Bundan 87 yıl önce bugünlerde, TBMM’de kabul edilen bir kanunla ‘hain’ ilan edilen bazı kişiler yurtdışına sürülüyordu. Bundan 73 yıl önce yine bu günlerde ise TBMM’de bu kişileri affeden kanun kabul edilmişti. Neredeyse herkesin birbirini ‘Ergenekoncu’, ‘darbeci’, ‘Kürtçü’, ‘bölücü’, ‘terörist’, ‘şeriatçı’, ‘Fethullahçı’, ‘Batı şakşakçısı’,
160 syf.
·
Puan vermedi
YAZMAYA SUSAMAK
Nazan Bekiroğlu’nun "Nun Masalları" kitabının “Hattat ve Padişah” adlı birinci bölümü, “Hat ve Rasat, Kayıp Padişah, İri Kara Bir Leke ve Âyine-i Mücelllâda Nihanız” başlıklı dört ara bölümden oluşan bir hikâye. Sevgili okur arkadaşım 
Yağmur M.’nin teşvikiyle "Nun Masalları" kitabıyla bir
Hicaz Sevdalıları
- Kahraman Medineliler ... Medine Muhafızları. Evlatlarım!
Hatırlayacaksınız, son ere, son mermiye, son damla kana dek çarpışacağımıza dair söz vermiştik. Şimdi bu elimde gördüğünüz defterin ismi "Hicaz Sevdalıları" defteridir ... Medine'de, her şeye rağmen kalacaklar adlarını yazsınlar. Komutanınız olarak bu deftere birinci sırada adımı huzurunuzda yazıyorum ...
Paşa adını kırmızı kalem ile yazdı. Sonra devam etti:
- Bu deftere adını yazanlara bir hediyem olacak. Bu çok kıymetli ve manevi değeri ölçülemeyecek kadar büyük, üzerinde ay yıldızımızın olduğu Cihadiye yüzüklerinden vereceğim. Şunu iyi biliniz ki bu yüzükler sıradan yüzükler değildir. Bu yüzükler, Çanakkale'de esir olan İtilaf kuvvetleri askerlerinin süngülerinden yapılmıştır ... Türk askeri Çanakkale'de bir destan yazdı. .. Şimdi burada, biz de, destan yazma azminde olduğumuzu göstererek, şehitlerimizin ruhunu şad etmiş, gazilerimizin de gönlünü hoş tutmuş oluruz. Bu yüzükler bir işaret, bir hatırat, bir nişangah ve verdiğimiz sözün simgesi olacaktır ...
Az sonra subaylar ve erler sıraya girmiş adlarını "Hicaz Sevdalıları" defterine yazdırmak için yarışa başlamışlardı. Deftere isim yazdırmak
isteyenlerin hepsinde "görevlerini hakkıyla yaptılar" diye yazacak tarihe geçme düşüncesi vardı...
Kısa sürede defter bitince paşa ikinci bir "Hicaz Sevdalıları" defterini açtı...
***
- " (…) Bundan 25 yıl evveli…
25 yıl sonrayı düşünürken çatır çatır yandığımı söylesem inanır mısınız? İnanın!..
İnanın; kemmiyet hesabına vurarak 25 yıl sonra diye değil de, 25’in de içinde bulunduğu bir rakam sonrasının, ilk gençlikte yaşanan zaman idrakı ıstırabının buudu hâlinde o günde bir imaj olarak toplu olduğuna inanın!..
Lemi,
Sayfa 358 - 361 İBDA YayınlarıKitabı okudu
Okuyunuz ve okutturunuz!
Tanrım; bu güzel yüze vermişsin emek,
O sümbülü koklamak, saçın’ ellemek.
Sonra da ona bakma, dersen, anlamı:
Dolu kadehi ters tut, hiç dökme demek!
Ömer Hayyam bu sözleri tâ 900 yıl önce söylemiş. Yani diyor ki, dolu kadehi ters tutarsan (henüz Newton tarafından tanımlanmamış olsa da yer çekimi diye bir şey vardır) doğanın yasası işler;
Mahremiyet
benden bir öykü ...
MAHREMİYET
"Bunca sıkıntımız yokmuş gibi bir de terör örgütü üyesi bir avukatla uğraşıyoruz amına koyim!'' diye söylendi. Şimdi Baroların tepkisiydi, medyanın olaya gereksiz ilgisiydi, AİHM kararlarının bir kere daha gündeme gelmesiydi, töbe bunların hiçbirini çekebilecek kıvamda değildi. Tüm bu zırvalıkları
