiçbir şeyin pek fazla bir önemi yoktur. Evlenmek veya arkadaş olmak önemi olmayan bir şeydir. Ölümün de bir önemi yoktur. Önünde sonunda öleceği için zamanın, yerin veya nasıl olduğunun da önemi yoktur. Fiziksel hisleri, duygularının önündedir. Tek üzüldüğü an mahkeme salonunda kendisine nedensizce hınç duyulduğu zamandır. Oysa oradakiler yakınlarıdır. Kendisinin neden böylesine yabancılaştırıldığına anlam verememektedir. Albert Camus'nün okuduğum ilk eseri ve etkilendim. Diğer eserleri hakkında okuma isteği uyandırdı. Tavsiye ederim, keyifli okumalar.
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2019111,2bin okunma
184 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Jose Mauro de Vasconcelos'un kalbimin derinliklerine dokunmayı başarmış olan birer Şeker Portakalı hikayesi, bizlere 5 yaşındaki Zezé'nin gözlerinden hayatı gösteren bir kitap. Hepimizde biliriz, bazı kitapları sadece okumayız. Okurken onlar ruhumuzu , kalbimizi ele geçirirler. Bazen son sayfasını kapatır, rafına yerleştirir sonra
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022229,4bin okunma
Reklam
Yol böyleydi işte, bize hikayeler getirir bizden hikayeler götürürdü... Hiç kimse bir yabancıyla öylesine karşılaşmazdı. Karşılaştığımız her yabancının hayatımızda bir parmak izi kalırdı ve neyle silersek silelim o iz hayatımızdan hiçbir zaman çıkmazdı. Sanırım hepimizin hayat hikayesi evimizi arayışımızı anlatıyordu. Öyle değil mi? İşte burası benim evim dediğimiz her an yeni bir macera başlıyordu... Dediğim gibi, hayat beşik sandığımız bir depremdi. Sallanıyor, uyutuyor ve uykuya daldığımız ilk anda etrafımızdaki her şeyi yıkıyordu. Üstümüze doğru değil, içimize doğru...
Sayfa 104Kitabı okudu
"Her resim bir hikâye anlatır," dedim. "Okuduğumuz kitabı güzelleştirmek için nakkaş, hikâyenin en güzel meclisini resmeder. Âşıkların birbirini ilk defa görüşü; kahraman Rüstem'in şeytani canavarın kafasını kesişi; öldürdüğü yabancının kendi oğlu olduğunu anlayan Rüstem'in kederi; aşkından aklını kaçıran Mecnun (...) Eğer hikâyede aklımızın ve hayal gücümüzün canlandırmakta zorlandığı bir şey varsa, resim hemenimdada yetişir. Resim hikâyenin renklerle çiçeklenişidir. Kimse hikâyesi olmayan bir resim düşünemez."
Alt üst olmuştum. Dağılmıştım. Yolun ortasında görüp yanına yaklaştığım bir yabancının hikayesine bir gram bile dahil olmak mahvetmişti beni. Bu yolculuk bize iki yabancı getirmişti. Birini arabamıza alıp yola devam etmiştik, birinden ise geleceğe dair bir not almış onu orada bırakıp yine yolumuza devam etmiştik. Soğuk şehirlerde soğuk hikayeler saklıydı, bilirim... Ama bu kadar soğuk bir hikayeyle hayatım boyunca karşılaşmamıştım. Söylediği her cümle aklıma kazınmıştı. Evim neresi bilmiyorum demişti bana... O an fark etmiştim ki aslında kimse evinin neresi olduğunu bilmiyordu. Hepimizin evimize dair bildiği tek şey bir sokak bir bina bir ilçe bir şehir isminden ibaretti. Bizler buna adres diyorduk, oysa bu adrese gidiyor fakat evimizi bulamıyorduk. Ev adreslerimiz bizi evlerimize götürmeye yetmiyordu... Bizi evimize götürecek tek şey sevgiydi. Saf, katıksız, tartışmasız sevgi.. Derin bir nefes daha aldım. Kağıdı katlayabildiğim kadar katladım. Tişörtümün küçük cebinin içine sıkıştırdım ve düğmemi kapattım. Yol böyleydi işte, bize hikayeler getirir bizden hikayeler götürürdü...Hiç kimse bir yabancıyla öylesine karşılaşmazdı. Karşılaştığımız her yabancının hayatımızda bir parmak izi kalırdı ve neyle silersek silelim o iz hayatımızdan hiçbir zaman çıkmazdı. Sanırım hepimizin hayat hikayesi evimizi arayışımızı anlatıyordu. Öyle değil mi? işte burası benim evim dediğimiz her an yeni bir macera başlıyordu.Dediğim gibi, hayat beşik sandığımız bir depremdi. Sallanıyor, uyutuyor ve uykuya daldığımız ilk anda etrafmızdaki her şeyi yıkıyordu. Üstümüze doğru değil, içimize doğru..
Sayfa 104Kitabı okudu
347 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bağnazlık ve Faşizmin Gayrimeşru Çocuğu: ÖTEKİ (das Andere)
Hayatımın yarıya yakınını yaşadığım yurtdışında “yabancı olmak, yabancı ile yaşamak” nasıl bir olgu, bunu iliklerime kadar hissettim. Alanımdan dolayı benim için avantajı hem kendi toplumumu hem de Batı toplumlarını “dışarıdan” gözlemlemek oldu. “Yabancı “ olmanın nasıl bir duygu olduğunu anlamanız için, farklı ülkelere yaptığınız turistik
Yabancılar, Tanrılar ve Canavarlar
Yabancılar, Tanrılar ve CanavarlarRichard Kearney · Metis Yayıncılık · 201258 okunma
Reklam
112 syf.
10/10 puan verdi
Tükenmez Üzüntülerin Son Durağı 'Aşk'tır
Albert Camus’un ilk eseri olan
Tersi ve Yüzü
Tersi ve Yüzü
’nde, Ruhta Ölüm adlı bir deneme yer alır. Bu denemede yazarımız şunu söyler: “İnsan, geldiği yoldan geri dönerken, bakımsız bir mezarda, ‘tükenmez üzüntüler’ diye bir yazı bulur. Bereket versin, idealistler var da, her şeyi yoluna koyuyorlar.” Camus’un bu sözü, hayatımızın ‘tükenmez üzüntü’ kaynağından doğar.
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2019111,2bin okunma
İMPARATORLUGUN BIRAKTIKLARI
İngiliz İmparatorluğu'nun Hindistan'da geriye bıraktığı ne vardı? Bu soruya Alex von Tunzelmann, lndian Summer isimli kitabına tam da benim işaret ettiğim fikri zemini dile getirerek başlıyor: Başta, iki millet vardı. Biri büyük, kudretli ve muhteşem bir imparatorluğa sahipti. Harika bir idaresi, çok zarif bir kültürü vardı. Yeryüzünde
Bir hikayesi var her şeyin.Yolunu bulan suyun,eriyip donan mumun, basıp geçilen salyangozun, uçmaktan yorulan kuşun, karşıdan gelen yabancının, herşeyin bir hikayesi var,herkesin.Her bakışın, her sesin , her nefesin bir hikayesi var.Sana kötü hissettiren herkesin zamanında kötü hissettirilmişliği var.
178 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.