Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kurt, hiç bir zaman sürüsüne köpek almaz. Diyelim ki aldı. Koca bir kaya ardında elbet onu parçalar. Kurt, hiç bir zaman baş da eğmez. Diyelim ki eğmiş gibi göründü. En uygun zamanda, ona baş eğdirmek isteyeni parçalar. Kurt hiç bir zaman kuzuya âşık olmaz. Diyelim ki olmuş gibi davrandı. En kuytuda paramparça eder eder onu.
Sayfa 408Kitabı okudu
Sizden tek bir isteğim var; özgürlüğün, yuvanın ve istikrarın sembolü olan kuşlar gibi objektif bakmanızı ve Anka Kuşu gibi birbirinize kenetlenmenizi istiyorum. "Zümrüd- ü Anka Kuşu" gibi; iyiliğin, sevginin, dostluğun ve paylaşımın adı olmalısınız...
Reklam
"Ben ışık olmaya, gecelerin susuzluğunu çekmeye ve yalnız olmaya mecburum," diyen Friedrich Nietzsche gibi, ölene dek evlatları için ışık olacaktı. Onun ışığı yandığı sürece , evlatlarını sonsuza dek aydınlatacaktı...
Bir çağlayandan ötekine koşup duracak olursam hep aynı çağlayanı görmüş gibi olurum. Ama aynı çağlayanı kayadan kayaya tırmanarak seyredersem her adımda başka bir çağlayan çıkar karşıma.
Sayfa 153 - DoğubatıKitabı okudu
Dokuz şehir kurulsun, Kurtulacaktır müslümanlar. İnsanlık Kurtulacaktır, Diriliş fikri gitmelidir bu dokuz şehre akırmak gibi Cenneten çağlayan Işıklarla yıkanan Öte yer öte zaman kınalı Rüya oyalı Arı gönül aşılı Tanrım yeniden diriliş tohumlarını Saçmamız için fırsat ver Kötülük ilkesini zayıflat Direnişini kır yoğunluğunu seyrelt Doğrulukla doğur doğumumuzu Peygamberin zamanından bir... Zaman düşür üstümüze Hakikat içimizden göğersin Yeniden o gümüş sükunet gelsin İkindimizin saatine Suları dalga dalga arıtan gönüller ve havuza Can gelsin suya dallarını sarkıtan asmalara Yapraklardaki toz Doğudan gelen o silüetinin Atının ayaklarından çıkan toz Altın tozundan daha değerli Bir at ki karnından taşıyor bir başkaldırışı
Sayfa 55 - DirilişKitabı okudu
Reklam
Ruhum, sevenlerin şarkılarından biridir.
Ah, dört yanımı buz sarmış, buz gibi olan yakıyor elimi! Ah, sizin susuzluğunuza hasret kalmış, bir susuzluk esir almış beni, Gecedir: ah, benim ışık olma zorunluluğum! Ve karanlığa susuzluğum! Bir de yalnız oluşum! Gecedir: şimdi bir Pınar gibi akıyor içimden arzularım, ben hep konuşmayı arzularım. Gecedir: şimdi daha yüksek sesle konuşuyor tüm Çağlayan Çeşmeler. Ve benim ruhum da o çağlayan Çeşmelerden biridir. Gecedir: şimdi daha yeni uyanıyor sevenlerin şarkıları. Ve benim ruhum da sevenlerin şarkılarından biridir.
Siyah beyaz gökkuşağı renklenir bir gün ve garip hisler ahenklenir. Dağ dağa sarılır, ovasında atlar koşar dörtnala bu diyarın. Kuzular meleşir, çiçekler gülüşür bir gün. Yamaçlardan kar bekleyen çağlayan gibi bekliyorum.
Gâvs-ı Âzam (K.S.) Hazretlerinin Akîdesi
Hamd o Allah'a ki, nicelik ve niteliği O nitelemiş ve kendisi nicelik ve nitelikten pak ve münezzeh kalmıştır. Zaman ve mekânı O yaratıp meydana getirmiş ve kendisi zaman ve mekân kaydından pak kalıp, izzet ve şerefle saltanatını kurmuştur, (îlmiyle, kudretiyle, rahmet ve inâyetiyle) her şeyde mevcud olmuş ve fakat zarfiyetten münezzeh ve mukaddes
Hangi kanı akıtmışım?.. Yeryüzünde her an bir çağlayan gibi akmakta olan kanı mı?.. O kanı bir şampanya gibi akıtanlar, sonra da kalkıp Kapitoliye'de taç giyip kendilerini insanlığın kurtarıcısı olarak ilan ettiler!..
Sayfa 701 - Cem YayıneviKitabı okudu
Reklam
"İşte kadının bildiği bir başka şey de budur. Ben dikkat ettim buna. Erkek tek tek sıçramalarla yaşıyor. Bebek doğuyor, insan ölüyor, bu bir sıçrama. Bir çiftlik alıyor, bir çiftlik kaybediyor, bu da bir sıçrama. Kadın için ise her şey düzenli bir akış içinde. Dere gibi, çağlayan gibi. Sonu gelmiyor. Nehrin akışının da sonu gelmediği gibi. Hep devam ediyor. Kadın öyle bakar her şeye."
Sayfa 519 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
"Bugün özgürlüğün kapısını araladım, yarın bilinmeyenler kalesine yol alacağım. Beklentilerimi dikerken surlara; yarım kalan öyküme inat, bir deniz kabuğu gibi yeni kıyılarda umutla yol almaya devam edeceğim!"
Yeryüzünde bir çağlayan halinde dökülen ve her zaman dökülmüş olan kan! Onu bir şampanya gibi akıtanlar, sonradan Capitole'de taç giyip insanlığın kurtarıcısı ilan edilmediler mi!
Sayfa 399Kitabı okudu
Rüya zamanı açıklanıyor
Bana söylediklerine göre, “ rüya zamanı “ üç bölümden oluşur. Bu, zamandan önceki zamanda olmuştu; rüya zamanı yeryüzü oluştuktan sonra da vardı ama o zaman dünya hiçbir özellik kazanmamıştı. İlk insanlar heyecanlarını ve eylemlerini deneyimlerken, isterlerse öfkelerini dile getirme özgürlüğüne sahip olabildiklerini gördüler. Öfkelenecek ya da öfkelendirecek durumlar yaratmak için bahaneler arayabildiler. Kaygı, hırs, şehvet ve güç gibi duyguları geliştirmeye çalışmak, sadece boşa zaman harcamaktır. İşte bunun kanıtı olarak ilk insanlar yok oldular ve onların yerini bir kaya kütlesi, bir çağlayan, bir uçurum ya da her neyse benzeri bir şey aldı. Bu saydıklarım dünyada hâlâ yerlerini korumaktadırlar ve onlardan öğrenmeyi bilebilen bilge insanlar için birer tefekkür yerleridir. Gerçekliğe formunu veren bilinçsizliktir. Rüya zamanı’nın üçüncü bölümü şimdi’dir. Düşler hâlâ sürmektedirler; bilinçsizlik dünyayı yaratmayı sürdürmektedir.
Sayfa 190 - İstanbul , Klan Yayınları, 2012Kitabı okudu
"Hiç, içinde dışarı çıkmak için bir şans verilmesini bekleyen bir şey varmış gibi hissettin mi kendini?" diye sordu. " Kullanmadığın ek bir güç gibi, hani türbinlerden geçmek yerine şelaleden çağlayan su misali? "
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.