Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Black Mirror; Season 2, Part 1.
En ağır, en sarsıcı ve duygusal bölümlerden biri olan dizinin ikinci sezon birinci bölümü "Be Right Back", teknolojideki her türlü gelişmeye rağmen insanı ön plana çıkarması, insan olmanın gerekliklerini ve önemini ortaya koymasıyla diğer bölümlerden ayrışıyor. Ağır bir kaybın acısıyla baş edemeyen bir kadının yapay zekaya sığınması fakat özlediği ve yokluğuna dayanamadığı adama burada da ulaşamaması anlatılıyor bölümde. Bir yandan bize bir insanı neyin insan yaptığını ve bizler için hangi özellikleriyle vazgeçilmez hale geldiğini sorgulatırken, bir yandan da en uç noktalarına gelmiş teknolojinin aslında bir insanın yerine geçmekte ne kadar yetersiz kaldığını gösteriyor.
Sayfa 33 - Sıla Kasaroğlu - Be Right Back: "Yine De İnsan"Kitabı okudu
1. Anıları Kaydetmek
Black Mirror'un en iyi bölümlerinden biri olan "The Entire History of You", hayatların her anını kaydederek her an tekrar 'oynatabilen' bir toplumda geçiyor. Her ne kadar günümüz kayıt teknolojilerinin o seviyede olmadığı aşikar olsa da, anılarımızı otomatik kaydedebilen giyilebilir aygıtlar bulunuyor. Mesela, 10 saniyelik video parçaları kaydeden Snap Spectacles ve Samsung'un 2016’da patentini aldığı, her göz kırptığında fotoğraf çeken kontakt lensler.
Sayfa 9 - Derleyen: Erdal KaplanserenKitabı okudu
Reklam
Ben diyorum dünyada black mirror’u yaşıyoruz diye :D
En gelişmiş bilim ülkesi diye imrendiğimiz Amerikan halkının ezici ekseriyetinin içinde yüzdüğü cehalet her gün Amerikan gazetelerine bile konu olmaktadır. Koskoca Amerikan Cumhurbaşkanı hiç çekinmeden tanrının kendisine"görev verdiğini" televizyonlardan ilan etmekte hiçbir beis görmemektedir.
Sayfa 402 - İş bankasıKitabı okudu
Black Mirror
"...ekranların ve görüntülerin çoğalmasıyla coşkusunu yitirmiş bir yanılsamaya kendimizi kaptırmış bulunmaktayız."
Black Mirror
Kendi ürünlerinin tutsağı olmuş, kişiliklerini yitirmişlerdi.
Modern toplumun ve bu toplum içindeki bireyin sorunlarını, yeni teknolojilerin getirdiklerini ve mevcut dünya düzenindeki siya set, medya, sanat ilişkilerini yer yer hiciv yer yer de bilim kurgu ögelerine başvurarak yorumlayan dizinin göndermeleri; kapitalizmin içinde küçük soluklar ile nefes almaya çalışan bizlere âdeta kara bir ayna tutuyor. Dizinin yapımcısı Charlie Brooker dizi hakkında "Her bölüm farklı oyuncu kadrosu, farklı mekân ve hatta farklı gerçeklik algısına sahip; fakat hepsi hem günümüzdeki yaşam tarzımız hem de hoyrat isek 10 dakika içerisinde yaşayabilecwğimiz şeyler hakkında." demiştir. Yani aslında dizide olsa Black Mirror bir diziden çok teknolojinin insanın hayatına kattıkları ve alıp götürdükleri ile ilgili kısa kısa çekilmiş filmlerdir.
Reklam
Will I ever wake up and look in the mirror and feel good about the person staring back at me?
Peki, güzel şeyler de olmuyor mu semtimizde? Tabii ki de semtimizde güzel şeyler de oluyor. Ne sattığı belirsiz küçük bir dükkân var mesela, yemek masası kadar bir yer, içerisi de karanlık. Tam bir muamma. Dükkân sahibi artık para kazanmak için bir şeyler yapması gerektiğine karar vermiş ve dükkânın dışına “kıyma çekilir” yazan bir tabela koymuş. İyi niyetli bir düşünce. Ama tabela yaptırmaya parası yetmediği için beyaz kartona kırmızı markörle "kıyma çekilir" yazmış, sonra o karton hafiften yağmur yemiş,sonra kırmızı markör akmış. Son aşamada tabela, hayvanlardan akan kanla yazılmış gibi duruyor, uzaktan bakınca da İskandinavya kökenli black metal gruplarının logolarına benziyor. Fotoğrafını çekip altına da “İstanbul çıkışlı black metal grubu Kıyma Çekilir'in kendi adını taşıyan ilk albümleri piyasaya çıktı" yazmak çok istiyordum ama esnaf arkadaş karısı ve çocuğuyla dükkânın önünde duruyordu.
nanoteknoloji sayesinde şöyle bir şey olabilir: black mirror S1 Ep3
Sinir ağı modellemecileri, zihinsel hesaplamaların bir örüntüyü kaydedip depolamak ya da yeniden harekete geçirmek gibi yapıtaşlarının, sinir devrelerine nasıl yerleştirilebileceğini göstermeye başladılar.
Black Mirror S1-B3 ''Senin Tüm Geçmişin'' adlı bölüm :)
Bir cenazeye ya da başka acı veren bir olaya tanık olursam, bir gece ansızın o sahnenin görüntüsü tüm canlılığıyla gözlerimin önünden gitmiyordu. Bazen ne kadar uğraşsam da boşlukta sabit kalıyordu, adeta elimi o görüntünün içinden geçirebiliyordum. Eğer bu açıklamam doğruysa, insanın zihninde canlandırdığı herhangi bir görüntü bir ekrana yansıtılıp gösterilebilir.
Sayfa 12 - Zeplin KitapKitabı okudu
Reklam
Black Mirror 6-3'den sonra daha manalı oldu
"Bir kadın, kadınlığını yaşayamıyorsa erkeğin kendisini sorgulamasının zamanı gelmiş demektir,"
Sayfa 129
Black Mirror /Bannersnack
Nitekim eğer benim yerime koşulların karar verdiğini kabul etseydik, her türlü özgürlüğü ortadan kaldırmış olurduk.
Sayfa 535
Black Mirror (Beyaz Noel) değil mi bu?
Düşünme, öyle denebilirse, zihnin özgül bir organik süreci midir, sanki zihinde çiğneme ve hazmetme gibi? Onun yerine aynı sonucu veren inorganik bir süreç koyabilir miyiz, düşünme için bir protez kullanabilir miyiz? Düşüncenin protez organını nasıl hayal etmemiz gerekir?
Sayfa 160 - Fol KitapKitabı okudu
Black mirror dizisindeki çöpçatanlık uygulaması gibi değil mi bu?
Google cevaplayacaktır: "Doğduğun günden beri seni tanıyorum. Tüm elektronik postalarını okudum, telefon konuşmalarını kaydettim, en sevdiğin filmleri, DNA'nı, tüm geçmişini biliyorum. Gittiğin tüm randevularla ilgili tüm verilere sahibim, istersen John ya da Paul'la her buluştuğunda nabzının, tansiyonunun ve şeker seviyenin düzeyini saniye saniye gösteren grafikleri gönderebilirim. Gerekirse cinsel birlikteliklerinin matematiksel değerlendirmesini yapabilirim. Doğal olarak onları da seni bildiğim kadar iyi tanıyorum. Tüm bu bilgiye, üstün algoritmalarıma ve milyonlarca ilişkinin onlarca yıllık verilerine dayanarak, yüzde 87 ihtimalle John'la mutlu olacağını söyleyebilir, bu yüzden onunla beraber olmanı tavsiye edebilirim."
Sayfa 351Kitabı okudu
By ten in the morning half a dozen native women and their children were sitting under the trees. If she disliked native men, she loathed the women. She hated the exposed fleshiness of them, their soft brown bodies and soft bashful faces that were also insolent and inquisitive, and their chattering voices that held a brazen fleshy undertone. She could not bear to see them sitting there on the grass, their legs tucked under them in that traditional timeless pose, as peaceful and uncaring as if it did not matter whether the store was opened, or whether it remained shut all day and they would have to return tomorrow. Above all, she hated the way they suckled their babies, with their breasts hanging down for everyone to see; there was something in their calm satisfied maternity that made her blood boil. ‘Their babies hanging on to them like leeches,’ she said to herself shuddering, for she thought with horror of suckling a child. The idea of a child’s lips on her breasts made her feel quite sick; at the thought of it she would involuntarily clasp her hands over her breasts, as if protecting them from a violation. And since so many white women act like her, turning with relief to the bottle, she was in good company, and did not think of herself, but rather of these black women, as strange; they were alien and primitive creatures with ugly desires she could not bear to think about
152 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.