Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bakara
‌ ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَۚۛ ف۪يهِۚۛ هُدًى لِلْمُتَّق۪ينَۙ Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir. Bakara 2 ‌ اَلَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۙ Onlar gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak
ÖMÜR HANIMLA GÜZ KONUŞMALARI ...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn- cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan.
Reklam
_UYUYORSUN! Rüyadasın. Gece gündüz demeden rüya görüyorsun. Bazen açık bazen de kapalı gözlerle. Hakikat değilsin. Rüya gören bir zihin, hakikati göremez ve hakikati de bir hayale dönüştürür. Gerçekle yüzleşirsen gerçek, hakikate dönüşür; kaçarsan yalanlar içerisinde yaşarsın. Uyan! Uyanık ol. Uyanık olmak hedeftir. Sessizlik içinde düşünerek
Kişiye kendinden başka oyuncak gerekmediğini, başka aldatıcı başka yanıltıcıya asla ihtiyaç olmadığını şaşarak bir kuru idrak ve ayılma anında gördü. Söz inşacıları, cümle kurucuları önünde sadece malzeme depoları halini aldı. Sözü söyleyen ve sözün sahibi kimse, hakikatin de içine kabul ettiği her kimse ve her ne ve kim ise onun onların o olduğunu anladı. Sarhoşluk ıslaktı idrak ise kuru. Islaklık bitince idrak kuruluktan yeşermeye, nemlenmeye başladı. Zevk ve heyecanı sarhoşlukta bulurken kurunun sıcağı içini sarmaya başladı. Zevk yön değiştiriyor belki yön buluyordu, belki yerini buluyordu. Üniversite bitmişti. İçinde onlarca zıplayan, sıçrayan, hoplayan, yüz bulan, yüz arayan benlik birkaç taneye inmiş, Adil uzun suskunlukların hayatı hayretin gerisinde ve bir şiirin içinde arayan yanının kenarına çıkmıştı.
Sayfa 427Kitabı okudu
Yanlız Allah'ın dilediği olur !
Resulullah (sav) şöyle buyurdu ; Evlat ! Sana birkaç söz öğreteceğim : Allah'ın emirlerini gözet ki , Oda seni gözetsin ! Allah'ın buyruklarına uy ki , O'nu hep yanında bulasın ! Birşey isteyeceksen Allah'tan iste ! Yardım isteyeceksen Allah'tan iste ! Bil ki , tüm ümmet bir konuda sana fayda vermek için bir araya gelse , ancak Allah'ın sana takdir ettiği kadar bir fayda verebilir. Sana bir konuda zarar vermek için de hepsi bir araya gelse , bilki ancak Allah'ın sana takdir ettiği kadar zarar verebilir . Bil ki , kalemler kaldırılmış ve sahifeler de kurulmuştur .
Sayfa 543Kitabı okudu
Savaş ve Barış hakkında birkaç söz
Nihayet altıncı ve benim için en önemli konu,sözümona büyük insanların tarihi olaylarda,bence küçük bir öneme sahip olmalarıdır. (...)Milyonlarca insanın birbirini katlettiği ve yarım milyondan fazla insanın öldüğü böylr bir olayın nedeni tek bir insanın iradesine bağlanamaz: Tek bir insan dağı yıkamayacağı gibi tek bir insan 500 bin kişiyi ölmeye zorlayamaz
Sayfa 9 - İş bankasıKitabı okudu
Reklam
Şamil'in oğlu Cemaleddin esir alınıp St. Petersburg'a getirileli on üç yıl olmuştu. Bu on üç yıl içerisinde Şamil, Zümrüdüan­ka gibi Ahulgo'nun küllerinden yeniden doğmuş ve Kafkasya'ya hakim olmuştu. Rus askerleri, akın akın bu dev gibi adama sal­dırmış ancak geri çekilmek zorunda kalmıştı. Bu on üç yılda, esir olarak St.
Nuhu birkaç dakikanın içinde süsünü idareli ve zarif kullanmayı, onu özlendiği ve beklendiği anlar çıkarmayı öğrendi. Bu da o günün ikinci hediyesiydi. Beş yüzlük zikir tespihinin binlik olmayışına hayıflanmaya başladı. Kendini o seyredilen genç abid resmine benzetmeye çalışıyor, duydukları ile de hemen ilave edip belli etmeden eksikleri varmış da daha sırası gelmemiş gibi yaparak kazancını eksiltmemeye çalışıyordu. "Göz kapalı olacak," diyordu ilk konuşan adam, "Göz açılınca her şey ve her yer açılır, görmeyi de kabul görmeyi de reddedeceksin ki gözün açılsın, yoksa..." diye kısık kesik söylüyor, onun kaldığı yerden öbürü söz daha düşmeden hemen usta bir kurra hafızı gibi tutup, "Kaybetmeyi göze alan yok ki kazanç olsun, sema her gün indirdiği hediyeleri geri yukarı çıkarıyor verecek adam bulamadan," diye kaldırıyordu. Nuhu açmayı aklından dahi geçirmediği gözleriyle tespihi kim bilir kaçıncı kez dönüyordu ki bir müddet gerçekten daldığını ve adamların artık gittiğini fark etmedi. Bir kısacık vakit daha devam ettiyse de gözüne gelen ışık, arkadan işittiği sesler kesilince artık mecal de edemez olduğunu hissedip tespihi elinden bırakıp gözlerini açtı. Uzun süre kapalı kalmış gözler gönülsüz, ağrılı ve şaşkın tekrar kavuştuğu aşinalığı bir şey etmez bulmuş gibi geri kapanmaya müheyya inip duruyordu.
Varlık Vergisi
A. E. Yalman anılarında Amerikalı bir entellektüel ile aralarında geçen bir konuşmayı anlatmaktadır. Bu kişi kendisine, Atatürk Türkiyesi ilkeleri olan istikrarlı ve kalkınmayı hedeflemiş bir ülke iken, neden şimdi Nazilerin kullandıkları yöntemleri taklit etmek istiyorsunuz şeklinde bir soru yöneltmiş ve birkaç yüz zengine ödetilen aşırı verginin mazur görülebileceğini, ancak ayda 25-30 lira kazanan binlerce yoksul vatandaşın 500, 1.000, 2.000 lira vergi vermeye zorlanması için aynı şeyin söz konusu olmadığını söylemiştir.
Sayfa 136Kitabı okudu
Ömür Hanımla Güz Konuşmaları
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı...
Reklam
Evliliğe Dair _2
"Evlilikle ilgili şunu ögrendim. Sınavdan geciyorsun. Kendinin ve esinin kim olduğu ortaya çıkıyor ve uyum sağlanıp saglanamayacagı." Bir evliligin yürüyüp yürümeyecegini bilmenin yolu var mı? Mori gülümsedi. "Hiç de o kadar basit degil, Mitch." Biliyorum. "Yine de sevgi ve evlilikle ilgili doğru olduğunu bildiğim birkaç şey var. Esine saygı duymuyorsan çok sorun Çıkacaktır. Uzlaşmayı bilmiyorsan, çok sorun yaşarsın. Aranızda olup biteni apaçık konusamazsanız çok sorununuz olacaktır. Ve eğer hayatta ortak bir değerler kümeniz yoksa birçok sorun yaşanacaktır. Değerleriniz benzer olmalı. "Ve önemli bir deger de, Mitch..." Evet! "Evliliğinin önemine inanmaktir." "Ben evliliğin yapılacak çok önemli bir sey olduğunu ve insanin bunu denemezse cok şeyden yoksun kalacağını düsünüyorum." Konuyu kutsal bir söz gibi inandığı bir şiire atıfta bulunarak bitirdi: "Birbirinizi sevmezseniz yok olursunuz."
Sayfa 151
Üçüncü haftanın sonunda, öğle saati zengin baba çalıştığımız yere çıkageldi. Mağazaya girince Bayan Martinde kucaklaştı. İşlerin nasıl gittiği hakkında bilgi aldıktan sonra dondurma dolabına yönelip içinden iki çubuk dondurma çıkardı, parasını ödedi, Mike’la bana işaret etti. Hadi gelin çocuklar, şöyle bir dolaşalım. Elindeki dondurma çubuklarını
İnsanlara güzel söz söyleyin…” (2/Bakara, 83) Bu emir, hem Musa aleyhisselâm‘ın ümmetine hem de biz Muhammed aleyhisselâm‘ın ümmetinedir. Her iki ümmetin de insanlara güzel söz söylemesi ferman buyrulmuştur. Şimdi, tefekkür bağlamında bu âyet hakkında birkaç hususun altını çizelim: ❶ Ayette Rabbimiz “mü'minlere güzel söz söyleyin” dememiş de, “insanlara güzel söz söyleyin” buyurmuş. Yani güzel sözün söylenmesinde mü'min-müşrik ayırımı yapılmaması gerektiğine dikkat çekmiş. Bu ne demek? Demek ki mü'miniyle kâfiriyle, iyisiyle kötüsüyle her insana, insan olmasından ötürü güzel söz söylemeli ve bu güzel sözlerimizi güzel bir üslupla ifade etmeliyiz. Bu konu da inançtan kaynaklanan herhangi bir ayırım yapmamalıyız. Firavun‘a bile güzel söz ve güzel üslupla nasihat edilmesini isteyen bir din, küfürde Firavun‘dan daha düşük seviyede olan insanlara hiç kaba söz söylenmesine rıza gösterir mi?
Sayfa 74 - E-KitapKitabı okudu
İngiliz hükümeti (birçok örnekte görüldüğü üzere Kumpanya'nın parlamentodaki hissedarlarının önayak olmasıyla) gerekli kanuni düzenlemeleri yaparak, İngiliz Bankası'ndan kredi çıkartarak ve hem yerlilerin direnişini kırmak hem de Fransa ve Hollanda gibi uluslararası rekabetçilerin önünü kesmek için destekleyici bir dış politika
ÜNAL YALTIRIK Diyarbakır'da İlkokul 8 yaşında herhalde Diyarbakır'a geliyorsunuz, 1940-41 arası... Kabaca 8-12 yaş arasında Diyarbakır'dasınız diyebilir miyiz? Evet. İlkokula orada başladığım için o hesaba geliyor. 8 yaşında ilkokula Diyarbakır'da başladım. Diyarbakır'daki evinizi hatırlıyor musunuz? Nasıl bir evdi?
620 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.