Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
240 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Başarı mı istiyorsunuz...Bu kitabı en az iki kere okuyun (Yazarda öyle diyor) Başarırsınız... Kişisel gelişim kitaplarını pek sevmem..Ama bu kişisel gelişim kitaplarını birleştirmiş bir kitap bence...Bir bunu bir de A.Şerif İzgören in iki kitabını okuyun alın size modern yaşamın anahtarı...Bu kitabı bir iş adamı kendi ilçesindeki bütün liselere dağıttırıyor ve o sene üniversite sınavında o ilçe büyük bir başarı elde ediyor diye okumuştum..Tabi sadece okumak değil uygulamak ta önemli.Kısacası keşke ben lisedeyken okuyabilseydim bu kitabı...O kadar yani...
Her Şey Seninle Başlar
Her Şey Seninle BaşlarMümin Sekman · Alfa Yayıncılık · 202114,4bin okunma
432 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu kesinlikle bir aşk romanı değil öncelikle! Ephesus yayınlarını toplama saplantım neticesiyle aldığım pek bir fikrimin olmadığı bir romandı.Okumaya başladığım süreçte zamansal sıkıntılarım yüzünden normal okuma performansımı sergileyemediğim bir romandı. Başlarda bu duruma üzülürken romanın sayfaları ilerledikçe ilk kez bu denli uzun sürece
Beklediğim Sendin
Beklediğim SendinAmor Towles · Ephesus Yayınları · 201345 okunma
Reklam
- Sizler biraz kısasınız. + Şey evet biz çocuğuz. - Bu bir bahane değil, asla sizin kadar kısa olmadım. + Bir zamanlar öyleydin. - Hayır değildim, neden mi ? Çünkü ben her zaman kafamın üstüne bir şapka koyardım. Şu minik kısa kollarınıza bakın, hiç bir yere uzanamazsınız..
İlişkide olduğunda her şey çok güzel başlıyor, tıpkı bir rüya gibi ama sonra içini bir korku kaplıyor: “Kaybetme Korkusu” - Ya benden sıkılırsa? - Ya beni aldatırsa? - Ya beni eskisi kadar sevmiyosa? Sonrasında birden rüya bitiveriyor. Sanki sevgiline bir büyü yapılmış gibi birden bire sana karşı ilgisizleşmeye başlıyor. Sana değer veren,
Politik anlamda kadınlar hakkında edilecek kelamları, binbir farklı tartışmanın içinde derinleştirmek mümkün fakat ben yalnızca bizden bahsetmek istiyorum. Ekseriyetle arkadaşlığımızdan. Kadınlık üzerine düşünmeye başlamam hangi yaşlara denk geldi, çok da emin değilim. Çalışan bir annenin kızı için tek dileğinin parasal anlamda özgür olduğu bir
kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde kaç kilo çekerdi yalnızlık kaç kere ezildim altında yaz yağmurlarının belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize
Reklam
Doğru bir şey mi bu şimdi? Senin sorumlu bir şekilde davranman gerekiyor. Ruhunu düşün. Her şeyin böyle olması mı gerekiyor? Sen bana laf atıyorsun, ben sana iki misli karşılık veriyorum. Sen bana bir vuruyorsun, ben sana iki vuruyorum. Hayır çocuğum! Peygamberler biz ahmaklara bambaşka bir şey öğretmişlerdir. Birinden kötü bir söz işitirsen sessiz kal, kendi vicdanı rahat bırakmasın o kişiyi. Kendi vicdanı o kişiyi paylayacaktır. Yumuşayacak ve seni dinleyecektir. Dinimiz bize kibirli olmamayı öğretti!.. Konuşsana! Dediğim gibi değil mi! Durup gülümsedi ve “Sakın ha İvan! yangını kimin çıkardığını söyleme! Sen bir insanın bir kabahatini örtersen Tanrı senin iki kabahatini birden affeder!” diye ekledi. Sonra yaşlı adam ellerini göğsünde kavuşturdu, bir iç geçirdi, kasıldı ve ruhunu teslim etti.
Onu iki yıl sonra ilk görüşüm bu. Karaköy'de, Nişantaşı dolmuş kuyruğunun sonlarındayım. O da hemen karşıdaki Şişli kuyruğunun önlerinde. Bilmiyorum, fark etti mi beni. Yine güzel. Saç biçimi ve rengi aynı. Biraz zayıflamış. Az sonra dolmuşuna bindi ve gitti. Öyle anlar vardır ki bir merhaba, Ufak bir selam her şeyi yeniden
Çiçekler milyonlarca yıldır dikenler yapıyorlar kendilerine. Koyunlarda milyonlarca yıldır bu çiçekleri yiyorlar. Sana göre, bu çiçeklerin hiçbir işe yaramayan bu dikenlere bürünmek için neden bunca zahmete girdiklerini anlamaya çalışmak ciddi bir iş değil! Koyunlarla çiçeklerin savaşını anlamak önemli değil, ha? Pancar suratlı şişko bir adamın toplamalarından daha ciddi ve daha önemli bir şey değil mi bu? Ben bir tek benim gezegenimde, eşi benzeri görülmemiş bir çiçek olduğunu ve böyle bir sabah vakti, ne yaptığını bilmez bir küçük koyunun, bir lokmada onu yok edebileceğini biliyorsam, bu hiç önemli değil, ha?
Hatırlat da haziran sonlarında çocukluğumu yakalım Sen beni öpersen belki de ben fransız olurum Şehre inerim bir sinema yağmura çalar Otomobil icad olunur, zarifoğlu ölür Dünyadaki tüm zenciler kırk yaşından büyüktür. -Senegalliler dahil değil Sen beni öpersen belki de bulvarlar iltihaplanır Çağdaş coğrafyalarda üretir cesetlerini siyaset bilimi O vakit bir sufiyi darplarla gebertebilirsin Hayat bir yanıyla güzeldir canım, sen de güzelsin. -Yoksa seni rahatsız mı ettim? Sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur Ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek Elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim Elbette gayet rasyoneldir attan atlamak. -Freud diye bir şey yoktur. -Haydi iç de çay koyayım.
Reklam
‎” 'Kağıt mendiller…' diyerek cebimden bi tomar çıkardım ve sevdiceğime gösterdim. İşte bize dayatılan hayat da tıpkı bunlara benziyor. Kullan, işini görsün ve at, unut onu, sonra yenisini alırsın. Bireyin topluma yabancılaşmasının ilk adımı olan tüketim toplumunu çok güzel özetliyor bu mendiller. Ben var ya, bu tüketim toplumu hadisesinin orta yerine sıçayım sevgilim. Dev şirketler insanları sürekli tüketime sevk ediyor. Ve bizim yapabileceğimiz hiçbir şey yok. İnsanlar yiye yiye dana gibi götlerle gezer oldu. Ha şişmanladın mı? Kolay, aynı firma sana light ürünler sunar. Markaları da insanlaştırdı pezevenkler. Daha doğrusu insanlaştırmadılar da bize öyle sundular. Korur, baştan çıkarır, yolda bırakmaz, güven verir, kıskandırır. Sanki ürün değil bizim mahalledeki Sebahattin abi, öyle mükemmel bir insan evladı sanki.”
....... Vagonlar geliyorlar sallanarak. "-Usta!.." Alaeddin döndü kömürcü İsmail'e "-Ne var İsmail?"
''Hayır...ben seni sadece sevmiyorum'' dedi. ''Sana aşığım. Bir fark var mı?'' Var dedi. "Birini sevdiğin zaman onun için en iyi olanı istersin...ama ona aşıksan onu kendin için istersin. Ve bu ikisi her zaman aynı şey değil."
Sayfa 331Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.