Kitabı bir tavsiye üzerine okumaya başladım. Türk işi Hayvan Çiftliği diyebilirim. O kadar anlaşılır ve bizden geldi ki Hayvan Çiftliği kitabından daha çok gözümde canlanan sahneler ve olaylar oldu. Kısaca kitaptan bahsetmek gerekirse kitap filler, karıncalar ve hüdhüd kuşlarından oluşan bir kadroya sahip. Filler kendilerini dünyanın efendisi sanıyor böyle sanmalarını sağlayanlar Hüdhüd kuşlarının başı olan Ulukepez'in filler sultanını gaza getirmesi. Zaten Ulukepez böyle güya elçi ama ortalığı karıştıranın ta kendisi. Bu hikayede yanan ise karıncalar. İlk başlarda kendi hallerinde olan karıncalar büyük bir oyuna geliyor. Yavaş yavaş kendi benliklerini unutuyorlar. Fillerin asimilasyon ve sömürgecilik planları çok güzel işliyor. En sonunda karıncalar, kendilerini de fil sanmaya başlıyor. Neyse ki içlerinden hala kendi benliğini unutmayan bir karınca var. O da kırmızı sakallı topal karınca. Onun sayesinde karıncalar gözlerini açıyor ve kendi benliklerine geri dönüyorlar. Ve koca fillerin üstesinden bizim ufacık, zeki karıncalar geliyor. Kısa bir şekilde özetlemeye çalıştığım bu hikaye, bir hikayeden daha fazlası...